IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
 
 
Seçenekler Stil
Alt 19 Mart 2020, 13:15   #1
Guest
CeReN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Serotonin EksIkliginin Genel Saglik Acisindan Etkileri Nelerdir?

Serotonin beyindeki en onemli norotransmitterlerden biridir ve ruh halindeki rolu ile bilinmektedir. Ancak sindirim gibi diger onemli vucut fonksiyonlarina da buyuk olcude etkili olmaktadir. Bu nedenle, bazen serotonin veya serotonin eksIkligi olarak adlandirilan dusuk duzeyler, fiziksel ve zihinsel refah ile ilgili cok cesitli farkli potansiyel semptomlarla iliskilendirilmistir. Bu makalede serotonin eksIkligi nedir? Genel saglik etkileri nelerdir? Bu konularda aciklayici bilgiler yer almaktadir.

Serotonin EksIkligi Nedir?
Serotonin amino asit triptofandan iki enzimden olusan kisa bir metabolik yolla sentezlenmektedir. Ilk asamada, hammadde (metabolik onc ) triptofan, triptofan hidroksilaz enzimi tarafindan 5-hidroksitriptofana (5-HTP olarak da bilinir) donusturulmektedir. Ikinci asamada 5-HTP, aromatik amino asit dekarboksilaz enzimi tarafindan serotonine (5-HT) donusturulmektedir. Serotonin, kan trombositlerinde ve bagirsak hucrelerinde uretilmektedir ve daha sonra etkilerini gostermek icin vucutta dagilmaktadir.
Beyin disinda uretilen serotonin, triptofan ve 5-HTP’nin uretebilmesine ragmen, kan-beyin bariyerini dogrudan gecememektedir. Bu nedenle, son iki bilesIk beynin icinde serotonin ureten bilesIklerdir. Bu mekanizmalarda herhangi bir bozulma veya serotonin reseptorlerinde hasar, vucuttaki genel serotonin etkilerinin azalmasina neden olmaktadir. Serotonin seviyeleri normalden dusuk oldugunda, bu serotonin eksIkligi olarak bilinmektedir ve bozulmus vucut fonksiyonlari ve hatta psIkolojik bozukluklar gibi cesitli semptomlarla sonuclanmaktadir.

Serotonin EksIkliginin Potansiyel Nedenleri
Vucut ve beyin boyunca serotonin uretimi ve eylemine katilan cok sayida faktor bulunmaktadir, bu da kisinin ne kadar serotonin veya nasil bir serotonin bulundugunda potansiyel olarak rol oynayabilecek cok sayida farkli faktorun oldugu anlamina gelmektedir. Buyuk bir kismi ona dayanan farkli biyolojik sistemler icin mevcuttur. Bu nedenle, bunun tam kapsamli bir liste olmadigi akilda tutularak, dusuk serotonin duzeylerine veya azaltilmis serotonin aktivitesine neden olabilecek veya katkida bulunabilecek faktorler bulunmaktadir. Bu faktorler asagidaki gibidir:
• Serotonin uretimi icin gerekli olan metabolik bir kofaktor olan BH4’u (tetrahidrobiyopterin) azaltan kalitsal kusurlar
• Triptofani metabolize eden ve sonucta serotonin uretiminden sorumlu olan TPH1 ve TPH2 genlerindeki mutasyonlar
• Serotonin uretiminde anahtar bir enzimi kodlayan SPR genindeki mutasyonlar (sepiapterin reduktaz)
• 5HT1A, 5HT1B ve 5HT2c gibi serotonin reseptor genlerindeki mutasyonlar
• Serotonin hucrelere alan serotonin tasiyici genindeki ( SERT/SLC6A4 ) mutasyonlar
• Beyindeki serotonin ve diger onemli norotransmitterleri parcalamaktan sorumlu bir enzim olan MAOA genindeki mutasyonlar

