![]() |
| |
| | #1 |
| Hızır Nebî (a.s.) bir hamama gider. İhtiyar bir zâtın, kendi başına bir kurnada yıkanmakta olduğunu görüp, yanına varır ve ihtiyar zâta lâtife olsun diye, karş kurnada yıkanan gençleri göstererek: – Baba, gençliğinde ihtiyarlara hizmet etmemişsin ki şu delikanlılar da sana hizmet edip seni yıkamıyorlar, dediğinde, ihtiyar zât: – Biz gençliğimizde ihtiyarlara hizmet ettik, ama zamane delikanlıları bize hizmet etmiyorlar, der. Hızır: – Ya öyle mi? diyerek, ihtiyarın arkasını keseler ve yıkar. İhtiyar zât ona teşekkürden sonra: – Gençler bizim sırtımızı varsın yıkamasın. Allah, bize işte böyle Hızır’ı gönderip yıkatır! deyince, Hızır şaşırıp kalır, – Benim Hızır olduğumu nereden biliyorsun? dediğinde: – Allah’a kul olana böyle şeyleri bilmek güç değildir, cevabını alır. Hızır, Cenâb-ı Allah’a münâcaat edip: – Ya Rabbi! Bana bir defter verip, o defterde sevenlerinin ismini bildirdin. Bu zâtın ismi burada yok. Bu kimlerdendir? dediğinde, Allah cevap verir: – Ya Hızır! Sana verdiğim defterde sevenlerimin ismi var. Bu ise sevdiklerimdendir. Sevdiklerimin ismini sadece ben bilirim. ![]()
________________ | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |