IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

40Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 30 Ağustos 2020, 13:21   #41
Standart

günlerden pazar, yani bugün , rastladım bu siire. yakıyormus anladım yüregi.

gitmek istiyor canım
hayatın gittiği yere
islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
fırından taze ekmek alıp
buğusunu çekmek içine
ve ben seni çok özledim

Steelheart - She's Gone

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

herseyinizle onu hayatiniza sokmaya calismissinizdir ama basaramamissinizdir. sonunda arkasini doner ve gider. zaman cok yavas gecmeye baslamistir. anilara siginirsiniz. oturup geri donmesini beklersiniz ama donmez. onsuz yapamayacaginizi anlarsiniz.

size sizi hayatinizin sonuna kadar sevecegini soylemistir. sonra da gitmistir. neden bu kadar cabuk degistigini ve neden yalan soylemis olabilecegini anlayamazsiniz. oysaki yalan soylemis oldugunu anlamis olmaniz gerekir. ama anlayamamissinizdir.

tek tarafli sevginin dayanilmaz yalnizligini sadece bu sarki boler.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

o, sadece 3. tekil şahıs ya da alfabenin 18. harfi değildir...

o, aynı zamanda, o seni düşünmese bile sabah akşam düşündüğün, sırf senin hissettiklerini hissetmiyor diye, düşüncelerinde bile "sen" diye hitap edemediğinden, "o" diye hitap ettiğindir...

o, o'nsuz geçen sohbetlerde, o'ndan bahsedilirken, aklın o anda muhabbeti dinlemek yerine konuyla alakasız bir şekilde o'nda bile olsa, birden düşüncelerinden sıyrılıp kulak kabartmana sebep olan ve muhabbete karışıp dostlara o'ndan bahsederken her "o" dediğinde sesini çatlatan, o'nun yüzünü hayal edip heyecandan seni tir tir titretendir...

o, o'ndan bahsederken boğazındaki düğümdür.

o, yatakta o'nsuz bir türlü geçmek bilmeyen gece ve uykuyla boğuşurken, yorganını bacaklarının arasına alıp, yastığına sımsıkı "o" niyetine sarılmana sebep olandır...

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 31 Ağustos 2020, 20:02   #42
Standart

neden buradasın aslında bir cevabı yok , her günkü tiradlarımı ve monologlarımı karşımda görmek güzel olurdu diye düşündüm. onun dışında yazarak deşarj olmak gibi masum ve geçici bir planım var. yazacağım şeye gelirsem esasında gerçekten özel şeyler değil ya da bunu yazdıran farklı bir sebep yok.

içimde bir yerde birtakım rahatsızlıklardan dolayı beden bulmuş bir şey var. o şey her fırsatta kendini belli etmeyi seviyor galiba bir parçam haline geldi. bu da bir sebep olabilir.

her neyse, hepimizin hayatında vardır ya belki de yoktur bilemem, çözümsüzlüklerle dolu zamanlar, işte bu zaman, yaşıma göre biraz uzun metrajlı olmaya başladı, üç dört yıl falan, çözümsüzlükle baş edemiyorum hayatım biraz günah keçileri aramakla meşgul, bu önce şehir oldu, sonra okuduğum okul, sonra ailem bir şekilde suçladım kendi hatalarım ve kişiliğim nedeniyle olan şeyler yüzünden yapmaya da devam ediyorum aslında.

dedem diyalize girmiş biliyor musun ? bayram için aradım bursa'dakileri , hiçbirinin kutlayacak hali yoktu haklı olarak mal gibi hissettim kendimi. burada tek kalmayı çok istemiştim halbuki şu an hiçbir şeye derman olamıyor şu yalnızlık. o kafamda kurduklarım, sözümona planlarım bunun gerginliği ve günah keçisi arayan gerizekalı iç sesim sayesinde sadece hayal oldular.