Serotonin EksIkliginin Potansiyel Etkileri
Biyolojik saati bozabilir
Serotonin, vucudun biyolojik saatini veya sirkadiyen ritmi duzenlemeye yardimci olmakla cok ilgilidir, bu da diger bircok vucut fonksiyonlarini ve bilissel surecleri etkilemektedir. Bu nedenle, anormal serotonin seviyeleri teorik olarak sirkadiyen ritmi etkilemektedir. Ornegin, bazi hayvan calismalari, farelerde serotonin tuketmenin sirkadiyen ritminde onemli bozulmalara yol actigi ve bunun da yeterli yuksek kaliteli uyku alma yeteneklerini onemli olcude etkileyebilecegini bildirmistir. Serotonin sadece bir hayvanin aldigi toplam uyku miktarini etkilemekle kalmaz, ayni zamanda tam olarak uyurken de etkileyebilmektedir. Ornegin baska bir calismada, serotonin tukenmis farelerin gunduz geceden daha fazla uyudugu bildirilmistir. Bir kez daha, bu anormal uyku davranisi genel sirkadiyen ritminde bir bozulma oldugunu gostermektedir. Bununla birlikte, hayvanlardaki bu ilk bulgularin insanlar icin de ne kadar gecerli olabilecegini anlamak icin cok daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.
Cinsel tercihi etkileyebilir
Ilginc bir sekilde birkac hayvan calismasi, serotonin eksIkliklerinin en azindan farelerde cinsel tercih ve davranis uzerinde bir etkisi olabilecegini bildirmistir. Ornegin bir calisma, hayvanlarin serotoninden tukendiginde ilac verilmesi veya triptofan eksIkligi olan diyetler yapilmasi gibi, bu biseksuel ciftlesme davranislarini arttirdigini bildirmistir. Bazi arastirmacilar, cinsel tercih uzerindeki bu etkinin, farelerin feromonlari koklama yetenegindeki bir degisIklikle ilgili olabilecegini onermislerdir. Tedavi edilen serotonin eksIkligi olan erkeklerin hala bir koku alma duyusu vardir, ancak diger erkek feromonlarina dogru cekildigi gorulmustur. Benzer bir calismada, serotonin eksIkligi olan disi farelerin disileri erkeklere gore cinsel partner olarak tercih ettikleri bildirilmistir.
Erkekler uzerinde yapilan bir calismada, heteroseksuel ve homoseksuel erkeklerin norotransmiter aktivitesinde onemli farkliliklar sergiledigi ve serotonin arttirici ilaclara farkli tepki verdigi bildirilmistir. Bununla birlikte, bu farkliliklardan sorumlu kesin mekanizmalar belirsizligini korumaktadir, bu nedenle bu bulgu sadece gelecekte ek arastirmalarla onaylanmasi gereken olasi bir baglantiyi gostermektedir. Bu erken calismalarin bazilarinin sonuclari, serotonin duzeylerinin insanlarda cinsel tercih ile iliskili olabilecegini dusundurmektedir; Bununla birlikte, cinsel tercih, beyindeki serotonin degistirilerek degistirilemeyen bircok noronal yapi da dahil olmak uzere cok sayida farkli faktor tarafindan belirlenmektedir. Bu nedenle serotoninin artan veya azalan gercekte cinsel tercihleri ne olcude etkileyebilecegi bilinmemektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken baska onemli sinirlamalar da bulunmaktadir. Birincisi, altta yatan mekanizmalar ve biyolojik surecler farkli hayvan turleri arasinda cok farkli olabileceginden, hayvan calismalarindan elde edilen bulgulari dogrudan insanlara tahmin edilememektedir. Ikinci olarak, bu erken calismalarin bircogu sadece asiri derecede siddetli serotonin tukenmesi olan hayvanlar uzerinde yapilmistir. Bu nedenle, serotonin’de sadece hafif veya orta derecede eksIkligi olan diger hayvanlarda veya insanlarda neler olabilecegini kesin olarak tahmin edilememektedir.
Sindirim sistemini etkileyebilir
Bagirsaktaki kaslarin kasilmasi (peristalsis), yiyecek ve sivilarin sindirim sisteminde hareket etmesine neden olan seydir. Serotoninin yaklasIk % 95’i bagirsakta uretilerek depolanmaktadir. Bu nedenle, serotonin eksIkliginin potansiyel olarak bagirsak fonksiyonu uzerinde onemli bir etkisi olmaktadir. Serotonin seviyeleri dusuk oldugunda, bu, kas hucresi sinyallerinin buyuklugunu ve uzunlugunu degistirebilmektedir. Ayrica hucrelerden salinan kalsiyum miktarini azaltmaktadir. Bu, bazi arastirmacilarin serotonin eksIkliginin sindirim surecine mudahale edebilecegini ve hatta sindirim sisteminde tikanikliklara yol acabilecegini one surmesine neden olmustur. Ornegin, bagirsaktaki dusuk serotonin seviyeleri, ozellikle semptomlar kabizlik veya diski gecirmede zorluk cektiginde, irritabl bagirsak sendromu (IBS) gibi bazi gastrointestinal bozukluklarla iliskili olmaktadir.
Bagirsak akisinin degismesi, ayni zamanda potansiyel olarak dusuk serotonin seviyelerine bagli bir durum olan divertikulitin ana klinik ozelliklerinden biridir. Divertikulit, kalin bagirsagin veya kolonun astarinda gorunen siskin keseler akut olarak enfekte veya iltihaplandiginda ortaya cikmaktadir. 51 hastanin pilot calismasi, divertikulitli hastalarin bagirsakta daha az serotonin tasiyicisina (SERT) sahip oldugu bildirmistir. Serotonin degisIklikleri, divertikulit gelisiminden sorumlu gorunmese de, azalmis SERT ekspresyonu ve fonksiyonu inflamasyondan kaynaklanmaktadir ve bazi semptomlara neden olmaktadir. Bununla birlikte, serotoninin sindirim sagligiyla iliskisi hakkindaki mevcut veriler kari******************. Ornegin, colyak hastaligi olan hastalarin bagirsakta serotonin duzeylerinde artis oldugu bildirilmistir. Bu nedenle, serotonin ve sindirim arasindaki temel iliski, baslangicta inandigi kadar basit olmamaktadir.
