Dolunay Büyüsü -- 3. Bölüm
yazan Gülümse 18 Eylül 2021, 14:59
DOLUNAY BÜYÜSÜ 3. BÖLÜM Karşısında ona bakmakta olan gri gözler soğuk ve fazlasıyla donuktu. Sanki yüzyıllardır hissetmeyi unutmuş sadece nefes alan bir canlıdan ibaretmiş gibi bakıyordu uzun boylu adam ona. Fiziksel görüntüsü zayıf dursa da kasları üzerine geçirdiği siyah, dar tişörtten belli oluyordu. Lal adamın buzdan bir kale gibi yükselen görüntüsünü ister istemez süzdüğünü fark edip utandı ancak bakışlarını da geri çekemedi. Çünkü adamın tehlikeli duruşuna rağmen ondan aldığı enerji korku değil garip bir güvendi. Adamın konuşmayacağını fark ettiğinde, boğazına kaçmış sesini zorlukla geri çağırdı ve yüksek olmayan bir tonda fısıldadı. “Ne istemiştiniz?” Elindeki taşı hala sıktığının farkında değildi. Buz dağı önünde ilgilendiği birkaç antikadan gözlerini kaldırıp ona baktı. “Hediye bakıyordum.” “Sevgilinize mi?” Adamın sesi daha ne kadar soğuklaşabilirdi. “Size ne?” Lal derin bir soluk aldı ve kendisini gülümsemek için zorladı. “Eğer kime olduğunu öğrenirsem, ona göre bir hediye seçebilirim.” Dükkânı baştan aşağı toparladığı için birçok şeyin kime alınabileceğine çoktan karar vermişti. Adamın arkasındaki bir vitrini gösterdi. “Mesela şuradaki ahşap kalpli kutu, bir müzik kutusudur. Sevgiliye hediye almak için çok uygun.” Dükkânın girişindeki bir komodinin üstünü gösterdi. “Ya da şuradaki, gümüş sandık bir takı sandığıdır. Anneniz için bir hediye alacaksanız gayet uygun bir hediye…” Tam başka bir hediye seçeneği daha göstermek için diğer yöne bakmıştı ki adam araya girdi, “Tamam tamam, konuşmaya ne kadar meraklısın böyle!” Lal ona inanamayarak baktı, zaten ona hediyeleri göstermeye çalıştığı esnada adam bir an olsun bakışlarını ondan çekip o yöne bakmamıştı. “Allah aşkına, sadece size yardımcı olmaya çalışıyordum. Doğru dürüst konuşmadım bile,” Şaşırtıcı, buz dağının dudağının bir yanı hafifçe yukarı kalktı, sanırım gülüyordu. “Bu senin doğru dürüst konuşmadığın halinse çok da bir araya gelmememiz isabet olur. Çok konuşan insanları sevmem.” Lal adamın o hafif gülüşünden dolayı hissettiği garip çekimi gizlemek için adamın sözlerine olan öfkesini ortaya koydu. Müşteri velinimet olabilirdi ama bu adamın nimet olan hiçbir yanı yoktu –tamam yakışıklıydı ama kabaydı-… “Bakın beyefendi, muhtemelen hediyenizi aldıktan sonra benimle bir daha hiç muhatap olmayacaksınız, bir an önce bu hediyeyi alıp şikâyetçi olduğunuz çenemden kurtulabilirsiniz öyle değil mi?” Buz dağı daha çok dikleşti ve ciddiyeti, yüzünde soğuk bir fırtına gibi esti. Belli ki ona diklenebilen kadınlardan hoşlanmıyordu ki Lal’in de en sevdiği özelliği kibirli insanlara değersiz hissettirmekti. Genç kızın özgüveni yerine gelmişti. “Kız kardeşime hediye alacağım,” dedi ve kızın ellerine baktı. “Mesela şu oymalı, gümüş kolye güzel duruyor.” Genç kız o an hala kolyeyi elinde tuttuğunu hatırladı. Kolyenin ağzı o sırada kapalıydı belli ki avucunda sıkarak kapatmıştı. İçinden onu satmak geçmiyordu nedense. Onu vermek fikrinden hoşlanmamıştı nedense. Belki içindeki taşı kendisi için alabilirdi, sonuçta adam içindeki taşı bilmiyordu sadece kolyeyi istemişti. Sonra da kendisi içindeki taşı değerinde alabilirdi. “Peki,” dedi, üzerindeki fiyat etiketine baktı, diğer elindeki taşı elbisesinin cebine hızlıca attıktan sonra, etiketi kolyenin üzerinden aldı. Muhtemelen yaşlı adam içindekini bilerek o fiyatı çekmişti. Adama normal fiyatın üçte ikisini söyledi. Sonuçta alt tarafı bir taş o kadar pahalı olamazdı. Adam bu süre zarfında bakışlarını onun üzerinden hiç çekmemişti. Garip bir adamdı ve onu oradan hemen gönderme isteği birden baş göstermişti. Tezgahın köşesinde antikacıya özel yapılmış kutulardan birini aldı ve kolyeyi içine koydu. Adam fiyatta pazarlık bile etmemişti. Direkt parayı verdi. Bu süre zarfında çok konuşmamışlardı. Sonuçta bay buzdağı çok konuşulmasını sevmiyordu. İnadına onun başının etini yemek vardı ama Lal işinin ilk günü kavga etmek istemiyordu. Adam özel bir çantaya koyulmuş kutuyu aldı. Kapıya dönmeden önce son bir kez kıza baktı. O birkaç saniye Lal’e nedense bir ömür gibi geldi. Nefesi kesildi, kalbi atmayı adeta durdurdu. Adam