yıllardır tek değildim, artısı olan bir tek kalma da değil şu an olan, ben aynı ben işte heves ettim arkadaşıma gitmek için yarı yoldan döndüm, biliyor musun bu hep var, insan tanımamaktan dolayı hayatıma standartlar koyamıyorum bu da beni mutsuzluğa itiyor ya da mükemmeliyetçilik, doyumsuzluk her neyse artık. yapmadığım şeyleri kafamda öldürüyorum. iyi tarafı ne biliyor musun kimse yok :)

sağlıksız beslenme ve plansızlıkla geçen bir müthiş gün daha ve yediğim ağır lokma ne biliyor musun (ne çok biliyor musun dedim ya) ayağıma sonsuz özgürlüğü ve zamanı serseler de benden olmuyor , sen de görüyorsun işte beni

çıktım bu zifaf sıcağı gibi havada kendimi harap ettim tüm günümün özeti bu, bana üç kapılar'ı soran oğlan çok tatlıydı oturup muhabbet etmek isterdim, bir de parkta çimin hemen kenarında sarmaş dolaş olan çift komikti, sokak arasında kur yapan köpekler gibiydiler onun dışında bir de kız gördüm hızlı adımlarla aynı kaldırımı arşınlıyorduk belli ki birine gidiyordu, biblo gibi beyaz yüzü ve düzgün bir burnu , pembe ve hoş bir şapkası vardı , bacakları inceydi, üstündeki siyah şeyi beğenmiştim gölgede dinlenirken bankın oradaki kediyi sevmesi içimi eritti biliyor musun, neden bunu paylaşmak istedim bilmiyorum minik şeylerle odaklanan düşünce yapım belki de bugün doygunluğa erişti ve sadece bu üç aptal detayı kustu.

daha fazla uzatmaya da hacet yok dünya tanrının yalnızlığına ve fezadaki soğukluğa inat edercesine dönüyordu her şeyiyle. o her şey bana çok yük olmaya başladı. hani o hayatla alakalı kendime dediğim şey var ya, bunu sana yazmak çok zormuş o yüzden kusura bakma

her yazdığımda diyeceğim bunu ; ben olmasam da sen var ol tüm mutluluğunla canım günlük...

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 01 Eylül 2020, 18:46   #43
Standart

kısmet değilmiş mutluluk
unutmaya çalışırım
bir sevenim olur elbet
sevmesende alışırım


sende açsamda gözümü
yoktu bu aşkın çözümü
zaman avutur gönlümü
hasretine alışırım


HARİKA AVCI - ALIŞIRIM

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


efsane parça. alt yapısı sözlerle aşırı uyumlu. bir yandan umut aşılarken bir yandan geçmişe olan özlemi, "keşke" yi barındırıyor.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


yazarlığımın tek amacı tek gayesi sesimi duyurmak bilgimi paylaşmak iken hevesimi kaçıran canımı sıkan o kadar çok şey oldu ki.. zevk aldığım, kendimi bulduğum, benliğimi inşa etmeye çalıştığım her şeyden çok ama çok uzak kaldım. canımı yaktılar, hayallerimi yıktılar, güvenimi sarstılar.. yorgunluğum dilimde daha da yorgun düştü. sessizliğimden bahsedemiyorum çünkü onlara göre çok konuştum çok söyledim ama ya duymadılar ya duyduklarını anlamadılar.

bilmiyorum olmadı işte. ilk olmadığında ısrarla yine istediğimden olmadı, sevgimi gösterdiğimden olmadı, neden olmadığına akıl sır erdiremediğimden olmadı, ben ben olduğum için olmadı.. her defasında tam da şimdi birinin desteğine ihtiyacım var dediğim zaman hep daha yalnız kaldım. çok şükür atlattım ama atlatıp daha büyük sorunlarla daha büyük yalnızlıklarla baş başa kaldım. 22 yaşında başladı bu döngü an itibari ile 36 olduğum varsayılırsa hesaba varmadı dilim. yani sözün özü "şimdi #36'yım, karanlık tek gördüğüm" dilimde dönüp duruyor..



