07 Aralık 2020, 17:21 | #1 |
SimülatiF ÖZGÜRLÜK
KudüS Kutsallığın felsefe taşı, bütün dini kültürlerin merkezinde, özgürlüğün simülasyon'el olduğu, Filistin/Kudüs de doğdum ben... Alınmayan oyuncak, binemediğimiz bisiklet hiç sorun olmadı, fiyakalı acılarımız oldu bizim, saklambaç oynayabilmeye dair. Olmadı... Kaçanı kovaladığımız kovalamaç, tellere takılan uçurtmalarımız, beton zemine karesel çizimle oynanan sek sek, köşe kapmaca, kıyasıya keyifle çevirdiğimiz topaçlarımız olmadı bizim. Daha çok... Sınırlarlarda saklı mayına basmamaca, bombalardan kaçmaca, sadece yıldızların ışıttığı gecelerde, kurşun saymaca gibi, zemheri oyunlarımız oldu. Kuralları basitti oyunların... Mayına basmadan ülke topraklarında gezemeyen, şuursuzca atılan bombalardan kaçamayan, kurşun saymacayı kurşun kapmaca sanarak, ateş hattında kalan, oyundan atılıyordu. Benim oynamayı bilmeyen bir çok yaştaşım oldu!... Bir babayı; yaralı dizleri üstünde çökmüş halde, on yaşında bir oyundaş'ımı kanlı bedeniyle kucağında hastaneye yetiştirmeye çalışırken gördüğümde, vazgeçtim çocuk olmaktan. Zira; biz bu oyunları beceremiyorduk... Birileri çoktan ambargo koymuştu samimi gülüşlerimize. Doğuştan itibaren beşik kertilmiştik; ESARETE... UÇMAYI HAYAL EDEN KANATSIZ KUŞLARDIK, HÜRLÜĞE DAİR... Vatan topraklarının sınırları dahilinde gülemeyen, idealleri doğrulltusunda yürüyemeyen, yatağında yaşlı ölemeyen BEN... Sizce ÖzGüR müyüm? KıRıK KadıN Ayak bileklerimden tutulup havada baş aşağı dururken, ebe kadının attığı tokatla ilk çığlığını atan bir insan olarak doğmuşum ben. O ilk çığlıktan sonra bir daha asla sadece insan olamamışım... Çocuğunun önünde başından vurularak öldürülen anneyim ben... Bana böylesine bir son reva görüldü madem, hayattayken sesleri bastırılan bütün kadınların sesiyim ben... Sokakta kocasından dayak yerken feryadına kimsenin koşmadığı zevcenin; Otobüste, metroda, iş yerinde... Yollu sanarlar diye sessiz kalarak, her sabah taciz edilmek endişesi ile yola çıkan işçinin; Babasının namusu temizlensin diye tecavüzcüsüyle evlendirilen tazenin; Doğumhane kapısında canından çok sev diye kucağına verdikleri bebeğin; Saçını okşayan bacının; Seni doğuran annenin... Hepsinin sesiyim ben... Bizim kulaklarımıza, kendi kararlarımızı verebileceğimiz, güzel ve temiz yaşamanın ve kendimizin en önemli şey olduğu fısıldanmadı hiç. Namuslu, yani iffetli yaşamamız ve itaat etmemiz gerektiği öğütlendi. Kadının namusunun ise kızlık zarından ibaret olduğu işlendi. Bakir topraklardan kaçan bedenler, bakire arayışına girdi. “Sokaklar tehlikeli!”, “Elalem ne der?”, “Babanı utandırma!”, “Kocanı kızdırma!” dendi. “Sen kuyruk salladın, sana müstahak!” dendi. Yetmedi, “Adın çıkacağına canın çıksın!” dendi. Erkek, kendi hayvani dürtülerini törpüleme yoluna gitmeden, kadına önce insan olduğu unutturulup, sofradaki yeri öküzden sonra gelen kadın olması tembihlendi. En sonunda oldu... Adım çıkmadı, canım çıktı... Kadın cinayeti olarak geçtim kayıtlara. İzin vermediler; ölürken bile insan olamadım ben... Ben işte ben... Seçimlerde oy kullanabilen ama kendi evinde söz hakkı olmayan, babasının iffet ölçeri, akrabaların stres topu, kocasının kuluçka makinesi, toplumun günah keçisi, BEN... Sizce ÖzGüR müyüm? KahKaha D.T.
