din kültürü ve ahlak bilgisi - IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi

**dae** · 08 Mart 2024, 20:53

yasamak istedigi hayati yasayamayan ya da yasayamamis milyonlarca insanin oldugu ulkede ahlak anlayisi saglam temeller uzerine oturamaz. bati dunyasi din temelli ahlak anlayisini sanayi devriminden once ama cografi kesiflerden sonra yikti.

bunun nedeni cografi kesifler sonrasinda kitaya giren yuksek miktarda altin, gumus ve bunlar karsiligi satilan ipek ve baharatti. kilise merkezli dunya gorusunu insanlara empoze edebilmek icin kilise merkezli bir sermaye gucu gerekir ama avrupa'daki temel uretim kita avrupasinda yapilabilen tarimdi. tarim yapilan toprak uzerinde kilisenin bir hakimiyeti vardi ama bu hakimiyetin gelisimi organikti aslinda. cunku guclu merkezi yapilar yoktu. daha kucuk derebeylikler seklinde parcali bir yapi vardi.

bu yapi hem derebeylerin hem de kilisenin isine geldi cunku kontrolu altindaki insanlarin isyan etmemesi icin kilise bu insanlara bir kimlik veriyor ve karsiliginda uretilen arti degeri lokal derebeyleriyle paylasiyordu. islam dunyasi da o yillarda hemen hemen ayni seyleri yapti fakat merkezi yapilari daha guclu kurabildi. bunun nedeni tarimsal uretimin daha fazla olmasidir.

iklimi geregi bereketli hilal ve levant bolgesinde zirai uretimin yuksek potansiyeli ve geleneksel ipek ve baharat yolu nedeniyle ticaretin akdeniz limanlarindaki sikligi bunu kolaylastirdi. zaten islam'dan once bile ayni bolgede bizans imparatorlugu uzun yillar ayakta kaldi.

dolayisiyla cografi kesiflerle islam dunyasina altin ve gumus girseydi bile merkezi yapi bunu bir sekilde ortadan kaldirabilirdi. halbuki cografi kesifler nedeniyle aksi degisen ticaret ve avrupa'ya dolan altin ve gumus kilisenin otoritesini ve gucunu zayiflatti. ilginctir ama bu zayiflama etkisini ilk olarak almanya'da protestan akimlariyla gosterdi cunku cografi kesiflerden ilk nemalanan portekiz ve ispanya merkezi kralliklarin gucunu artirmayi tercih etti. yine de ticaret nedeniyle elden ele dolasan para bunlarin otoritesini sarsmaya yetti.

martin luther 11. yuzyilda neden cikmadi da cografi kesiflerden sonra cikti sorusunun cevabi burada. bolunmus siyasi yapilar uzerinde kilisenin gucu sisteme disaridan giren para nedeniyle zayiflayinca sartlar martin luther'i ortaya cikardi. bunlar bir sekilde duyulunca vatikan'a yakin noktalarda da guc zayiflamasi belirdi ama yine de surec yavasti. martin luther'den 70 yil sonra bile kilisenin galile'yi yargilayacak gucu vardi ama tabii ki italya'da.

yani oyle ya da boyle sermaye el degistirebildi. kilisenin tabutuna son civiyi cakan da sanayi devrimi oldu. kimlikler degisti resmen. dini kimlikler geriledi yerine millet bilinci geldi. islam sanayi devriminden gorece uzak bir cografyada hakimdi. bu nedenle kurmak istedigi sosyal nizam pratikleri sanayi devrimi ve sonrasindaki surecle uyumsuzdu.

islam da sartlara gore degisebilir tabii ama bu degisimin gerceklesmesi icin merkezilesmenin zayiflamasina ihtiyac vardi fakat bunu yaptiginizda da kendi sinirlarini koruyamayacak kadar gucsuzlesiyordu cunku sanayi devrimi ve sonrasinda enerjinin kullanimi ve askeri muhendislik uygulamalarinin gucu sinirlarin korunmasini imkansizlastirirdi.