Kuzey Işıkları


ve biliyorum gidenlerin yerine kimseyi koyamasam da birinin desteğine ihtiyacım var ve yine biliyorum değişmem gerek. güçlenmem, yorgunluğumu dengelemem, hırçınlığımı dindirmem gerek. ama tek başıma yapamam. o yüzden sen artık canım forum değil sevgili günlüksün. bugünlük bilgi vereyim yarın gelir havadisleri dökerim. sonra belki mesaj kutum yeşillenir biri yazar "yaparsın yellow! onlar olmadı yanında ama biz anonim de olsak buradayız" diye.. of o zaman izle sen..

Bazı aşklar vardır;
Ne kavuşabilirsin ne de ayrılabilirsin..
İkisi arasında sadece ömür tüketirsin..

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 02 Eylül 2020, 18:31   #44
Standart

ruhumun içinde hayatımda daha önce yaşamadığım bir çatışma var iki tarafı da kontrol edemiyorum.bu savaşı tek başıma sona erdirmem için sana ihtiyacım var.

Gökhan Güney - Candan Sevmeli

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

ortası yoktur sevmenin, ya seversin ya sevmezsin. çok güzel anlatır bu şarkı bunu.


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

hayatımda karşılaştığım hiçbir arkadaş yada dost dediğim insanlar iyi niyetimi anlayamadıkları gibi, görmezden geldiğim çoğu seyi fırsat bilerek tekrar tekrar yaptılar. ben onları kaybetmek istemedikçe onlar vazgeçilmez olduklarını sandılar. umurlarında değildim, uzaklaşınca farkına varmadılar. unutuldum, hatırlamadılar...

çok üzüldüm ama yine de sen, sevdiğim kadın! hiçbiri senin beni incitebildiğin kadar incitemedi...

defalarca yazıp yine de anlatamadığım şeyleri bu entry'e yazıp sildim. bir gün bu entry'i okuyup merak edersen, diger entrylerime bakabilirsin. bana kızmanı anlarım ama yazdığım bir çok şeyi anlamaya çalışırsan, bil ki onları hakedecek kadar kötü niyetli olmadım. sen benim için ne istiyorsan onu yaptın. bu seni mutlu ettiyse ne diyebilirim?

seni seviyor muyum? seviyorum. ama kimi seversen sev, sevgilini, dostunu arkadaşını sev, hepsinin sevgisi farklı tabi ama sevmek yetmiyor. sevilmedikçe kimse durup seni anlamaya çalışmıyor. ben seni sevdim diye senin de beni sevmen gerekmiyor. dünyanın gerçeği bu. o yüzden ne yaparsan yap sana gerçekten kızamıyorum. sevgimi öyle atıp hayatıma devam edemiyorum. sevdim çok sevdim, sadece. bunu anlayabilir musun?


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

bütün çocukluğum, bütün ümitlerim, bütün heveslerim seninle bir uçup gitti. her hayal kurduğumda sensizliği yaşamak, her güvendiğimde tek güvendiğimin ve güvenebileceğimin sen olduğu gerçeği ile yüzleşmek... ve olan bunca kötülüğün başımıza gelmesinin tek sebebi seni görmek.

dönülmez yolda yürümek, artık her şey için geç olması ve hayatın acımasızlığı. denk gelememek, çok sevmek ve çok sevilmek-ama gerçekten sevilmek- hiç bi şeyin yetmemesi bazen. yani kadere karşı gelememek. ah be, niye böyle yaptın. niye geç kaldın bu kadar. neden bu kadar cesaretsiz oldun... bari sen mutlu ol.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 04 Eylül 2020, 18:18   #45
Standart

Bazen diyorum kendi kendime, lan olum ne kadar da güçlüymüşsün be, bu kadar derdi, tasayı, sorumluluğu, düşünmeyi nasılda atlatıyorsun? -Bilmiyorum ama. Zaman geçiyor işte öyle böyle geçiyormuş :) bakalım artık Allah büyük...

