![]() |
| | #1 |
| Bir hayal kurdum. Adam sordu bana hayalimde. -Bir şey lazım mı? +Gelirken şiir al. Gelirken şiir al dedim. Sen lazımsın diyemedim. Çünkü zaten kendisi şiirdi. Sen gel yeter demek istemiştim. Anlamadı. Ve o hayal adam bugün bana şu şiiri getirdi: “Senin gönlün dâima meshûr ve müsahhardır, mâzursun / Gamın ne olduğunu aslâ bilmedin, mâzursun / Ben sensiz bin gece kan yuttum / Sen bir gece sensiz kalmadın, mâzursun” Bilmiyordu anlamını bile. Kelimeler kulağına ahenkli gelmişti. Bilseydi anlamını eli boş gelirdi ama gelmezdi işte şu satırlarla: “İşin gönül çelmektir senin, mazursun Gam nedir hiç bilmezsin, mazursun Her gece kan ağlarken ben sensiz Sen bir gece sensiz kalmadın, mazursun” Hımm dedim. Ahmet Gazali şiiri. Hilmi Yavuz sadece seslendirmiş. Teşekkür ettim hayal adama. Yarın şiirleşmek üzere dedim. Sustu. 👍 1
________________ 𝒯𝒶𝓉𝒶𝓀𝒶𝑒! ![]() ~ 𝑀𝒶𝒹𝑒𝓂 𝒷𝑜𝓏𝒶𝒸𝒶𝓀𝓉ı𝓃, 𝓃𝑒𝒹𝑒𝓃 𝒹𝓊̈𝓏𝑒𝓁𝓉𝓉𝒾𝓃 𝒷𝑒𝓃𝒾? | |
| |
| | #2 |
| Hayal adam, gelirken şiir al diyeceğimi öğrenmişti artık. Ama sormayı seviyordu. Heybeme bir şiir daha eklemeliydi bu gece de. Ahmedlerin en Arif'inden bir şiir getirdi. Hayal adam, özlemiş miydi beni? Ben öyle düşünmek istemiştim. Gözlerine , giderek kendi gibi uzaklaşan gözlerine bakarak okudum: Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... -Üşüyorum hayal adam..
________________ 𝒯𝒶𝓉𝒶𝓀𝒶𝑒! ![]() ~ 𝑀𝒶𝒹𝑒𝓂 𝒷𝑜𝓏𝒶𝒸𝒶𝓀𝓉ı𝓃, 𝓃𝑒𝒹𝑒𝓃 𝒹𝓊̈𝓏𝑒𝓁𝓉𝓉𝒾𝓃 𝒷𝑒𝓃𝒾? | |
| |
| | #3 |
| Kapı çaldı. Gelen hayal adamdı. Sarılmak istedim kollarım havada asılı kaldı. Bugün dedi, sana son şiir getirişim. Gidiyorum ben yakında buralardan. Artık bekleme beni. "İki rayı gibiyiz bir tren yolunun yakın olması neyi değiştirir son istasyonun." Sunay Akın İlk defa trenden nefret ediyordum şimdi. Oysa ben bir işçi kızıydım. Demiryolu işçisi. İlk oyuncağım bir trendi benim. Şaka gibi. Bana en sevdiğim şey içinde geçen son bir şiir getirmiş hayal adam. Hayır hayal adam değildi artık çok çok daha uzaktı gözleri. Yanımdaydı ama çoktan şehir değiştirmişti bile.
________________ 𝒯𝒶𝓉𝒶𝓀𝒶𝑒! ![]() ~ 𝑀𝒶𝒹𝑒𝓂 𝒷𝑜𝓏𝒶𝒸𝒶𝓀𝓉ı𝓃, 𝓃𝑒𝒹𝑒𝓃 𝒹𝓊̈𝓏𝑒𝓁𝓉𝓉𝒾𝓃 𝒷𝑒𝓃𝒾? | |
| |
| | #4 |
| Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Yusuf Hayaloğlu İlk ve son şiirimi armağan ettim ona. Bu kez gerçekten gitti, gözleriyle değil.
________________ 𝒯𝒶𝓉𝒶𝓀𝒶𝑒! ![]() ~ 𝑀𝒶𝒹𝑒𝓂 𝒷𝑜𝓏𝒶𝒸𝒶𝓀𝓉ı𝓃, 𝓃𝑒𝒹𝑒𝓃 𝒹𝓊̈𝓏𝑒𝓁𝓉𝓉𝒾𝓃 𝒷𝑒𝓃𝒾? | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |