Bir şey geçtiğinde bazen kendimize şöyle deriz: Bu önemsiz, asıl şeye odaklanmam gerekiyor. Ancak küresel olaylar hayatta ne sıklıkla olur? Bunu düşündüğümüzde, hayatımızın %90'ının önemsiz şeylerden oluştuğunu kabul etmek zorundayız.
Başka bir deyişle - yaşadığımız her şeyin %90'ı önemsiz şeylerdir. Her seferinde, sıradan şeylerde şu ya da bu seçimi yaparak, gerçekliğimizi değiştirir ve tamamlarız. Ne yersek oyuz. Ve biz de ne okuyorsak oyuz. Ne düşündüğümüz. Neye odaklanıyoruz. Ne ile iletişim kurarız. Biz böyle yaşıyoruz. Her seferinde birini diğerine tercih ederek kendi realitemizi belirli bir şekilde inşa ederiz.
Çoğu zaman kendimizden bıkarız ve hayatımızı bir çırpıda değiştirmek isteriz. Pazartesiden beri kaç kez yeni bir hayata başladın? Ancak böyle bir taktik, açgözlülük (bir ömrü değiştirmek için) ve tembelliğin (bir çırpıda) karışımıdır ve neredeyse hiçbir zaman işe yaramaz. Ve eski hayatında uyanırsın.
Gerçeklik önemsiz şeylerden oluşur. Önemsiz şeyler, gerçekliğin inşa edildiği atomlardır. Gelişim, yaşamın küresel konumlarında değil, her gün yaptığımız binlerce seçimdedir. İyi olmak, iyilik yapmanız gerektiğine inanmak değildir. İyi olmak, günde birçok kez iyi şeyler yapmaktır.
Sadece her gün yaptığımız binlerce seçimin farkında olduğumuzda değişiriz. Kendimizi değiştirerek dünyayı değiştiririz...

*Alıntı*