IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

46Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 16 Ocak 2023, 20:28   #81
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Maske tak. Ama şu güzelleşmek için sürdüğün ama Shrek'e benzediğin yeşil kremlerden değil. Hayali olanından. Çünkü kime gerçek yüzünü gösterirsen, ertesi gün tanınmaz halde bulursun kendini aynalarda...

________________

Kinayet
 
Alt 16 Ocak 2023, 21:04   #82
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Hep en kötü ihtimali düşün. Çünkü yükseldiğinde, etrafındakilerin gerçek yüzünü göremiyorsun. Üzerine basıp çıkmak için sırada bekleyenlerin olduğunu ve bu bekleyenlerin de sevdiklerinden oluştuğunu sadece düşerken net görebiliyorsun. O nedenle, düşmeyi beklemek yerine dipte kal! Ne sevmek için ne de canını yakmak için yaklaşamaz hiç kimse, sana.

Ha bu arada, bir insanın hayatına girmek, hiç bilmediğin bir şehre girmeye benzer. Yalnız birinde çıkış tabelasını kendi ellerinle yaparsın. Tanıdın mı beni, müptedi...

________________

Kinayet
 
Alt 16 Ocak 2023, 21:57   #83
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Tek kalmak ve terk edilmek kardeş gibidir. İnsan ya terk eder ya da tek kalır. Sürekli devam eder bu. Birilerini öldürmek zorunda kalmak ile birileri tarafından öldürülmek de öyledir. Ya teksin. Ya da terksin.

________________

Kinayet
 
Alt 17 Ocak 2023, 17:37   #84
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Bu dünya, sonunda ne olacağını öğretir, anlamadığın yerde kanser yapar. Hem savaşıp hem de yalvarıp ölürüz. Daha önce yaşamış ve unutulmuş tüm insanlar gibi...

________________

Kinayet
 
Alt 17 Ocak 2023, 22:46   #85
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Gepetto Sendromu diye bir şey var, biliyor muydunuz?

Carlo Collodi'nin, Pinokyo ismindeki çocuk romanını duymuşsunuzdur. Aslında gerçek hikâye başkadır. Ama bizi ilgilendiren, sonunda Pinokyo'nun asıldığı hikâye değil. Bizi asıl ilgilendiren, yalnızlığın insana her şeyi yaptırabileceğini anlatan o hikayedeki Gepetto'nun psikolojisi. Sorun şu ki, Gepetto Sendromu'nun ciddiyetini, sadece ama sadece bu psikopatolojik hikâyeyi anlattıktan sonra kavrayabilirsiniz.

