Baştan sona bildiri tartışması

Siyasetin gündeminde bildiri tartışması var. CHP, Meclis’te dört siyasi partinin imzaladığı teröre karşı birlik bildirisine imza atmadı, alternatif bir bildiri yayımladı. Bunun doğurduğu tartışmalar bitmek bilmiyor. Bu bildiriye değişik açılardan yaklaşmaya çalıştım. Buyurunuz:

SİYASİ İLETİŞİM AÇISINDAN CHP’Yİ ZORA DÜŞÜRDÜ

Toplumda teröre karşı büyük bir öfke oluşmuş durumda.

Şehitlerin acısının neden olduğu bir öfke bu.

*

İşte böyle bir ortamda Meclis’te “Bütün partiler teröre karşı ortak bildiri yayımlasın” diye bir öneri geldi.

*

Lütfen dikkat!

Öneriyi getiren ne AK Parti’ydi ne de MHP.

Öneriyi getiren düne kadar CHP’nin en önemli ittifak ortağı olan İYİ Parti’ydi.

*

İYİ Parti, önerisinin amacını şöyle açıkladı: Birlik ve beraberliği vurgulamak. Teröre karşı kale gibi sağlam durmak. Vatandaşa moral vermek.

*

CHP, işte bu bildiriye imza atmadı.

*

CHP’nin bildiriye imza atmaması, iktidar cephesi tarafından ilk etapta şöyle yorumlandı: “Bunlar seçim öncesi DEM’i küstürmek istemiyorlar.”

*

CHP, baktı ki...

İktidar cephesinin bu yaklaşımı etkili oluyor. Tepkiler çığ gibi büyüyor. Her kesimden sesler yükseliyor. CHP içinden bile şiddetli itirazlar var. (Bakınız: Akif Hamzaçebi, Hurşit Güneş gibi partililerin itirazları.)

Çözümü kendi bildirisini yayımlamakta buldu.

Yayımladıkları bildiride terör, çok sert lanetleniyordu ama PKK’nın adı geçmiyordu.

*

Fakat olan olmuştu.



CHP ile DEM aynı safta gibi görünmüş, böyle bir algının yaratılmasına yol açılmıştı ya da böyle bir propagandaya zemin hazırlanmıştı.

*

Kamuoyunda “CHP teröre karşı ortak bildiriye imza koymadı” cümlesi ise zihinlere kazınmıştı.

*

Kısacası...

Siyasal iletişim açısından aşağı yukarı şöyle bir tablo ortaya çıktı:

*

- CHP Lideri Özgür Özel’in memleketi Manisa’da katıldığı şehit cenazesinde organik ya da organik olmayan biçimde protesto edilmesine yol açan bir iklim oluşmuş oldu.

*

- CHP, üç gündür “öyle olmadı, böyle oldu, imzalamadık ama bir sor hele neden imzalamadık” diye dert anlatmak zorunda kaldı.

*

- AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet bildiri safında yer alırken DEM ve CHP ayrı ayrı saflarda yer almış oldu. CHP’nin alternatif bildirisi, durumu pek kurtaramadı.

CHP NERELERDE YANLIŞ YAPTI

- Daha dün HDP’nin yeni versiyonu DEM’le görüşmüşken o bildiriye imza atmamanın nasıl algılanacağını ya da algılatılacağını hesap etmeliydi.

HESAP ETMEDİ.

*

- İYİ Parti ve Saadet Partisi gibi düne kadar ölümüne ortaklık yaptığı partilerin bildiride öncülük yapması durumunu dikkate almalıydı.

DİKKATE ALMADI.
*

- CHP olarak yayımladığı alternatif bildirinin, tepkileri dindirmek amacıyla yayımlandığının akla gelebileceğini düşünmeliydi.

DÜŞÜNMEDİ.

*

- Ne yaptığın kadar yaptığın şeyin başkaları tarafından nasıl anlaşıldığının da çok önemli olduğunu bilmeliydi.

BİLMEDİ.


BİR KONU SAPTIRMA ÖRNEĞİ

Özgür Özel’in bildiri tartışmasında sığındığı son argüman şu:

*

“Sorunu, bir A4 kağıdına imza atarak çözmüş gibi göstermek milleti kandırmaktır. Esas vatana ihanet budur. Oradaki askerlerimize sahip çıkmak bizim sorumluluğumuzdur.”

*

Doğrudur.

Her kim ki bir A4 kâğıdına imza atarak sorunu çözmüş gibi gösteriyorsa...

Resmen ve alenen milleti kandırıyordur.

Yalan söylüyordur.

Milletin zekasıyla alay ediyordur.

*

İyi ama şu ana kadar kim, “Hadi arkadaşlar, bir bildiri yayımlayalım da terör sorunu çözülmüş olsun” dedi ki.

Meclis’te yayımlanan bildirinin gayesi, hedefi, amacı bu muydu yani?

*

Bildiri dediğin şey...

Topluma ortak dayanışma duygusunu yaşatmak amacıyla hazırlanmış tamamen sembolik bir dayanışma metnidir.

*

Başı budur, ortası budur, sonu budur.

Bundan daha fazla anlamı yoktur.

Bundan daha fazla gücü yoktur.

Bundan daha fazla değeri yoktur.

*

“A4 kağıdına imza atarak sorun çözülmez” demek, olayı saptırma girişiminden başka bir şey değildir.



CHP NE YAPSAYDI NASIL SONUÇ ALIRDI

- Hem bildiriye imza atıp hem de iktidarı terör konusunda sonsuz eleştirseydi. Hiçbir sorunla karşılaşmazdı.

*

- Hem bildiriye imza atıp hem de yas ilan edilmesini talep etseydi. Hiçbir eleştiri almaz, tam tersine övgü alırdı.

*

- Hem bildiriye imza atıp hem de “Yetkili kişiler bize bilgilendirme yapmalı” deseydi. Sonsuz haklı olurdu.

*

- Hem bildiriye imza atıp hem de “Neden şehitler veriyoruz” sorusunu gürül gürül sorsaydı. Manisa’da protesto olmazdı.

*

- Hem bildiriye imza atıp hem de “Ama sonra bizi terörle yan yana getiriyorsunuz, bu olmaz” diye güçlü bir ses çıkarsaydı çok iyi bir şey yapmış olurdu.

Kaynak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]