Siz küçükken evde kaç saat haber izlenir/dinlenirdi?
90larda çocukluk geçiren benim hatırladığım kadarıyla akşamları “Ana Haber Bülteni” izlenirdi. Bana o zamanlar çok uzun gelirdi ama aslında geçen zaman 30 dakika ile 1 saat arası bir süre. Bir de dedem arada bir radyoyu açıp, TRT FM’de bir şeyler duymayı umut ederek saatini ayarlar, bir kaç dakika anons dinlerdi. Fakat yine de o akşam ki haber bülteni beklenirdi. Bir de gece haberleri diye bir şey vardı, bunlar da kısaydı. 10 ila 15 dakikalık yayınlardı. Yani toplamda, taş çatlasın, 1,5 saat falan.
Velhasıl kelam, haberleri izlemenin bir ağırlığı vardı. Hem çok fazla bilgi alış verişi yoktu, hem de haberlerin amacı insanları haberdar etmekti. Şimdilerde öyle değil, 24 saat 7 gün boyunca sürekli, değişik değişik mecralardan haber alıyoruz. Birini kapatıp, diğerini açıyoruz. Sonra bu kafalar neden böyle güzel oluyor, neden herkes çok öfkeli ve mutsuz, neden sürekli yeni komplo teorileri çıkıyor ve neden panik içindeyiz diye düşünüp duruyoruz. Amaç da insanları haberdar etmek değil zaten.

Sağlık personeli değilim, COVİD-19 için araştırma yapan bir bilim insanı hiç değilim, ekonominin gidişatına yön verecek biri de değilim. O yüzden ne yapmam gerektiği ilk günden beri aynı. O yüzden aynı şeyi 1750. defa duymama gerek yok. Hayatlarını kaybedenler ve hastalananlar için hala ilk günkü gibi üzülüyorum ve onlar için üzülüp dua etmek dışında yapabileceğim hiçbir şey yok. Her an kaç kişi bundan dolayı ölecek diye endişelenmek gibi bir lüksüm de yok. Vesvese bağışıklık sistemini zayıflatırken, neden kendimi ve ailemi riske atayım?

Dakika dakika vaka haberi takip eden arkadaşım tarafından “umursamaz” olarak addedilince söylemeden edemedim... İtfaiye hortumundan su içmeye kalkarsanız boğulmayı bile beceremezsiniz.
Nolur azıcık omuzlarınızın üzerinde taşıdığınız o şeyi kullanın. Televizyonunuzu, sosyal medyanızı biraz kapatın. Emin olun siz haber almadınız diye vaka sayısında hızlı bir artış olmayacak. Ya da siz bir vefat haberinden bir kaç saat geç haberdar oldunuz diye o aileler daha fazla üzülmeyecek. Duygusal tepkiler vererek nereye varmayı planlıyorsunuz bilmem ama hiç olmazsa sakin kalmak için çabalayan bizleri umursamazlıkla suçlamayın. Elinizden gelen bir şey var ise buyurun dökülün ortaya, yok ise siz de benim gibi alın elinize örgünüzü başlayın bir şeyler örmeye.

Mark Twain der ki “Eğer gazete okumazsanız bilgisiz kalmış olursunuz; okursanız yanlış bilgilendirilmiş olursunuz.”
Bilgiyi nerden edindiğimiz bu yüzden çok önemli.

Medyaya selam ve bir daha herhangi bir virüs hakkında yazmamak dileği ile...

D.T.