IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

51Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 11 Haziran 2021, 01:28   #21
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

"Acaba biz, dünyamızdaki özgürlüğün bitişini izleyen martılar mıydık?" diye kitabını sonlandırıyor, Richard Back. Öncelikle bir martının öz benliğini sorgulama süreciyle birlikte potansiyelini belirleme arasında sancılı bir süreci karşımıza çıkarır.

Peki bizler bu süreci yaşıyor muyuz? Bana kalırsa bu sürecin içinde hayatımızı idame ettiriyoruz. Yani kimlik karmaşası, isteklerimiz ve bu paralelde bir amaç inşa etmek oldukça zordur.

Belki de doğamız gereği bir buhranı atlatmadan çözülme yaşayamıyoruz. Tam da bu noktada "belirsizlik sendromunun" kucağına düşüyoruz. Çevremizde neler olup bittiğini kestirememe, geleceğin o flu görüntüsü ile gece mavisi tadında bir yalnızlık geçiriyoruz.

Biraz daha detaylandıracak olursak; içinde yaşadığımız bu belirsizlik sendromu, karşılaşılan durumlar karşısında yüzeye çıkmaktadır. Hatta çıkması muhtemeldir/çıkmalıdır. Bir işe girdiğimizdeki o tedirginlik ya da ufak bir hata bazen de dalıp gittiğimiz ağaçta veyahut eski bir fotoğrafa bakarken aklımıza düşer.

Tüm bu sorguların/soruların sonu "istediğini bilme" kavramına çıkmaktadır. Ne istediğimi biliyor muyum? Gerçeğe dönüşmesini beklediğim şeyi, gerçekten istiyor muyum? Ya da seçimlerimden memnun muyum?
Yukarıda saydığım soruları kendine sormayanımız yoktur. Ancak, doğru soruların sorulmasıyla cevaplar kendisini gösterecektir. Örneğin; ne istediğimi aramaktan ziyade neden istediğimi bilirsem işler daha da kolaylaşacaktır.

Her sorgulama sürecinde olduğu gibi bir şeyi istemekle birlikte, neleri de istemediğimi bilmeliyim. Bu sizler için çerçeve yaratacak, filtrelemek daha tutarlı olacaktır.

Zaman belirtmeksizin biraz da gözlemlemek gerekir. Bilhassa, yaşı geçkin dediğimiz ileri yaşlı insanların zamanla geçmişini, topluma karşı ya da kendisi gibi ürettiklerini sorguladığına şahit oluruz. Eğer sizler de o yaş grubunda olsaydınız, geçmişte neler yapmış olmayı dilerdiniz?

Gözlem dediğimiz noktada, şimdiye de odaklanmakta fayda vardır. Kendinizi bir navigasyon olarak düşünebilirsiniz. Bir yere gitmek isterken mutlaka konumuzu da belirtmek durumundasınız. Yani ne istediğimize karar verirken, "Neredeyim?" ile başlayabiliriz.

Bütün bunlarla doğru sorular, yeterli gözlem, öz bilinç ve sabır bize iyi bir rehber olacaktır. Unutmayın, her şey bir merak ateşi ve kararlılığa ilk adım ile başlar. Geçireceğiniz her sorgulamada kendinizde bir şeylerin değiştiğini göreceksiniz.

Sevgilerimle.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alt 22 Haziran 2021, 00:20   #22
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Piraye İçin Yazılmış : Saat 21-22 Şiirleri

Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni :
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti :
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık...

Ne güzel şey hatırlamak seni,
yazmak sana dair,
hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek :
filânca gün, falanca yerde söylediğin söz,
kendisi değil
edasındaki dünya...

Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine :
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

Ne güzel şey hatırlamak seni :
ölüm ve zafer haberleri içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...


Nazım Hikmet

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alt 16 Temmuz 2022, 19:33   #23
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

"Doğduğun zaman hakiki benliğine sahiptin.
Sonra sahte bir benlik yaratmaya başladılar.
Sen Hıristiyan'sın, Katolik'sin, beyazsın,
Alman'sın ve sen Tanrı'nın seçilmiş ırkısın;
senin dünyayı yönetmen lazım ve bunun gibi
pek çok şey. Sen yaratılmış olan bu ego
tarafından kullanılıyorsun. Bu yüzden ego
sadece mutsuzluk, acı, kavga, hayal kırıklığı,
delilik, intihar, cinayet gibi her türden suç
üretir. Ne zaman toplum tarafından sana bir
şey olduğun söylenirse hemen ondan kurtul,
kesinlikle o sen değilsin. Onu bir kenara fırlat.
Tüm egoyu paramparça et."

Osho, Ego.

 
Alt 21 Temmuz 2022, 23:37   #24
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart


Her şeyin yalın hali.