dolayisiyla daha icine donuk bir toplum yaratmak icin islam sarttir. islam'in bu yonunun reforme edilebilmesi de islam cografyasinin sinirlarini koruyarak mumkun degildir. bunun yerine turkiye'de yapilmaya calisilan milli bilinc kazandirilamayan insanlari musluman kimligiyle kontrol altina almaya calismaktir. burnu havada turk aydini ikisini de kucumseyedursun, milliyetcilik islam'dan cok daha sekuler bir akim oldugundan dolayi milliyetci saiklerle kontrol etmek islam'a gore daha maliyetlidir ozellikle de baris ortaminda.

kisacasi mevcut sartlar altinda genis anlamda turkiye'de ahlak sorunu cozumlenemez. insanlarin ahlaksiz oldugunu bilen insanlar da birbirine guven duymaz. aile baglari daha guclu kalir hatta bazen orada bile baglar kopar turlu ahlaksizliklar nedeniyle. temel ahlak anlayisi bu yuzden korku ve cehennem atesine dayali olmak zorundadir ve topluma islamizasyon bu ahlak anlayisi cercevesinde ogretilmelidir.

oplumun reaksiyonuya islam'dan uzaklasma seklinde oluyor, ben bir seküler olarak bu durumdan cok tedirginim. islam ve korkuya dayali ahlak anlayisinin basarisizligi kamu duzeninin iflasina yol acabilir ve bu ulkeyi daha sert bir yikima da goturebilir. birakin insanlar ahlaksizliklarina aldiris etmeden musluman kimlikleriyle yasamaya devam etsinler. cok mutsuzsaniz ulke degistirin ya da icinize kapanarak insanlardan uzak durun.

bu insanlar ahlaksizliklarina kilif uydurmak yerine sistemi sorgulayip hak falan talep ederlerse turkiye devleti sinirlarini koruyamayacak hale gelebilir...

