07 Ocak 2021, 10:00 | #1 |
Gidişinin Hemen Ertesi...
Gidişinin Hemen Ertesi...
Gidişinin hemen ertesi. Ve hemen sonrasında geldi o keder. Bodrum katında bir atölye. Bağırıyordu demirci. Koşturup duruyordu çırak. Oğlum getir kapıda duran ateş-i. Oğlum koş yanıyor yüreği. Susmuştu sokakta topun peşinde koşan çocuklar. Her evin camından yankılanıyor, Sütten ağzı yanmış kundakta ki çocuklar. Seyyar satıcıların çığlıkları yarıp geçiyordu göğü. Eskicilerin yüzü gülüyor. Eskiciler esir alıyordu her köşe başını. Bir eski eşya gibi çirkin gülüşleriyle izliyorlardı beni. Nesli tükenen insanlar. Katlediyordu kendinden güçsüz. Kendisine muhtaç olan, Doğayı, havayı, canlıları. Kan kırmızıya dönüşüyordu nehirler, denizler. Kan kusuyordu toprak, Kana susamıştı iblise kafa tutanlar Ellerinde bıçağıyla, Seyrek dişleriyle Ve o çirkin bakışlarıyla, Bana bakıp kahkaha atıyordu haramiler. Gidişinin hemen ertesi. Gidişinin en iğrenç saati. Aslında gidişinin yoktu bir sebebi. Güneş bile doğmuyor artık. Gittiğin günden beri... Sadullah Karakaş |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|