Mesela sevginin, nefretin, öfkenin ve türevleri olan her şeyin. Kalbinden geldiği gibi, bazı süzgeçler olmaksızın. Kendimi anlatmak zorunda kalmayım, ne konuşuyorsam onu düşüneyim. Anlamak zorunda kalmayım, imalarla kavgam bitsin.

Kendimi bazen bir sokak lambası yerine koyuyorum. Vakti gelince ışığı yanan, zamanı bitince sönen. Sadece o an yanından geçenlere faydasını sağlayan, sadece bir sokak lambası. Kim lamba olmak istemez ki?

Ya da balkon demiri olmak istiyorum. Her zaman yerinde duran, çok önemli bir şey fakat kimsenin dikkatini çekmediği bir balkon demiri. Bana bu yaşamda ne olmak istemediğimi sormamaları ne fena.

Bu sebeple arınmayı tercih ediyorum. Gözümü, beynimi, kulağımı, damağımı ve kalbimi yoran her şeyden arınmak. Daha minimal düzeyde sakinliği yaşamak ve bunun içinde gömülmek.

Biliyorum; yüreğim ve beynimin ortaklaşa girdiği bu yolda tek galip ben olacağım. Kendimi seviyorum.

Sevgilerimle.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alt 26 Temmuz 2022, 23:12   #25
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Bazı akşamlar çok derindir.

Hayatın akışı hızlı bir şekilde giderken o bazı akşamlarda soluklanırsın. "Ben kimim?" diye başlayan bir sorgulama süreci ile karşı karşıyasındır.

Şöyle karşıda hayatın tren şeklinde geçerken hangi vagonda neler düşüneceğini kestiremezsin. Her birinin anlamı o kadar karmaşık ve sarmaşık ki durup düşünmeye bunca zaman nasıl fırsatın olmaz diye hayıflanırsın.

Ve o vagonlar akıp giderken değişen şeyin sadece yüzünün ifadesi değil, zihninin en karanlık bölgelerinin de başkalaştığını özümsersin. Bazı şeyler anlam kaybetmiştir bazıları da büyük anlam kazanmıştır. Hayatın o biricik halinden aslında ne kadar sıradanlaştığını fark edersin.

Başkaları için bir iki sözden ibaret olan hayatının aslında kendin için yaşadığını ve daha yaşanabilir kılmak için büyük savaş vereceğini düşünürsün. Bu böyledir işte, çünkü kimse gelip yattığın yerden seni kaldırmayacak. Bütün amacın bunu tek başına yapabilmek olacak.

Hı, yoldaşların olmayacak mı? Elbette olacak, hatta gönlünü de hoş edecekler. Ama asıl olan işte o aynaya baktığında hissettiklerin olacak.

Şimdi elimde a'dan z'ye kadar hayatı yaşanabilir listesi ve o sıradanlığın kendi çapımda dışına çıkmak için fikirlerim birlikteyiz. Aklımı da kalbimi de masaya koydum. El ele tutuşup bu bazı akşamların molası bittiğinde nasıl devam edeceğimi konuşuyoruz.

Sevgilerimle.



Şuraya da güzel bir şarkı bırakalım o halde;

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 
Alt 15 Ağustos 2022, 22:59   #26
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

ve ben gittim, hikaye bu kadar.


 
Alt 22 Ağustos 2022, 02:28   #27
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Üzerimde yıllar yüklü dram ve elimde kırılmış bir kalp var.

"Allah'ım bununla nasıl baş edebilirim"li aynaya sorduğum sorularım var.

Hayattan çok fazla alacağım var ama artık buna bir son vermek için tüm hücrelerim can atıyor.

Ne vakit kendimle kalsam gözümü kapatıp kendimi başka bir evrende hayal ediyorum.

Geçecek biliyorum, aslında geçip geçmemesini umursamadan her eksilmenin kanamasıyla ilgilenmek zorunda kalıyorum.

Bir gün o pansuman yapılacak ve ben iyileşeceğim.
Kendime söz veriyorum.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


 
Alt 04 Eylül 2022, 01:16   #28
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Bu gece umut dolu şeyler yazmak istemiyorum. Motivasyon konuşması umrumda bile değil.

Sadece "normal" olmayı istedim.

İşe gidip gelmeyi, güzel giyinmeyi, güzel şeyler pişirmeyi ve güzel sevmeyi/sevilmeyi.

Bu kadar basit bir denklemin içerisinde nasıl boşluklar oluşuyor anlamlandırmak zor. İnsanların kafasının içini özümsemek kördüğüm.

Avaz avaz bağırmak gerekirken sesini çıkarmamak çile.
"Ben de buradayım" diyememek ve var oluşunun niteliklerini kaybediyor oluşunu hissetmek eziyet.

Tüm hücrelerim çekili ve düşlerim bir girdabın içinde.

Söyle sonsuzluk, ne zaman tanışacağız?

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:31.