IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


 
 
Seçenekler Stil
Alt 24 Nisan 2021, 06:10   #1
Post Insan ve Kader

"Madem önceden biliyor ne yapacağımızı, o zaman ne yaparsak yapalım O'nun bildiğini yapıyoruz.
Boş yere uğraşıp duruyoruz. Kaderin mahkumuyuz."
Hemen kalk yerinden bir takvim yaprağına bak.
Orada senin de önceden bildiğin şeyler yazılı.
Güneşin, mesela üç ay sonra,
oturduğun şehirde hangi dakikada doğacağını ve batacağını yazmış olmalılar.
Artık sen de önceden biliyorsun. Acaba güneş, sen öyle bildiğin için mi o dakikada doğuyor?
Yoksa güneş o dakikada doğacağı için mi sen öyle biliyorsun?
Gördüğün gibi, bilmek olmayı belirlemez,
olmak bilmeyi belirler.
Bir iş olmuşsa,olacaksa, öyle bilinir.
Bir iş nasıl bilinirse, öyle olmaz.
Öyle bilindi diye öyle olmaz.
Öyle bilinecek diye öyle de olmaz.
Allah’ın da önceden bilmesi, ne edeceğimizi belirliyor değil.
Bizi böyle ettiğimiz için, O önceden öyle biliyor.
Yoksa, O’nun da sonradan bilmesini mi arzu ederdin.
Zamanı yoktan var eden, sence zamana mahkum mu olsun?
O da mı “az sonra”ları beklesin?
Hayır ve şerri Allah’tan biliyoruz. Üstelik, böyle iman etmemiz isteniyor.
Şer Allah’tan ise ben var olan bir şerri tercih ettim diye, bir kötülüğü seçtim diye bana niye
günah yazılıyor, niye hesap soruluyor?"
Sanıyorum, en son girdiğin test sınavını unuttun. Sınav kağıdında,
her sorunun altında bir doğru cevap, dört yanlış cevap yazılıydı.
Yani,
elinde tuttuğun kitapçıkta “yanlış”lar “doğru”ların dört katı fazlaydı.
Hiç sınav kitapçığını,kağıdını hazırlayanlara,
“Niye bu kadar yanlış yazdınız?”diye
itiraz etmek aklına geldi mi?
Onların “yanlış”ları yazmaları sence “yanlış” mıydı?
Elbette ki hayır!
Onların yanlışları yazmaları senin doğruyu seçme yeteneğini görmeleri içindi.
Onların yanlış yazmaları yanlış değil, senin yanlışı seçmen yanlıştır.
Bunun gibi,
dünyada doğrular da var, yanlışlar da… Yanlış olanın önünde seçenek olarak durması yanlış değil.
Senin onu seçenek olarak seçmen yanlış!
Bu kuralı büyüklerimiz, “halk-ı şer, şer değil,
kesb-i şer şerdir!” diye yazmışlar.
Anlayacağın: Allah’ın kötülüğü var etmiş olması kötülük değil,
senin kötülüğü seçmen kötülüktür.
Kader belirlenmiş, bize yapacak bir şey kalmamış.. Madem ki,
Allah cennetlik mi cehennemlik mi olacağımızı baştan biliyor.
izi niye yoruyor, en başından koysaydı ya cennetine ya da cehennemine?"
Dünyada ne edeceğimizi biliyor Allah:
Doğru. Önceden biliyor:
Bu da doğru. Peki ya O’nun önceden bildikleri sonradan olmazsa,
O neyi bilmiş olacak! Sonradan olacaklar olacak ki, önceden bilmesi doğru olsun…
Farz edelim ki, “biliyorum nasılsa” diye hiçbirimizi dünyaya göndermeden
Cennete,cehenneme koyuverseydi.
Dünya hiç olmasaydı.
Hayat hiç kimse tarafından yaşanmasaydı.
O zaman O’nun da bildiği şimdiki yaşadıklarımız değil,
“biliyorum nasılsa” diye başından cennete,cehenneme koyulduğumuz olacaktı.
Sonradan bilmek için bir şeylerin önceden olması gerektiği gibi,
önceden bilmek içinde bir şeylerin sonradan olması gerekir.
Şimdi olan bitenin hepsi O’nun önceden bildikleri ama bizim olduktan sonra bildiklerimizdir.
'Ben kaderin mahkumuyum” derken, acaba,
O çok önceden öyle biliyordu diye O’nun bildiğine göre mi davranıyorsun?
Bunu yapabilmen için, O’nun önceden bildiğini
O'ndan önce bilmek gibi bir yeteneğin olmalı.
Bir eylemi yaparken, önceden yazılmış bir şey okuyup yapmadığına göre,
senin eylemlerini kaderin belirliyor değil,
sen kaderinde ne yazıldığını,yazılacağını belirliyorsun. Ne yapıyorsan,
o yazılıyor kaderine. Şimdi yaptığını sonradan öğreniyorsun.
İşte kaderin de o sonradan bildiğine göre yazılıyor.
Sonradan bildiğine göre önceden davranabiliyor olsaydın
örneğin bir sınavı hemencecik kazanabilirdin,
diplomanı fakülteye girer girmez de alırdın!

Çok kolay:
Kaderimde diploma alacağım yazılmış, öyleyse yan gelip yatsam da,
diplomamı alacağım” deyip de yan gelip yattığında, sadece yan gelip yatmış olursun.
Böylece kaderinin de “yan gelip yattığı için diplomayı alamadı”
şeklinde yazıldığını çok sonra fark edersin!...

AYAKLARI ŞİŞİNCEYE KADAR NAMAZ KILAN BİR PEYGAMBERİN(SAV),
GÖZLERİ ŞİŞİNCEYE KADAR UYUYAN BİR ÜMMETİYİZ.

Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,
Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne..
Medniyet dediğin soymaksa bedeni,
Desene hayvanlar bizden daha medeni..
Medeniyet söküp atmaksa baştaki ağı,
Sizden daha medeni afrika yamyamları
Okuyan gözlerden Allah razı olsun...


Not : Sohbet Makalesi Alıntıdır.

Kader ile İlgili Bazı Terimler ve Anlamları:

KADER: Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması. Takdir-i İlâhî.

HASBE'L-KADER: (Hasb-el kader) Kader cihetiyle, kader yönüyle.

KADER-İ İLÂHÎ: Allah'ın takdiri.

KADERÎ: Kader ile alâkalı. Kader, tali' nev'inden olan.

KADERİYE: "Kul, kendi yaptıklarının halıkıdır" deyip ifrat ederek Hak mezhebinden ayrılan bir dalâlet fırkası.(bk. Mu'tezile)

LEVH-İ KAZÂ VE KADER: Kader ve kazanın levhası; yani olmuş ve olacak her bir şeyin ilm-i İlâhîdeki vücudları; yani, ilmen mevcudiyyetleri.
________________

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:51.