13 Ağustos 2020, 18:46 | #1 |
Sevdalığın Yolunda
hayatta en çok portakalın kokusunu sevdim, ne biten kışın, ne gelen baharın kokusuna benzer, ne denizin ne toprağın ne de bal için yollara düşmüş arının taze konduğu çiçeğin kokusuna benzer...
öyle bir etkisi vardır ki üzerimde, büyüdüğüm, portakalın yetişmediği topraklarda, babamın inatla yeşerttiği, yaşı neredeyse bana eş portakal ağcının her kış verdiği portakallardan aldım bu kokuyu... küçüklüğümde ne vakit üzülsem, mutsuzluğu sindiremesem, karamsar hissetsem yanına gider bir portakalı dalından koparıp kokusu için soyardım. Selçuk Balcı - Sevdalığın Yolunda ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ellerinde papatyalarla geldi gerçekten sevenler. seviyor, sevmiyor cinsinden bir iddiaya tutuştular ki, kaybeden hep papatyalar oldu. çok bilinmeyenli denkleme dönüştü bazen. x'i yalnız bırakmak da çare olmadı. bazen kiminle, kimi toplasan hep "o" etti. yalnızlık temalı şiir ve şarkılarda kendilerini bulup efkara gömüldüler ki, hiçbir şarkı ya da şiir tam olarak anlatamadı duyguları. anlatamadığı için hep yenileri yazıldı. birbirinin ardı sıra, yeni uykusuz geceler biriktirdiler çoğunlukla. gün ışımaya başladığında martılar karşıladı, sönen sokak lambalarının yerini. kanadıkları yerden yeniden yaralarını sardılar. onları ayakta tutan umuda sarıldılar. çünkü sevgi hep ağır bastı. aşk kimsenin bilmediği bir lisandı. her gün yeni kelimeler öğreniliyordu. çözdüğün tüm bulmacalardan daha karmaşıktır aşk. çözdüğünü zannederken bir bakmışsın ki kördüğüm olmuşsun. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- bir sokak lambasının aydınlattığı ışık kadarım artık. bilincimi akşamları kapatmazsam uyuyamıyorum. bir uykusuzluk armağan ettim kendime kimseye anlatamıyorum. yasaklar, ihanetler, özürlerden bir çit çektim etrafıma. fotoğrafını bin parçaya bölüp sokağıma attım. sokağımda her köşede seni görmem birilerini sana benzetmem belki de bundan oldu. bilmiyorum. kötü rüyalarımı eskiden sana anlatırdım şimdi kabuslarımı beynimin içine hapsediyorum. arada sırada utanan, kaybolan bir çocuk gibi sana sesleniyorum. duymuyorsun çünkü haklısın. bütün haklılıklardan nefret ediyorum çünki hiçbir işimize yaramıyorlar. uzatmayayım zira seni özlemekle meşgulüm. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- sabah uyandım, en sevmediği şarkıyı açtım, bir çay koydum. yırtarcasına araladım perdeleri. gün ışığı içeri girsin istedim. tenime, her sabah beni karşılıksız seven, iliklerime kadar ısıtan gün ışığı dokunsun istiyordum bu defa. yağmurun her yağışı, çiçeklerin her açışı, bulutların turkuaz rengi çarşaf üzerinde her süzülüşü, senden daha değerli artık. hani demiş ya şair; ne sen leylasın ne de ben mecnun, ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün, artık seninle biz, düşman bile değiliz. dipnot : sana dediğim verdiğim tüm sözleri kendime verdim. asla kimsenin olmayacak diyebileceği hayallerdi bunlar. ancak ben ümit ederek tutunuyorum yaşama. kader tabii engelleyemezsin. elimden gelen sadece elbet bir gün demek oluyor. görüşürüz cümlesi bile geniş zaman benim.
________________
bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti. |
|
|
13 Ağustos 2020, 18:51 | #2 |
Keyifle okudum. Emeğine, kalemine sağlık
________________
. |
|
|
13 Ağustos 2020, 18:55 | #3 |
Ne güzel yazmışsın yiiine emeğine sağlık.
________________
“Size kafamda bir hüküm giydirmedim bayım. çünkü benim kafamda cezanız idamdı. ama sizden kafamda dahi öldüremeyecek kadar nefret ediyordum. Çünkü ölüler kokardı ve zihnimde ölünüzün kokusunu dahi istemiyorum...”
|
|
|
14 Ağustos 2020, 09:50 | #4 |
Kahraman Tazeoglu şiiri okuyormuş gibi hissettim. Emeğinize sağlık Loverman. ;dayi
|
|
|
19 Ağustos 2020, 00:06 | #5 |
Emeğinize yüreğinize sağlık..
________________
~ E & B ~ |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|