Kent Şarkıları - Hayat Devam Ediyor


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

her ne hissediyorsaniz kabul edin. ne ya da nasil hissettiginizi bilmiyorsaniz bir durup dusunun, bulursunuz, onu kabul edin. gune ruh halinizin farkinda olarak baslayin.

sabah mutlu ve enerjik uyanmak ne kadar dogalsa mutsuz hatta bazen yikik uyanmak da o kadar dogal. mutsuz degilmis gibi yapmaniza hic gerek yok, insanin kendine karsi durust olabilmesi cok degerli bir sey. belki hayatta bir seyler yolunda gitmedi, mutsuz oldunuz. buna uzulmek kadar dogal baska ne var? uzulmemek absurt.

sonrasinda kus sesi mi dinliyorsunuz, ilik bir dus mu aliyorsunuz orasi size kalmis. herkes kendine neyin iyi geldigini bilir. sadece diyorum ki "nasilsin ve bu yaptigin neye iyi geliyor diye yapiyorsun?" kisminin bilincinde olmak onemli.

icinize atmayin, kendinizi kandirmaya kalkmayin, kendinizi negatife cekmeyin ama "super guclu olmaliyim hayat muthis ooo yee" demek zorunda da hissetmeyin. birakin aksin, cok guzel bir soz var, hayatiniza giren her firtina ortaligi dagitmak icin degil, bazilari onunuzu temizleyip acmak icin girer.


Kuzey Işıkları


bu şehirde yaşayan insanlara neyin bağladığını sorduğunuzda birinci olarak demese de ikinci olarak mutlaka denizi sayarlar. deniz her türlü hâle gidebilecek bir ortamdır. mesela yıllardır görüşmediğiniz bir arkadaşınız var onunla hem keyifli bir sohbet hem de yürüyüş yapmak istiyorsunuz en güzel mekan sahildir. alırsın çekirdeğini içeceğini oturursun denize yakın bir çimin üzerine.

bir yandan dalga sesleri bir yandan muhabbetin güzelliği değme keyfine. mesela üzgünsün, seni en iyi teselli edecek olan yine sahildir. içinde biriktirdiklerini boşaltmak istersin ya,dalgaların kıyaya vururken çıkardığı ses sanki senin içinde kopan fırtınalardır. kendinle baş başa kalırsın belki denizin suyunu iki damla gözyaşıyla sen de ilavede bulursun.

yaz mevsimi sahil bir başka olur özellikle de gece vakti. bir yandan meltem rüzgarları eser, diğer yandan insanlar şöyle bir hava almaya çıkmıştır onlarla karşılaşıp selamlaşırsın. minik adımlarla koşuşturan çocuklarla sevinirsin. çıngırakı susmayan dondurmacıdan 2-3 top dondurmanı alır, keyifle yürürsün. hele bir de arkadaşlara denk geldin mi, gel keyfim gel... /-samsun - atakum

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 05 Eylül 2020, 20:46   #46
Standart

bir damla kan beyne, kalbe, akciğere pıhtı olup atılınca bitkisel hayata girebiliyoruz, düşünebiliyor musunuz?

bir damar tıkanınca ya da patlayınca felç olabiliyoruz. incecik bir kılcal damar.

1 cm'lik tümör 1 ayda 6 cm'e ulaşabiliyor.

ölüyoruz gençler, biliyor musunuz? anlık ölüyoruz.

sevdiğiniz hiçbir şeyi ertelemeyin.
yapın, görün, yaşayın, hayata geçirin.
gerçekten seviyorsan git konuş bence.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hasret Aygün - Gurbet

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

hissedilen, düşünülen şeyleri ertelemeden söylemek lazım. erteleyince çığ olup büyüyor içimizde.

genel olarak sevdiğinizi söyleyin, ertelemeyin denmiş. evet, sevdiğinizi söyleyin. ama kızdığınızı, küstüğünüzü de söyleyin. pişman mısınız, özür mü dilemek istiyorsunuz gidin söyleyin. sonra hem çok geç oluyor hem de söylemeye daha çok korkar hale geliyoruz.

