31 Ağustos 2020, 20:33 | #21 |
Hikayenin ortasında kahkahalar atıyorum acv emiiiiii
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
|
|
|
28 Eylül 2020, 14:09 | #22 |
Ece ve Hakan çok iyi ikili olmuşlardı. Bu durum hem hayatlarina hem derslerine yansımış birbirlerini toparlayıp okulu yüksek derecelerle bitirmişlerdi. Altı yıl birlikte çabucak geçmiş artık mezuniyet balosunda kepleri uçurmanın ve iş hayatına ilk adımları atmanın zamanı gelmişti. Ancak kötü talihi Eceyi burada da takip etti.
|
|
|
28 Eylül 2020, 14:13 | #23 |
Ece mezun olduktan sonra Hakan ile ayrılmak zorunda kalmıştı. Küçük bir kasabaya doktor olarak gitmişti ve işin kötüsü de gittiği yerde hiç kimse tarafından hoş karşılanmamıştı. Kimse Ece'ye yardımcı olmuyordu ve yabancı bir yerde tek başına kalmanın ve Hakan'dan ayrı kalmanın verdiği üzüntü ile Ece günden güne daha da mutsuz bir insan olmaya başlamıştı.
________________
. |
|
|
02 Ekim 2020, 23:49 | #24 |
Kendisini günlerce eve kapatmış adeta yalnızlığının pençesinde boğuşuyordu. Bazen geçmişi düşünürdü Ece, kötü çocukluk dönemlerini.. Abilerinin baskısını.. Gerçek anne ve babasından çok sevdiği Atife Teyze ile Hasan Amcasını, ah iyi olsunlar. Ama Hakan.. Hakan ile gelecek düşünmüş, tahsillerini bitirince evleneceklerdi. Kendisi için hayal kırıklığı olmuş, bu şarap rengi duvarların içinde; demir parmaklıklı, iki göz odanın içinde yaşıyordu.. Uzun bir süre kendini dinlemiş ve tek dayanma gücü işi olmuştu ki bir gün hiç beklemediği bir şey oldu..
|
|
|
08 Ekim 2020, 18:49 | #25 |
Tozlu raflardan bir kitap almıştı eline. "İçindeki ışığa üflemelerine izin verme, o ışık sönerse hiçbir şeyin anlamı kalmaz, anlam ancak mücadele etmekle değer kazanır." Diyordu kitapta. Bu söz üzerine çok düşündü Ece. Aynı cümleyi defalarca okudu, her harfin üzerinde parmaklarını dolaştırırken.. Her hecesi içinde bir yerlere dokunuyor ve onu olduğu yerden kalkmaya zorluyordu.
Bir kitap bir insanın hayatını degistirebilirdi elbette. Bir karar verdi Ece ve tek başına varoluş mücadelesi tam da orada o loş odanın içinde böylece başlamış oldu. Kısa zaman içinde olduğu ortama uyum sağlamış ve etrafında ona inanan insanlar biriktirmeye başlamıştı. Tüm umutsuz ve acı anılar artık silik bir anı olarak kalmalıydı.. |
|
|
07 Ocak 2023, 12:09 | #26 |
Hikayeyi Sen Tamamla
Merhaba,
Sadece Editörlerimizin katılım sağlayacağı bir Forum oyunu başlatmak istedim.Umarım siz editörlerimizinde hoşuna gider ve hikaye muhteşem hale gelir.Arada forum yönetimindeki arkadaşlar da eklemeler yaparak hikayemizin büyümesine yardımcı olabilirler.Hikaye bitiminde yeni hikayeler başlatıp bu oyunu sürdürebiliriz.Eklemeleri heyecanla bekliyor olacağım:) Paylaştığım Hikayenin devamına bir kaç cümleyle istediğiniz şekilde yön verebilirsiniz.Lütfen hikayeye uygun bir şekilde, yön veriniz bakalım sonu nereye kadar gidecek...Karakterlerin hayatını nasıl etkileyeceksiniz.İyi eğlenceler...
________________
|
|
|
07 Ocak 2023, 12:10 | #27 |
Ariane, kıyılarında dalgaların kudurduğu, Naksos adasında yaşıyordu… Aşktan nasibini alamamış kederli kız Ariane, sevgilisi Theseus tarafından terkedilmişti.
Bu acıyla ağlayıp sızlıyor, Theseus’a beddualar ediyordu. Bazen kıyıda kumlar üzerine uzanıyor, kumları gözyaşları ile ıslatıyordu. Bazen de denize hakim yüksek bir kayaya çıkıyor ve Theseus’u götüren mavi geminin uzaklarda kayboluşunu tahayyül ederek, ayrılık gününü içi yanarak anıyor ve bağırıyordu:
________________
|
|
|
11 Ocak 2023, 01:12 | #28 | |
Alıntı:
E senin düşüncen de önemli, fikir olarak belirtmek istedim.
________________
. |
||
|
04 Mayıs 2023, 11:29 | #29 | |
Alıntı:
Ariane'nin kalbi kırık ve üzgündü, ama kendi gücüne inanıyordu. Ayrılık acısı onu yıldıramazdı ve bir gün yeniden sevebilirdi. Bu düşüncelerle Ariane, güneşin batışını izlerken yalnız başına kaldığı kıyıda, yaralarını sarmaya çalışıyordu.
________________
Her gelişmenin ve kurtuluşun anası Hürriyettir. Mustafa Gurur, Kemal Onur, Atatürk Şereftir! [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
||
|
22 Ağustos 2023, 19:42 | #30 | |
Alıntı:
Ne olduğunu anlamak için gözlerini hızlıca açtığında nefesi kesildi. Karşısında, altından kanatları, ayaklarının altındaki suda yüzen sarı saçları ve parlayan tenini sarmalayan bembeyaz elbisesiyle, yakıcı bir ışığın ortasında duran bir kadın vardı. Kadın güldü. "Kızım... Güzelliği ihtişamlı, kalbi zarafet sahibi yavrum..." Huzur veren sesi bir o kadar uzaktan ve bir o kadar da yakından geliyor gibiydi. "Bu kadar acı bu yüreğe, bu denli gözyaşı bu gözlere yetmez mi? Oysa sen sevilmek, yüceltilmek için yaratılmışsın." Arianna ne söyleyeceğini bilemiyordu. Sadece büyülenmiş gibi kadına bakabiliyordu. Titrek dudaklarından fısıltı benzeri gibi bir sesle. "Ama ya-yapamıyorum. Bu kırgınlığı atlatamıyorum. Bu-bunu bize yapmamalıydı." O melek gibi görünen kadın bilgece gülümsedi. Gözlerindeyse gizemli bir ışık vardı. "Biliyorum güzel kızım, biliyorum... Ve bu kırgınlığı nasıl atlatacağını da iyi biliyorum." Arianna bir anda düşünmeden sordu." Nasıl?" Kadının sesinde zafer vardı. "İntikamla..."
________________
|
||
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|