________________
“Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.”
~ Og Mandino |
|
|
07 Aralık 2020, 17:23 | #2 |
Vay kimin aŞk'ısı ama. Muhteşem olmuş.
Emeklerine Sağlık ...
________________
UçuRumu SevenLeRin KanatLaRı oLmaLı... |
|
|
07 Aralık 2020, 17:52 | #3 |
Ellerimize sağlık <3
________________
“Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.”
~ Og Mandino |
|
|
07 Aralık 2020, 18:45 | #4 |
"Seçimlerde oy kullanabilen ama kendi evinde söz hakkı olmayan, babasının iffet ölçeri, akrabaların stres topu, kocasının kuluçka makinesi, toplumun günah keçisi, BEN...
Sizce ÖzGüR müyüm?" "Vay be" dedirten bir yazı oldu, bir çırpıda okudum. Çok haklı bir isyanın, keskin bir dille ama üzmeden kibar bir üslubu.. Ezilenlerin filmi olur, türküsü olur, olur da olur... Bir şeyleri çözümlemek için önce anlatmak gerekir tabii, bunu çok iyi başarmışsın. Peki göğüs kafesini saran bu ezilmiş hissini nasıl geçirebiliriz? Emeğine, yüreğine sağlık canım. Dipnot: Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sizin de emeğinize sağlık :) Konu Publisher tarafından (07 Aralık 2020 Saat 18:53 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
07 Aralık 2020, 18:56 | #5 |
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Yengem emeğine sağlık..
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] abim emeğine sağlık (:
________________
|
|
|
07 Aralık 2020, 19:09 | #6 |
emeginize saglik cok güzel olmus
________________
Hope. . . ✨
|
|
|
07 Aralık 2020, 19:38 | #7 |
Emeğinize sağlık harika abicim..
________________
"Sevilmenin kıymeti bilinmiyorsa, Uzaklaşmak En güzeli ki üzülen sen olmayasın" |
|
|
07 Aralık 2020, 19:54 | #8 | |
Alıntı:
Bu hissi nasıl geçirebiliriz?... Ben çok biz, bir takım özgürlük, kudret ve donanımı olan, kadınlara görev düştüğünü düşünüyorum. Kontrol ettim, bu forumda açmamışım ama bulunduğum hemen her forumda bununla ilgili bir konu açmak huyumdur. Burayı atladığımı farkettirdiniz, ilk fırsatta ilgilenicem :) Teşekkür ederim. Lakin sizin de vurguladığınız gibi forum, sosyal medya vb. mecralardaki farkındalık, sadece yara bandı. Çözümün, hayatımızdaki ve elimizin uzandığı her kadını gözlerinin içine bakarak sevip, önemsemek; hayatlarımızın herkesinki kadar değerli olduğunu doğdukları andan itibaren her fırsatta hissettirmekten geçtiğine inanıyorum. Biz birbirimiz kollayıp, yüceltirsek bir şeyler değişecektir. Kendi kıymetimizi bildikten sonra, bizi değersizleştirmeye, kimliksezliştirmeye çalışanları tükürüğümüzle bile boğarız. Muhtaç olduğumuz kudret, 23. kromozomumuzda saklı ;) Değerli yorumunuz için tekrar teşekkür ederim ;gul
________________
“Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.”
~ Og Mandino |
||
|
07 Aralık 2020, 19:55 | #9 | |
Alıntı:
Teşekkür ederiz :)
________________
“Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.”
~ Og Mandino |
||
|
07 Aralık 2020, 20:02 | #10 | |
Alıntı:
Haarika Aslında değinmek istediğim noktaya gelmişsin, işte her şey "ben"den başlıyor. Kendime değer verdiğim, ezdirmediğim, haddimi bildiğim noktada belki de en çok kendimi sevdiğim noktada; kişiler beni önemsiyor. Ne olursa olsun ister gönül ister kan fark etmeksizin bana karşı güç yarışına giren her bireyi durdurmalıyım. Belki de uzaklaşmalıyım. Sorgulamalı, okumalı ve en çok da düşünmeliyim. Sonrasında hayat bir şekilde benim bu emeğimi görüp, karşılığını verecektir. Asıl ben teşekkür ederim, keyif aldım :) |
||
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|