korkularınızla yüzleşmeyi ertelemeyin mesela. ne kadar erken yüzleşirseniz kendinizi tanımak için önünüzde o kadar zaman olur. sınırlarınızın, yapabileceklerinizin farkına varırsınız.

kendinize vakit ayırmayı ertelemeyin. mezun olayım, işe gireyim, dur bi evleneyim sonra kendime vakit ayırırım demeyin. yaşadığınız hiçbir an geri gelmeyecek. belli yaştan sonra hata yapmak gibi bir lüksünüz olmayacak. hata yapmayı da ertelemeyin.

acınızı, yasınızı ertelemeyin. zamanla öyle bir dağ haline geliyor ki taşıyacak gücünüz olmuyor. sevdiğiniz birini mi kaybettiniz, ağlayın, yas tutun, biraz uzaklaşın herkesten, kendinizi dinleyin. görmezden gelmek, iyi görünmeye çalışmak faydasız kalıyor. o yası bir şekilde tutacaksınız. daha tazeyken bununla yaşamayı öğrenin.

gücünüzün yetmediği şeyleri, kontrol edemediğiniz şeyleri kabul etmeyi ertelemeyin mesela. boşa çabalar durursunuz sonra. elinize geçen bir şey de olmaz. kendinizi yıprattığınızla, yorgunluğunuzla kalırsınız. değişmeyi ertelemeyin. hayatta başımıza ne geleceğini hiçbirimiz bilmiyoruz. yaşadığımız birçok şey bizi olduğumuzdan farklı bir insan haline getiriyor. o acıyı yaşamamızın, bu kadar ağlamamızın, çok mutlu olmamızın bir sebebi var. biz bilsek de bilmesek de bu böyle. bu yüzden bazı şeylere direnmemek lazım, çok geç olmadan kabul edin. yolunuzu ona göre çizin, öyle devam edin.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 06 Eylül 2020, 18:37   #47
Standart

kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni?

Ebru Gündeş - Kurşun Yerine

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


başarmam gereken şeyler önümde dağ gibi yığılmış vaziyette üstelik dağın etrafından dolanmanın veyahut ona tırmanmanın da bir manası yok, dağı parçalayarak geçeceğim tırnaklarımla.
yolun sonunda ne tırnak kalacak, ne el, ne de kol!
bir ben kalacağım ruhumda.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

bugün bedenen çok yorulduğum için ruhen yorulmaya pek vaktim kalmaz sanmıştım. öyle olmadı, ruhen yorulmaya başladım yine ve yeniden. belirsizlikler beni çok yoruyor. belirsizliklerden nefret ediyorum. anksiyeteliyim ben, kafamı kurcalayıp durur belirsizlikler. her şeye nokta koyabilsem çok iyi olurdu.

bir de kapı çaldığında yaşadığım ikilemden nefret ediyorum. ama bu hayatımı pek de etkilemiyor anlık bir sinir bozulmasına sebep oluyor sadece.

odamdaki limon ağacına da su vermeyi unutuyorum iki gündür. son zamanlarda çok fazla böcek çekmeye başladı. geceleri kafamın üstünde dönüp duran kanatlı canlılarla uyuyorum. kuzenime göre odasında limon ağacı yetiştiren tek insan benmişim. neyse ki beni diğer insanlardan epey ayıran tek özelliğim bu değil. farklı olmayı seviyorum.

bugün yazmayı uzattım ve konudan konuya atladım biliyorum. kafamda çok fazla şey olunca böyle oluyor. her neyse günlük umarım yarın güzel bir gün olur.



ne fark eder ki, kör için elmas da birdir cam da...
sana bakan bir kör ise, sakın kendini cam sanma..

