IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


14Beğeni(ler)


 
 
Makale Ayarları Stil
  #1  
Alt
Gülümse Editör
ad ASTRA per ASPERA
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Dolunay Büyüsü -- 2. Bölüm
yazan Gülümse 07 Eylül 2021, 16:04

Dolunay Büyüsü -- 2. Bölüm

DOLUNAY BÜYÜSÜ

Telefonunda Beethoven’ın Moonlight Sonata parçası çalmaya başladığında caddenin karşısına yeni geçmişti ve çalışacağı dükkâna yürüme mesafesiyle beş dakikası kalmıştı. Hızlıca çantasına uzanıp telefonu eline aldı ve yürümeye devam ederken ekrandaki isme baktı. En yakın arkadaşı İrem’di arayan. Gülümseyerek telefonu açtı ve her zamanki sözlerini söyledi, “Ayışığı, göl perisini selamlar!”

Arkadaşı sesli bir kahkaha attı, “Kızım hala sana babaannenin anlattığı o masalı unutturamadım.”

Lal sırıtmasını bozmadan, “Çocukluk anıları unutulmaz kızım, onlar zihnimize kazınmış birer ağaç çentiği gibi sen unutursun ağaç unutmaz…” dedi. “Ayrıca güzelim masalı niye unutturmak istiyorsun ki?”

“Kız şimdi beni deli deli konuşturma, tamam ben oradaki göl perisi olabilirim ama hatırlatayım göl perisi ayışığı sönmesin diye karaya çıkıp ateş cadısını aradı, onu bulduğundan da göl perisi son nefesini vermek üzereydi.”

“Ee! Ne var yani sen benim gibi can arkadaşın için canını feda etmez misin?”

“Ederim güzelim ederim de, ölmek için peri kadar güzelim bırak da aşkın, maceranın dibine vurayım… Ölüm için ne güzel yaşlılık diye bir şey var. Ayışığı da akıllı olsaymış da sönmemenin yolunu kendisi bulsaymış.”

Lal istemsizce bir kahkaha attı. “Hain arkadaş, koynumuzda yılan beslemişiz onca zamandır. Oysa ben senin için gençliğimi, güzelliği feda ederdim zalımın kızı.”

“Hep laf, hep laf!” diye takıldı arkadaşı ona.

Lal diklendi. “Kızım daha geçen gün senin götürdüğün falcı yüzünden dün gece kalp krizi geçiriyordum. Haberin yok tabi!”

“Ne kalp krizi kız, kadın kartları açtı ama hiçbir şey demeden bizi çadırdan kovdu. Bir şey de yapmadı ki!”

“İşte o zaman nasıl etkilendiysem dün gece rüyamda gördüm kadını, birden devasa bir baykuşa dönüştü. Bir anda fırtınanın ortasında buldum kendimi. Bana “savaş küçüğüm” falan diyordu. Ödüm patladı kızım. Uyanınca da benim kar tanesi köşede tıkırtı yaptı, bir gram aklım vardı o da gitti. Hepsi senin falcı sevdan yüzünden oldu.”

“Ben mi dedim sana o buruşuk kadını kafana tak diye, ben bizi kovduğu zaman sövdüm kadına rahatladım, daha da aklıma bile gelmedi kart tavuk.”

“Azcık insanlara saygılı olsana kız, o senin iki katın yaşında bir kadındı.”

“Banane o da bana saygılı olup kapı dışarı etmeseymiş kızım! Senin de bu anlayışlı huyun kötü, insanlar sana nasıl davranıyorsa sende onlara öyle davranmalısın, nokta bitti… Aman neyse ne bırak şu kart tavuğu! O folluğunda çıkmayacak yumurtayı beklesin dursun… Sen işe gittin mi onu söyle?”

Lal bakışlarını kaldırdı ve az ilerde Gün Işığı Antikacısı yazan tabelayı gördü. “Şu an dükkân 20 adım ilerde. Şimdi gireceğim.”

“Hah, tamam o zaman! Hadi ilk iş günün hayırlı olsun diye aramıştım. Bol bol para kazan da birlikte o paraları gezip tozarken harcayalım.”

Lal güldü. “Senin de tek derdin gezmek zaten. Tamam, çok sağ ol canım şimdi dükkâna giriyorum görüşürüz sonra.”