alaycı bir tavırla, “Zaten beceremezdin,” dedi. Bu da ne demekti şimdi? Lal şaşkınca adama ne demek istediğini sormak istedi ama o, kesilmiş olan nefesini toplayana kadar adam çoktan dükkândan çıkmıştı. “Bu da neydi şimdi?” dedi aradan birkaç dakika geçince. İçini öfke sardı. Hem adama, hem de susup kalan kendine karşı. Beceremeyeceğini düşündüğü şey neydi bilmiyordu ama içinden sen öyle zannet demek geçiyordu. Allah aşkına bu adam da kimdi ki onu yargılıyordu. Lal adamın bir deli olduğunu düşünmek istedi. Sözlerine kafayı takmamak istedi ama o saatten sonra gelen yemek bile keyfini yerine getiremedi. Tüm açlığı gitmiş midesine koskoca bir öfke oturmuştu. Geçen sürede birkaç müşteri geldi ama alışveriş yapan olmadı. Yalnız kaldığı her dakika aynı şeyleri söyleyip duruyordu. “Beceremezmişim… Sen önce canlı bir ceset gibi durmamayı becer, buzdağı kılıklı şey…” O günü zar zor akşam etti ve dükkânı kapatma saati geldi. Hava iyice kararmıştı ama genç kız nedense öfkesini bir türlü yenememişti. Kapıyı kapattı, kepenkleri indirdi. Sakin sokağa şöyle bir baktı. Sanki sokakta farklı bir sessizlik vardı ama umursamadı. Hala içinden o adama söyleniyordu. Çantasını omzuna iyice yerleştirip ellerini ceplerine soktu. Hava soğumuştu. O anda eline değen taşı fark etti. Kahretsin parasını vermeyi unutmuştu. Hepsi o deli adam yüzündendi. Şimdi kepenkleri geri açmaya uğraşıp sessiz sokağı yeniden inletemezdi. Yarın gelir gelmez parayı kasaya koymayı aklına yazdı ve yoluna devam etti ama taşa dokunduğu anda siniri biraz hafiflemiş, kendini iyi hissetmeye başlamıştı. “Neyse,” dedi, “Geldi, gitti. Bir daha görmem zaten kendisini.” Caddenin karşısına geçip biraz yürüdükten sonra dar sokağın başına geldi. Her zaman geçtiği yoldu ama bu kez oraya doğru bakarken nedense içi ürpermişti. Karanlık köşeler ona tehlikeli uyarılar yapıyor gibiydi. Sokağa girmek istemedi. Yolu uzatacak olsa da dükkânların olduğu yerden gitmeye karar verdi. O yöne doğru bir iki adım attı. Sokak sakindi, kendi ayak seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Birkaç adım daha atmıştı ki tüm bedeni arkadan yakalandı ve ağzı kapandı. Gözleri dehşetle açılırken sadece bir an sonra kendini o karanlık sokakta buldu. Çırpınmaya çalışıyordu ama hareket etmek ne mümkün. Onu sımsıkı saran kollar çelik bir kelepçe gibiydi. Karanlığın ortasında, onu arkasından tutan kişi kulağına doğru ölümcül bir tınıda fısıldadı. “Taş nerde, seni küçük baş belası…” Genç kızın bu soğuk fısıltı karşısında tüm bedeni dondu. Bu sesi tanıyordu. Daha bugün ona, “Zaten beceremezdin,” demişti. Korku ve öfke bedenini ele geçirdi. Kahretsin bu adam da kimdi? BÖLÜM SONU Yazan; Gülümse... Hikaye Şahsıma Aittir... Tüm Hakları Saklıdır.
__________________
|
Görüntüleme 280
Yorumlar 12
|
19 Eylül 2021, 17:40 | #2 |
Bu sefer bölüm hiç okunmadı
________________
|
|
|
19 Eylül 2021, 17:52 | #3 |
ben okudum. :) heyecanla ve sabırsızlıkla diğer bölümlerini bekliyorum. kalemine sağlık
________________
"yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak,
gel de görüp açılsınlar, devşirip göğsüne tak." |
|
|
19 Eylül 2021, 18:35 | #4 |
Çook teşekkürler, umarım yeni bölümlerde de aynı heyecanı diri tutarım
________________
|
|
|
19 Eylül 2021, 20:06 | #5 |
Güzelmiş.
________________
Allah'ın dediği olur... |
|
|
19 Eylül 2021, 20:17 | #6 |
okumaz olurmuyuz canim yine harika haketten her bolum birbirinden guzel ve detaylarla dolu
emegine o guzel yuregine saglik bitanem
________________
No MoRe DramA
|
|
|
19 Eylül 2021, 22:36 | #7 |
________________
|
|
|
19 Eylül 2021, 22:39 | #8 |
Beğeniyor olmana çook sevindim cancazım Umarım ilerleyen bölümlerde aynı şekilde beğeninizi kazanır
________________
|
|
|
21 Eylül 2021, 10:58 | #9 |
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
'cim , bu bölümde cpk akıcı olmuş , sürükleyici bir sekilde hızlı hızlı okumanın heyecanını katmışsın cidden ,harikasın...
diğer bölümleri bekliyorum ,yarım kalmasın emeğine sağlık kuzucum, mucuk
________________
Kırk yılda bir gibisin...
|
|
|
21 Eylül 2021, 13:34 | #10 | |
Alıntı:
________________
|
||
|
Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|