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 12 Kasım 2020, 22:28   #48
Standart

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


hayatta her şey için uğraştım. emeksiz hiçbir şey avucuma konmadı. ama yoruldum. kendimi toparlamaya çalıştıkça daha da bocaladım. ne yüksekte gözüm ne başka bir isteğim vardı. normal bir düzende normal bir insan olmaktı. bazen sadece de huzuru aramaktı. kendimi telkin edecek de cümlem kalmadı. bu kadar olumsuzluğa katlanacak bir tek sevgim vardı futursuzca harcadığım artık o da kalmadı.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 12 Kasım 2020, 22:37   #49
Standart

Alıntı:
Loverman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


hayatta her şey için uğraştım. emeksiz hiçbir şey avucuma konmadı. ama yoruldum. kendimi toparlamaya çalıştıkça daha da bocaladım. ne yüksekte gözüm ne başka bir isteğim vardı. normal bir düzende normal bir insan olmaktı. bazen sadece de huzuru aramaktı. kendimi telkin edecek de cümlem kalmadı. bu kadar olumsuzluğa katlanacak bir tek sevgim vardı futursuzca harcadığım artık o da kalmadı.


Güzel bir eserdir. Nasıl desem, piyanodaki Rachmaninoff gibidir biraz. Biraz da Portishead gibi hissettirir.


Paylaşalım...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

________________

.






















-barışa giden yolda birbirlerini vurdu aynı tanrı'nın çocukları..-
 
Alt 18 Kasım 2020, 13:48   #50
Standart

hep aynı şeyler.
geliyoruz.
gidiyoruz.

onca sene geçiyor, hiçbirşey değişmiyor. ekmeğin peşinde koşuyoruz, aşkı arıyoruz, bizden olanları seviyoruz, umut ediyoruz, çok sıkılıyor az gülüyoruz. sonra da ölüyoruz.

milyon yıldır böyle yaşıyoruz. benim yaşım olmuş bilmem kaç milyon bir değişiklik yok.

detaylara girmeden özet geçiyorum;

karnımız tok. bu vakitten sonra açlıktan ölmemiz zor görünüyor. muhtemelen ölene dek yiyecek birşeyler bulabileceğiz.

aşkı hala arıyoruz. her bulduğumuzu aşk sanıyoruz, her gidişinde ardından bakakalıyoruz. şair değiliz, gelişinden de gidişinden de anlamıyoruz ama sanırım bizi ağlatan kızlar var ya, işte onlar hep aşk.

bizden olanları sevmeye devam ediyoruz. işsiz, güçsüz, yolsuz, mutsuz, kara, kuru kim varsa yüreğimizde.

eskisi kadar çok umut edemiyoruz. o da bir yere kadar ama di mi. çok umut demek beklemek demek, belli ki kimsecikler gelmeyecek öyleyse beklentileri de yavaş yavaş nihayetlendirmek gerek. yeni gezegen keşfolunacak da, birileri bizi oraya taşıyacak da, yeni bir düzen kurulacak da, herkes senede bir kere denize girecek, her çocuk mutlaka oyuncaklarla oynayacak da, insanlar sadece yaşlılıktan ölecek, ölenlerin hepsi de ölürken tebessüm edecek de, ohoo ölme umudum ölme. ister istemez ölüyor.

sıkılmak alnımdaki yara gibi. altı yaşımdan beri benimle. gayrı kovalasak da gitmez. arkadaş bizimle.

gülmeye sebep bulamıyoruz şu sıra. otobüste, metrobüste bir sıpa çıksa da karşımıza güldürse. kış da geliyor ki artık çocuk da göremeyiz sağda solda. hepsini doldururlar okullara, yazık, oku babam oku, sanki bu çocuklar temizleyecek dünyadaki bütün pisliği.

ölüm hala çok uzak. aklımın ucundan bile geçmiyor. aynada kendime söylüyorum ama söylediğimi duymuyorum. ölecekmişim kabullenemiyorum. oysa elimi çabuk tutmalıyım, ölmeden evvel ölümü tatmalıyım. allah'a daha çok yalvarmalıyım, daha çok, daha çok...

elveda günlük. canın sıkıldıkça aç oku. ne ifadeler değişir ne kurgu. aç bak bundan yirmi sene sonra bizim cephede yine durum bu.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:20.