SonsuZ · 08 Mart 2024, 21:12

Cok guzel anlatmisin yapilmak isteneni.Uzucu ama gercek.👏👏👏

08 Mart 2024, 20:53	#1
dae Les yeux sans visage	din kültürü ve ahlak bilgisi yasamak istedigi hayati yasayamayan ya da yasayamamis milyonlarca insanin oldugu ulkede ahlak anlayisi saglam temeller uzerine oturamaz. bati dunyasi din temelli ahlak anlayisini sanayi devriminden once ama cografi kesiflerden sonra yikti. bunun nedeni cografi kesifler sonrasinda kitaya giren yuksek miktarda altin, gumus ve bunlar karsiligi satilan ipek ve baharatti. kilise merkezli dunya gorusunu insanlara empoze edebilmek icin kilise merkezli bir sermaye gucu gerekir ama avrupa'daki temel uretim kita avrupasinda yapilabilen tarimdi. tarim yapilan toprak uzerinde kilisenin bir hakimiyeti vardi ama bu hakimiyetin gelisimi organikti aslinda. cunku guclu merkezi yapilar yoktu. daha kucuk derebeylikler seklinde parcali bir yapi vardi. bu yapi hem derebeylerin hem de kilisenin isine geldi cunku kontrolu altindaki insanlarin isyan etmemesi icin kilise bu insanlara bir kimlik veriyor ve karsiliginda uretilen arti degeri lokal derebeyleriyle paylasiyordu. islam dunyasi da o yillarda hemen hemen ayni seyleri yapti fakat merkezi yapilari daha guclu kurabildi. bunun nedeni tarimsal uretimin daha fazla olmasidir. iklimi geregi bereketli hilal ve levant bolgesinde zirai uretimin yuksek potansiyeli ve geleneksel ipek ve baharat yolu nedeniyle ticaretin akdeniz limanlarindaki sikligi bunu kolaylastirdi. zaten islam'dan once bile ayni bolgede bizans imparatorlugu uzun yillar ayakta kaldi. dolayisiyla cografi kesiflerle islam dunyasina altin ve gumus girseydi bile merkezi yapi bunu bir sekilde ortadan kaldirabilirdi. halbuki cografi kesifler nedeniyle aksi degisen ticaret ve avrupa'ya dolan altin ve gumus kilisenin otoritesini ve gucunu zayiflatti. ilginctir ama bu zayiflama etkisini ilk olarak almanya'da protestan akimlariyla gosterdi cunku cografi kesiflerden ilk nemalanan portekiz ve ispanya merkezi kralliklarin gucunu artirmayi tercih etti. yine de ticaret nedeniyle elden ele dolasan para bunlarin otoritesini sarsmaya yetti. martin luther 11. yuzyilda neden cikmadi da cografi kesiflerden sonra cikti sorusunun cevabi burada. bolunmus siyasi yapilar uzerinde kilisenin gucu sisteme disaridan giren para nedeniyle zayiflayinca sartlar martin luther'i ortaya cikardi. bunlar bir sekilde duyulunca vatikan'a yakin noktalarda da guc zayiflamasi belirdi ama yine de surec yavasti. martin luther'den 70 yil sonra bile kilisenin galile'yi yargilayacak gucu vardi ama tabii ki italya'da. yani oyle ya da boyle sermaye el degistirebildi. kilisenin tabutuna son civiyi cakan da sanayi devrimi oldu. kimlikler degisti resmen. dini kimlikler geriledi yerine millet bilinci geldi. islam sanayi devriminden gorece uzak bir cografyada hakimdi. bu nedenle kurmak istedigi sosyal nizam pratikleri sanayi devrimi ve sonrasindaki surecle uyumsuzdu. islam da sartlara gore degisebilir tabii ama bu degisimin gerceklesmesi icin merkezilesmenin zayiflamasina ihtiyac vardi fakat bunu yaptiginizda da kendi sinirlarini koruyamayacak kadar gucsuzlesiyordu cunku sanayi devrimi ve sonrasinda enerjinin kullanimi ve askeri muhendislik uygulamalarinin gucu sinirlarin korunmasini imkansizlastirirdi. dolayisiyla daha icine donuk bir toplum yaratmak icin islam sarttir. islam'in bu yonunun reforme edilebilmesi de islam cografyasinin sinirlarini koruyarak mumkun degildir. bunun yerine turkiye'de yapilmaya calisilan milli bilinc kazandirilamayan insanlari musluman kimligiyle kontrol altina almaya calismaktir. burnu havada turk aydini ikisini de kucumseyedursun, milliyetcilik islam'dan cok daha sekuler bir akim oldugundan dolayi milliyetci saiklerle kontrol etmek islam'a gore daha maliyetlidir ozellikle de baris ortaminda. kisacasi mevcut sartlar altinda genis anlamda turkiye'de ahlak sorunu cozumlenemez. insanlarin ahlaksiz oldugunu bilen insanlar da birbirine guven duymaz. aile baglari daha guclu kalir hatta bazen orada bile baglar kopar turlu ahlaksizliklar nedeniyle. temel ahlak anlayisi bu yuzden korku ve cehennem atesine dayali olmak zorundadir ve topluma islamizasyon bu ahlak anlayisi cercevesinde ogretilmelidir. oplumun reaksiyonuya islam'dan uzaklasma seklinde oluyor, ben bir seküler olarak bu durumdan cok tedirginim. islam ve korkuya dayali ahlak anlayisinin basarisizligi kamu duzeninin iflasina yol acabilir ve bu ulkeyi daha sert bir yikima da goturebilir. birakin insanlar ahlaksizliklarina aldiris etmeden musluman kimlikleriyle yasamaya devam etsinler. cok mutsuzsaniz ulke degistirin ya da icinize kapanarak insanlardan uzak durun. bu insanlar ahlaksizliklarina kilif uydurmak yerine sistemi sorgulayip hak falan talep ederlerse turkiye devleti sinirlarini koruyamayacak hale gelebilir... ________________
	Alıntı Yap

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)