17 Nisan 2020, 17:30
|
#11 |
| | | İçeriği Görebilmeniz için Üye olmalı / Giriş Yapmalısınız..! | | yağmur susturur sokakların gürültüsünü, insan seslerini, araba gürültülerini bastırır. yanında kuşların sesiyle sunar kendisini, ufak çakıl taşları kıvamında cama çarparak söyler uyanma vaktinin geldiğini, çarptığı yerlerde toprağın izini bırakır, kokusunu yayar çapından arda kalan alana ve sen sıcacık yatağından yağmurun verdiği heycanla uyanırsın, önce ufak bir bakış atarsın pencerenden sonra daha yakına odaklanır, camından süzülen damlaları seyredersin, kendi ritminde doğanın perküsyon üstadıdır yağmur, kaptırmamak elde değildir bu ritme kalbin ritmini. ritime kaptırdığında kendini doğaçlama başlarsın, pencereye kendiliğinden gider kolun ve açarsın camını, ufak ufak pervazına iner damlalar, elini dışarı uzatırsın birer birer eline konar yağmur, teker teker nazikçe buluşur damlalardan bir kaçı avucunda ve en güzeli tadına bakmaktır yağmurun, bütün gece diline değmemiştir hiç bir tat, doğa en saf haliyle sunar sana kendini damlaların içinde, ferahlar için. doğaçlama dansın balkonda son bulur yağmurla, kollarını açıp, yüzünü bulutlarla kaplı göğün yüzüne değdirirsin, damlalar yüzünün kıvrımlarından boynuna akar, işte o anda uyanırsın, yağmurla uyanırsın güne... her duyuya ayrı ayrı seslenir, her yerini ayrı sarar. sesi kulaklarında kuşların koyu muhabbetiyle son bulur, camına çarpıp süzülen damlalar bir sanatçının edasıyla gözlerine akar, avuçlarındaki iki damla yağmur dilinde enerji katar sana ve yüzüne aktığında tertemiz hissedersin kendini.
________________
bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti. |
|
| |