Birbirlerine öpücükler savurduktan sonra telefonu kapatan Lal dükkânın gıcırdayan kapısını açtı. Kapının önündeki çanın sesi, sessiz ve ahşap kokan dükkânda acı acı yankılandı. Burayı trafik lambasına asılmış bir ilandan bulmuştu. Başta biraz çekinerek gelmişti ama antikaların verdiği his güzeldi, içinden burada çalışmanın güzel olabileceği geçmişti. Yol boyunca kenarlara dizilmiş antikalara dikkat ederek tezgâhın oraya doğru yaklaştı. Çevresine o kadar dalmıştı ki sağ taraftaki eski kapıyı açarak tezgâha yaklaşan beyaz saçlı adamı son anda fark etti. Olduğu yerde çığlık atarak sıçradı. Herhangi bir antikaya çarpmamak için de hızlıca tezgâha tutundu.

Yaşlı adam ona huysuz bir bakış atıp, “Bu kadar korkak olma kızım, sokakta benim gibi yaşlı dinazor çok,” diye söylendi.

Lal utanıp, “Estağfurullah efendim, geldiğinizi görmemişim sadece.” diye fısıldarcasına konuştu.

Tezgâhın üzerindeki eski bir saati alıp yaşından beklenmeyen bir çeviklikle oradaki vitrinlerden birine koyan yaşlı adam, “Merak etme çok da sık görmeyeceksin! Tezgâhın sol köşesinde bir anahtar var, onu al! Bundan sonra dükkânı her sabah sen açacaksın. Bir sorun olursa evim üst katta zaten sorarsın, ama bir sorun çıkmasın çünkü muhtemelen geldiğinde uyukluyor olacağım. Uykumun bölünmesinden hoşlanmam.”

“Ama efendim ne zaman geleceğim belli değil ki?”

Yaşlı adam ona yandan sert bir bakış attı. “Ben her zaman uyuklarım.” Hızlıca koltuktaki ceketini aldı ve çıkışa doğru yöneldi. “Hadi ben gidiyorum burası sana emanet.”

Ve daha Lal, teşekkürler diyemeden adam çoktan ortadan kaybolmuştu. Şaşkınlık içinde kalan genç kız, “Bu biraz hızlı oldu!” diye kaşlarını kaldırdı ve etrafına bakındı. Neyse, diye düşündü etrafta kimse olmazsa daha rahat çalışabilirdi.

Üstündeki ince kabanını askılığa astı gözünü dükkânın içinde gezdirdi. Her yer tozdu. Daha saat erken olduğu için kimsenin gelmeyeceğini düşündü. Müşteri gelmeden önce etrafı silip toparlayabilirdi. Tabii buradaki her şey antika olduğu için temizliği yavaş bir şekilde dikkatle yapması gerekiyordu. “İyi olur,” dedi kendi kendine. “Hem zaman da geçmiş olur.”

Ve işe başladı. Bitirdiğinde saat öğleden sonra üçü gösteriyordu. Daha öğle yemeği yememişti. Birini yapmaya başladığında başka bir iş gözüne çarpıyor ve onu tamamlıyordu. Zamanın geçtiğini hiç fark etmemiş olan genç kız kendine şaşırdı ama gözünü dükkânda gezdirdiğinde buna değdiğini fark etti. Dükkân ışıl ışıldı. Çoğu antikanın yerini değiştirmemişti. Yaşlı adam huysuz birine benziyordu. Genç kız, adamın düzenini değiştirmek istememişti. İnternetten yemek sitelerine baktı ve bir şeyler sipariş etti. Kurt gibi acıkmıştı ama ruhen mutlu hissediyordu.

Tezgâhın arkasındaki vitrine gözü takıldı temizlerken dikkatini çekmemişti ama oradaki birkaç şey çok dip dibe duruyor gibiydi. Oraya dönüp hepsini belli bir nizama göre düzenlemeye çalışan Lal elinin çarptığı bir kolyeyi az kalsın yere düşürecekti. Fakat ani bir refleksle kolyeyi havada yakalamayı başardı. Yuvarlak bir şekilde işlenmiş kıvrımlarının arası boş olan kolye ucu avucunun içinde kalmıştı ve kenarı ufaktan aralanmıştı. Kolye ucunun açılabildiğini fark eden Lal içinde ne olduğuna bakmak istedi, nasılsa geri kapatabilirdi. Çok fazla uğraştırmadan açılan yuvarlak ucun içinden ondan biraz küçük, ağırlığı hissedilebilir bir doğal taş çıktı.

Bu taşa ay taşı dendiğini hatırlayan genç kız, kırık beyaz renginde avucunun ortasında duran taşa baktı. Bedenine garip bir rahatlama gelmiş gibiydi. Doğal taşların çeşitli fizyolojik ve psikolojik olumlu etkisi olduğunu iyi bilen Lal, bu taştan bir bileklik almayı aklına yazdı. Tam o sırada arkasını dönük olduğu dış kapının önündeki çan çınladı.