Bak şimdi, birkaç teknik bilgi verip hikâyeye gireceğim. Kulaklarını tam aç ve iyi dinle, başlıyorum;
Kur'an-ı Kerim'in Hicr suresinin 26'ıncı ayetine göre insan şöyle olmuştur; “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.” İncil, Yaratılış 1:27’de der ki; “Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı'nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı.” Tevrat’a göre de iki şekilde yaratılma hikayesi vardır. Ancak Gepetto, sadece Yahvist Metin'den yola çıkmış olmalı. Çünkü orada ikinci insan (kadın) ilk insanın (erkek) kaburga kemiğinden yaratıldığını iddia eder. Gepetto, yalnızlıktan kutsal kitapları karıştırmaya başlar. Hristiyanlığa göre Hz. İsa, çarmıha gerilip öldürülmüştür. Ancak Müslümanlar, Nisa 157'den yola çıkarak ölmediğine inanır, tabii çarmıha gerilenin de Yahuda İskaryot olduğuna. Bunları araştırırken Gepetto'un aklına şöyle bir fikir geldi; “Eğer İsa, ölmediyse, onun kanına boyanan tahta çarmıhtan insan da yaratmak mümkündür.” Komik veya saçma gelebilir. Ama unutma, yalnızlık insana her şeyi yaptırır! Allah'a inanır gibi yaptırır. Gepetto, artık yalnızlıktan kurtulmanın nasıl olacağının krokisini kendi kafasında belirlemiştir. Geriye sadece Crux Vera çarmıhını bulmak kalmıştır. Ancak kutsal Crux Vera haçı; 1204 yılındaki Latin istilası sırasında Ayasofya yağmalanınca, mevcut son parçalarını da kaybetmişti. Gepetto'un o haçı aramaya çıktığı yol ise 1876'dır. Tam yedi yıl sonra, 1883 yılında Gepetto, kutsal haçı bulmuştur. Evinde ince bir çalışmayla güzel bir kukla haline getirmiştir. Her gün kuklasıyla oynamaya başlamıştır. Ancak belirli bir zaman sonra bu kendine yetmemeye başlamıştır. Bir gece, uyumadan önce kutsal kitaplardan seslenerek şöyle yalvardı; “İsa'yı babasız yaratan Allah'ım, onun kanını taşıyan tahtadan yaptığım kuklama da annesiz hayat ver. Yoksa kendimi öldürebilirim yalnızlıktan!” Zariyat suresinin 56'ncı ayeti, “Ben cinleri ve insaları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” der, Allah ve Gepetto'un bu duasını kabul eder. Çünkü Gepetto, ona yönelir. Ondan yardım ister. Allah için hiçbir şey mucize değildir. Peygamber'in söylediğine inanılan şöyle bir söz vardır; “Bir kimse, cuma günü ikindiden sonra Ayet’el Kürsi'yi ıssız bir yerde on yedi defa okursa, daha evvel kendisinde olmayan haller oluşur. O anda dua etse, duası kabul olunur.” Ya Gepetto, bunu yürekten istemişse? Bakma öyle, masallar, inanıldığı kadar gerçektir. Her neyse. Gepetto, bir sabah uyanır ve karşısında Pinokyo'nun ona gülümseyerek baktığını görür. İçinden geçirdiklerini sesli bir şekilde, “Keşke günaydın diyebilecek kadar canlı olabilseydin.” der. Ardından Pinokyo, “Günaydın!” der. Gepetto, o an şaşırmaz. Çünkü o kadar çok istemiştir ki bunu, hayâl bile olsa umurunda değildir. Tıpkı Musa'nın peşinden koşan Firavun gibi. Hiç yadırgamaz bu durumu. Ve Allah'ın bu iyiliğine karşılık, Gepetto da Pinokyo'ya ilk önce okumayı aşılamak ister. Çünkü ilk emir, “İkra!” dır. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz ve Pinokyo ne okulu ne de okumayı asla sevmez. Gepetto buna çok üzülse de İsa'nın çarmıhtaki hali aklına gelir ve Pinokyo'ya asla “Neden?” sorusunu yöneltmez. Yöneltemez. Zaman su gibi geçer. Bir gün, komşusu uzun zamandır göremediği için Gepetto'yu merak eder ve evine gitmeye karar verir. Ancak eve geldiğinde gördüğü manzara şok etkisi yaratır. Tahtadan bir çocuğun konuştuğunu görüp baygınlık geçirir. Allah'ı görmek isteyen ancak sadece kudretinden bile yığılıp kalan peygamber gibi komşusu da oracıkta bayılır. Gepetto, bu durum karşısında sadece şuna inandırır kendini; “Pinokyo, beni düşündüğü için okula gitmedi. Yoksa beni büyücü zannedip öldürebilirlerdi.” Bu olanlar karşısında çok etkilense de Pinokyo, babasına belli etmemeye çalıştı. Bir gece babasının dua ederken, “Pinokyo'nun insan olmasını istiyorum” dediğini duydu. Etten kemikten olmasa da bir ruha sahipti Pinokyo. Çok üzüldü. Ancak babasına hak verdi. Çünkü normal bir insan onu görünce inanmak istemiyordu. Nasıl inanılsın, Hz. İsa, “Ben peygamberim” demesine rağmen çarmıha germediler mi? Pinokyo'ya neler yapılır düşün bakalım. Gepetto da bunu düşündü ve insan içine çıkarmaktan vazgeçti. Komşusu kendine gelip evden ayrılınca Gepetto'un büyücü olduğunu söyledi insanlara. İnsanları kışkırtarak bir gece evini bastılar Gepetto'un. Ancak evinde hiçbir büyüsel eşya bulamadılar. Pinokyo'yu bile bulamadılar. Çünkü Pinokyo, daha önceden gitmeye karar vermişti. Babasının uyuduğu o gece de çoktan yola çıkmıştı bile. Yolda Cebrail (a.s) ile karşılaştı. Cebrail, “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Pinokyo, “İnsan olmaya gidiyorum” cevabını verdi. Cebrail hiçbir şey demeden yolundan çekildi. Bu sefer Pollyanna ile karşılaştı Pinokyo. “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. O da aynı şekilde “İnsan olmaya...” cevabını verdi. Pollyanna, gülümsedi. Sonra Pinokyo'nun burnunu koparıp kalbine sapladı ve “Bir şey hissediyor musun?” diye tekrar sordu. Pinokyo, “Hayır” dedi kendinden emin bir şekilde. Pollyanna, “İnsan olmak için kalbin çok acımalı” dedi. Pinokyo, içinden “Kurumuş bir ağaca ne kadar zarar verebilirsin ki?” ama dışarıdan “Haklısın, o halde nereye gidersem gideyim bu olmayacak” dedi. Pollyanna, tasdikler gibi kafasını salladı. Pinokyo geri döndü. Fakat döndüğünde evini yanıyorken buldu. Çünkü inkâr etmemişti Gepetto. Yaptıklarının arkasında durmuştu. Anlatmıştı. Gözlerine baka baka anlatmıştı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı... Diz çöktü Pinokyo. Kalbine dokundu. Pollyanna haklıysa, insan olmuştu. Ama vazgeçti, önce insanlıktan, sonra da yaşamaktan. O hırsla kalktı ayağa, evini ve babasını yakanların üstüne koştu. Hz İsa'nın aksine “İnsanlık bu mu!” diye haykırarak koştu. Ardından yangına koştu Pinokyo, ateşe koştu. Gözyaşlarıyla söndürebilmek için koştu. Her şeyi düzeltmeye çalışır gibi koştu. Ve insanlığını da Alak suresinin 8'inci ayetine sıkıştırarak koştu. “Tahta gibi, insan kadar!”

