Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Şubat 2024, 22:30   #1
dae
Les yeux sans visage
dae - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Ahmet Arslan : "belki ağaca sorsak nasılsın diye"

"belki ağaca sorsak nasılsın diye çok mutluyum diyecek. ama bu insan hayatı değil. insan böyle bir varlık değil. insan senfoni yazıyor, şiir yazıyor, yarış yapıyor, düşünüyor, iyiyi arıyor, yetinmiyor. mutluluk veren cehalet beni mutsuz eder." demiş değerli felsefeci.

günlük toplumsal tartışmalara ve gelişmelere bir filozof gözüyle bakınca gerçekten yapılan tartışmaların sığlığını ve insan denen 'kültürel' canlının bu sığ tartışmalara kendi haysiyetine ve binlerce yıllık birikimine mugayir olarak dahil olduğunu fark ediyorsunuz. yığınların özellikle yeni iletişim kanalları vasıtasıyla post-truth veya alternative facts denilerek kolaylıkla ve sistematik olarak manipüle edilebildiği bir çağdaki 'demokratik' ve 'özgür' tercihlerinin sonuçlarının hakikat teşkil ettiği ön kabulü maalesef bireysel tercihi, özgürlüğü ve iradeyi dolayısıyla insan olma haysiyetini alaşağı ediyor. winston churchill'in demokrasi kötü yönetim sistemleri arasında en iyisidir tanımı yanlış olmayacaktır bu noktada. herkes 'sen de mi brütüs' derken brütüs'ün ihanetine vurgu yapar ancak çoğu kimse sezar'ın öncesinde senatoyu ortadan kaldırıp tiranlığını ilan etmesi üzerinde durmaz. burada hakikat brütüs'ün ihaneti midir yoksa cumhuriyetin, yani yılların birikiminin, bekası mıdır?


son zamanlarda yaşananlara bakınca hocanın "cevapları olan insanın merakı olmaz" tespiti aklıma geliyor. sayıları on milyonları bulan, medeniyet fikirlerini ve dünya görüşlerini ırk, etnisite, din, cinsiyet ve mezhep kimlikleri üzerinden var eden, bilgi arayışının kökündeki nesnel 'merak' duygusu yerine içlerindeki daha önceden belirlenmiş kompleksli aidiyet duygularını doğrulama ihtiyaçlarından başka hiçbir şey gütmeyen cahil cühela sürülerinin aşağılık kompleksleri diyerek tanımlamaya çalıştığım durumu tek cümleyle özetlemesi gerçekten bende bir epifaniye neden oldu. kendisi dünyada bulunma amacının en yüksek değer olan hakikatı bulmak olduğunu söylüyor. cevapların bu denli çok olduğu ve bu cevapların aidiyet teşkil ettiği bir coğrafyada hakikatin ne olduğuna karar verebilmek gerçekten çok zor. ve ben de bu hakikat arayışının çok kıymetli bir arayış olduğunu düşünenlerdenim.

"bilmem anlatabildim mi?"


kaynak: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________