Genç kız irkildi. Yemek bu kadar erken gelmiş olabilir miydi?

Ama az önceki rahatlama yerini garip bir gerginliğe bırakmıştı. Arkasını dönmemişti ama sırtını delip geçen bir çift göz hissediyordu ve içinde yükselen içgüdüsel bir tepki yutkunmasını zorlaştırıyordu. Farkında olmadan elini yumruk yaparak avuçlarındaki ay taşını sıktı.

Arkasına dönerken tüm bedeni bir çift altın rengi gözün etkisi altındaydı…

BÖLÜM SONU

Yazan Gülümse...
Hikayenin Tüm Hakları Şahsıma Aittir...
__________________
Görüntüleme 306 Yorumlar 11
Toplam Yorumlar 11

Yorumlar

Alt 07 Eylül 2021, 18:29   #2
.
xena - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

hızlıca devamı gelen bir hikayeyi sunduğun için teşekkürler
beethoven dediğin an açtım, hikayeni dinleyerek okudum , parca secimin ayrı bir hava katmış , cok guzel olmus , emeklerine sağlık canım benim...

________________

Kırk yılda bir gibisin...
 
Alt 07 Eylül 2021, 18:51   #3
Standart

hikayenin devami cok hizli bir sekilde gelismis
helal olsun emegine ve yuregine yazan kalemine saglik cnm supermis

________________

No MoRe DramA
 
Alt 07 Eylül 2021, 20:09   #4
ad ASTRA per ASPERA
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
xena Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
hızlıca devamı gelen bir hikayeyi sunduğun için teşekkürler
beethoven dediğin an açtım, hikayeni dinleyerek okudum , parca secimin ayrı bir hava katmış , cok guzel olmus , emeklerine sağlık canım benim...
Çok teşekkür ederim, hikayenin mistik bir havası olmasını istedim müzikle birlikte, beğenmenize de çok sevindim, inşAllah uzun aralar girmeden hikayeyi yazmaya devam edeceğim

________________

 
Alt 07 Eylül 2021, 20:11   #5
ad ASTRA per ASPERA
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
WildCat Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
hikayenin devami cok hizli bir sekilde gelismis
helal olsun emegine ve yuregine yazan kalemine saglik cnm supermis
İlk hikaye yazdığım zamanlarda her gün bölüm yazardım keyifle, bu anlamda idmanlıyım, bölümleri de normalde yazdığımdan kısa tuttuğum için günlük yazıp atabiliyorum... Çoook teşekkürler beğenmeniz beni hem mutlu hem motive eder

________________

 
Alt 08 Eylül 2021, 02:24   #6
Özel Üye
Siyah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Forumda gezerken bazen sıkılıyorum nadiren. Böyle zamanlarda, gecenin sessizliğinde ustaca detaylandırılmış bir hikaye bölümü okuma keyfi yaşattınız. Yaşatmaya devam edeceğiniz muhakkak.
Alelacele karaladım.
Daha sonra görüşeceğiz @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] :)

________________


Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nâzım HİKMET

 
Alt 08 Eylül 2021, 03:40   #7
Standart

Gecenin bir körü denk geldim ve okuma fırsatım oldu.. Emeğine sağlık :)

________________

Vazgeçilmez değilim, değilsin , değilsiniz...
 
Alt 08 Eylül 2021, 10:43   #8
ad ASTRA per ASPERA
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Siyah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Forumda gezerken bazen sıkılıyorum nadiren. Böyle zamanlarda, gecenin sessizliğinde ustaca detaylandırılmış bir hikaye bölümü okuma keyfi yaşattınız. Yaşatmaya devam edeceğiniz muhakkak.
Alelacele karaladım.
Daha sonra görüşeceğiz @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] :)
Çok teşekkür ederim, beğenmeniz beni ziyadesiyle mutlu etti^^ aşırı ayrıntılarda boğulmadan ama sahnenin resmini tam gösterebilmek adına detaylı betimlemeleri severim...

________________

 
Alt 08 Eylül 2021, 10:45   #9
ad ASTRA per ASPERA
Gülümse - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Şiirbaz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Gecenin bir körü denk geldim ve okuma fırsatım oldu.. Emeğine sağlık :)
Çok teşekkürler hem vakit ayırıp okuduğunuz hem de yorumunuz için^^

________________

 
Alt 10 Eylül 2021, 10:45   #10
Yanlış Bildiğin Yolda; Herkesle yürüyeceğine Doğru Bildiğin Yolda; Tek başına yürü..
Artist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Kalemine sağlık başkan

________________

Dolunay Büyüsü -- 2. Bölüm
 


Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:25.