Araf suresinin 179'uncu ayetini bıraktı. “‘Andolsun ki,’ dedi ayet, ‘cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık.’ Peki, sence, Gepetto'ya ihanet eden Pinokyo muydu, insan mıydı, inandığı mıydı, yoksa inancı mıydı?”

Nebe suresinin 40'ıncı ayetine yaslanarak öğrettiğim şeyi soruyorum sana, insan olmaya gerek var mı? Sayemde çok önemli bir şey öğrenmiş oldun, Gepetto Sendromu diye bir şey olmadığını..

________________

Kinayet
 
Alt 18 Ocak 2023, 18:34   #86
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Bazı gerçekler aslan değişmezdi. “Ben” her zaman haklıydı, “Sen” her zaman suçluydu ve “O” her zaman yalnızdı. İnsanlar, bu üç tekil şahıs arasında sürekli yer değiştirirdi.

________________

Kinayet
 
Alt 18 Ocak 2023, 21:50   #87
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Kimi tanırsanız tanıyın, bir gün ölüp toprağın altına gidecek gerçeğini aklınızdan çıkartmayın.

________________

Kinayet
 
Alt 18 Ocak 2023, 23:10   #88
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Hırsızlık hakkında biraz konuşalım. Ama her şeyden önce bu dünyada herkesin bir parça hırsız olduğunu kabullenelim. Küçükken, komşunun bahçesinden meyve çalardık. Kimimiz cebimizi doldururduk, kimimiz midemizi. Cebini dolduranlar, bahçeden çıkınca karşımızda özendirerek yerlerdi. Biz de sanki demin yememişiz gibi bakardık. Sonra bu durum büyüdükçe değişte. Artık insanlar her şeyi o yöntemle yapmaya başladı. Unutmayın, özendiğin her şeyi bir gün denersin. Âdem ve Havva, cennet bahçesinden meyve çalar. Belki de şeytan, o meyveyi Âdem ile Havva'nın karşısında yiyip canlarını çektirmiştir. Kim bilir? Her neyse.

Hatırla, herkese güvenirsin önce. Sonra da kazık yersin. Daha sonra da sen atarsın. Ve zamanla bu durum: “Artık kimseye güvenmiyorum.” demeni, her sabah “günaydın” demek kadar pelesenk haline getirir dilinde. Laçkalaşırsın. Birilerine hep “İyi niyetimden vurdular.” yalanını sokmaya çalışırsın. İşin garibi, bu yalana sen, herkesten çok daha kolay ve en önce inanırsın.

Birine verdiği şeyin iki katını almak da hırsızlıktır. Bundan yola çıkarsan dünyanın kendisi de hırsızdır. Hangi çağda olursa olsun, o dönemin en büyük hırsızı zamandır. Zamanın çaldığını, yerine kimse koyamaz. Dünyanın kendisi bile. Yalan söylemek de hırsızlıktır. Birini kandırmak için doğruyu yalan, yalanı da doğru şekilde anlatırsan ne olur biliyor musunuz? Deneyin.

________________

Kinayet
 
Alt 18 Ocak 2023, 23:22   #89
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Onun da her şeyi anlayacağı günler gelecek. Senin de gelecek. Herkesin anlayacağı günler de gelecek. Merak etmeyin, anladığınız için çıldırdığınız dönemleriniz de olacak. Anlam vermeye çalışırken yorulduğunuz gündüzleriniz, anlamını yitirdiğiniz şeyleri aramaktan uykusuz kaldığınız geceleriniz olacak.

________________

Kinayet
 
Alt 18 Ocak 2023, 23:27   #90
Schmiss
Renommier - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Sırtını, sırrını, sanrını ve ağrını bilen tek şey duvar olunca anlayacaksın. Şimdi değil. En azından şu an değil.

________________

Kinayet
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:16.