Kan pihtilasmasini etkileyebilir
Serotonin kan pihtilasmasinda onemli bir rol oynamaktadir. Bunun nedeni, serotoninin kanin trombositlerinde depolanmasidir, burada pihtilasma surecini tetiklemek icin bir sinyal gorevi gormektedir. Bu nedenle, serotoninde onemli bir azalma teorik olarak kan pihtilasmasini bozmaktadir. Ornegin, serotonin icinde kronik olarak eksIk olan bazi fare suslari, kesIklerden asiri kanama gostermistir ve bu da kan pihtilasmasini bozmustur. Bu fare suslarinin bir calismasi, serotonin tasiyici geninin (SERT) aktivitesini onemli olcude azaltan mutasyonlarin bundan sorumlu olabilecegini bildirmistir. Ayrica bu farelere, kan serotonin seviyelerini normal araliga yukselten bilesIkler ile tedavi edilmesinin, bozulmus kan pihtilasmasini tersine cevirdigi ve serotonin seviyelerinin genel olarak kan pihtilasmasinda rol oynayabilecegine dair on kanitlar eklendigi bildirilmistir. Bununla birlikte, bu bulgular hala sadece belirli cok spesifik fare suslarinda rapor edilmistir. Bu bulgularin insanlarla veya diger hayvanlarla herhangi bir ilgisi olup olmadigini gormek icin cok daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.
BagisIklik sistemi islevini etkileyebilir
Birkac erken hayvan calismasindan elde edilen on bulgulara dayanarak, bazi arastirmacilar serotonin eksIkliginin bagisIklik sisteminin baskilanmasi ile iliskili olabilecegini onermislerdir. Ornegin, dusuk serotonin seviyelerine sahip baliklarin, bir butun olarak bagisIklik sistemini zayiflatabilecek cesitli farkli immun hucre turlerinin uretimi ve cogalmasinda onemli bir azalma gosterdigi bildirilmistir. Benzer sekilde, baska bir hayvan calismasi, serotonin tuketen farelerin genel immun hucre uretiminde bir azalma gosterdigini bildirmistir. Bununla birlikte, bu erken sonuclar sadece hayvan calismalarina dayanmaktadir. Bu nedenle serotonin ve bagisIklik sistemi arasindaki iliskinin insanlarda ne olabilecegi kesin olarak bilinmemektedir ve bunu belirlemek icin daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.
Tuz istegini arttirabilir
Bir hayvan calismasindan elde edilen ilk bulgular, serotonin duzeylerinin diyet ve gida tercihleri uzerinde bazi etkileri olabilecegini dusundurmektedir. Farelerde yapilan bir arastirmaya gore, serotonin tukenmesi sodyum icin artan isteklere yol acmistir. Serotonin tukenmis fareler bir kontrol grubuna kiyasla onemli olcude daha fazla sodyum tuketmistir. Bununla birlikte, bir kez daha, bu erken bulguyu dogrulamak icin daha fazla arastirmaya ihtiyac duyulmaktadir.
Anoreksiya nervozaya dahil olabilir
Bazi psIkiyatrik arastirmalar, serotoninin, anoreksiya (anoreksiya nervoza) gibi yeme bozukluklari ile iliskili davranissal ve psIkolojik semptomlarin cogunda merkezi olarak rol oynayabilecegini dusundurmektedir. Bununla birlikte, bu iliskinin incelenmesi cok zordur, cunku diyet beyindeki serotonin duzeylerinin ana belirleyici faktorlerinden biridir. Yeme bozuklugu hastalari tipik olarak cok az kisitlanmis ve kisitli diyetlere sahiptirler. Vucutlarinin gercekten serotonin ve diger onemli norotransmitterleri uretmek icin ihtiyac duyduklarini gostermektedir. Bu nedenle, yeme bozuklugu semptomlarinin baslangicta dusuk serotonin duzeylerinden ne olcude kaynaklanabilecegini bilmek zordur. Buna karsin yeme bozuklugu hastalarinda gorulen dusuk serotonin duzeylerinin ne kadarina neden olarak dogrudan diyet yapmaktan ziyade zayif diyetleri neden olmaktadir.
Bununla birlikte birkac insan calismasi, anoreksIk hastalara triptofan takviyeleri vermenin semptomlarini ve duzensiz yeme davranislarini kismen hafifletmeye yardimci olabilecegini bildirmistir. Bu, serotoninin bir sekilde yeme bozukluklarina neden olarak dahil olabilecegi fikrini destekleyen en azindan bazi on kanitlardir. Ayrica, serotonin duzeyleri ile yeme bozukluklarinin gelisimi arasindaki potansiyel iliskiyi daha iyi anlamak icin daha fazla takip arastirmasi gerekmektedir.
Migrene katkida bulunabilir
Kesin mekanizmalar hala bilinmemekle birlikte, serotonin migrenlerin baslangicinda rol oynamaktadir. Bazi arastirmacilara gore, beyindeki dusuk serotonin seviyeleri veya triptofandaki altta yatan eksIklikler, migren hastalarinda bas agrisi ataklarini potansiyel olarak tetikleyen biyolojik faktorlerden biri olmaktadir.
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:25.