Koronavirüs pandemisi hayatımızdan pek çok sosyal etkinliğin çıkmasına neden oldu. 1 seneyi geçen bu pandemi dönemi hayatımızdan neleri çıkardı? Bugün sizlere pandemi nedeniyle hasret kaldığımız aktivitelerden bahsedeceğiz.
Şu anda yaşadığımız dönem her ne kadar biz farkında olmasak da bundan 300 yıl sonra dahi konuşulacak gibi duruyor. Modern insanlık tarihinin karşısına çıkan en çetin zorluklardan biri olan koronavirüs, öldürücülüğü ile tüm dünyaya korku salmaya devam ederken küresel çapta psikolojik sorunlarında oluşmasına neden oluyor. Biz insanlar diğer insanlarla iletişime geçen, kalabalıkların içerisinde mutlu olabilen, sık sık bulunduğumuz lokasyonun ötesine çıkan sosyal varlıklarız. Koronavirüs pandemisi ise bildiğimiz tüm normlara bir darbe vurdu.
Elbette koronavirüs pandemisiyle birlikte eskiden şikayet ettiğimiz bazı şeylerin aslında ne kadar değerli bir şey olduğunu da öğrendik. Sabah kalkıp okula gitmeye şikayet eden öğrenciler, okulun aslında sosyalleşmek için ne kadar değerli bir şey olduğunu fark etti mesela. Arkadaşlarınızla her gün buluşup yeni aktiviteler yapabileceğiniz okullar tam açılmadığı gibi açılsa da virüs öncesi o sıcaklığını bizlere sunamıyor. Bugün sizlere koronavirüs pandemisinin hayatımızdan çıkardığı ve artık unutma noktasına geldiğimiz aktiviteleri hatırlatacağız. Bu aktiviteleri çok özledik, ancak geleceğimiz için tüm bunlara bir süre daha ara vermemiz gerektiğini lütfen unutmayalım. Hazırsanız listemize başlayalım:
Pandemi Yüzünden Yapmaya Hasret Kaldığımız 8 Aktivite

Sinemaya gitmek




Dostumuzla veya sevdiğimiz insanla çok daha zevkli bir hale gelen sinemalar artık bizlere çok uzak gelmeye başladı. Gerçek bir sinemasever olarak koronavirüs pandemisinin hayatıma en çok etki ettiği noktalar arasında sinema salonlarının kapatılması yer alıyor. Eskiden alışveriş merkezine gitme sebebim olan "sinema" şu anda tüm Türkiye'de kepenk indirmiş durumda. Hatıralarımızda ise film aralarında ve sonunda arkadaşlarımızla yaptığımız "filmden bile daha eğlenceli" olan değerlendirmeler kaldı.
Sinema salonları ne zaman açılacak henüz bilmiyoruz, ancak açılsa dahi en azından başlangıçta pek çok kişi bu salonları yadırgayabilir. Benim gibi sinemaseverler ise pandemi tamamen bitse de yeniden sinema salonlarına koşsak diye düşünüyorlardır. Çevrimiçi yayın platformlarından filmleri izleyebiliyor olsak da hiçbir şey o sinema salonunun verdiği hissi vermiyor.
Arkadaşlarla konserde dibine kadar eğlenmek




Aslında yapmayı en çok özlediğimiz şeylerin pek çoğu arkadaşlarımızla yaptığımız aktiviteler. Bunlardan biri de konsere gidip doyasıya eğlenmek. Bir Athena konserine gidip dans ederken bağıra bağıra şarkı söylemek çok hoş olmaz mıydı? Deniz kenarında her gün başka ismin çıkıp şarkılarını söylediği ve 4 ila 5 gün süren festivalleri de çok özledik. Burada daha önce hiç tanımadığımız yeni insanlarla tanışıp onlarla dostluklar kurup eğlencenin dibine birlikte vurmak isterdik, ancak ne yazık ki bunun için de biraz daha beklememiz gerekiyor.
Tuttuğumuz takımın maçına gidip avazımız çıktığı kadar bağırmak




Spor, Türkiye'de sevilen bir aktivitedir. Ayrıca taraftarlarımızın ne kadar ateşli olduğu da tüm dünyada bilinir. Ülkemizdeki stadyumlarda az desibel rekorları kırılmadı. Koronavirüsün hayatımızdan çıkardığı aktivitelerden biri de spor müsabakalarını canlı izlemek oldu. Hepsi aynı renk için atan binlerce yüreğin bir araya gelip tuttuğu takım başarılı olsun diye daha yüksek sesle bağırdığı bu müsabakalar, ne yazık ki koronavirüs tarafından elimizden alındı. Elbette bu virüse insanlık olarak bizim de cevaplarımız olacak. Onu ortadan kaldırdığımızda tuttuğumuz takımın maçına gidip daha önce hiç yapmadığımız kadar yüksek sesle bağıracağız. Bunun için sadece biraz daha sabretmemiz gerekiyor.
Pazarda bıçağa takılmış ikramlık karpuzu yemek




Daha önce hiç pazara gittiniz mi? Pazarlar insanların uygun fiyata sebze ve meyve alabildiği, aile bütçesine de katkı sağlayan halk alışveriş yerleridir. Bu yerlerin sıcaklığını bir kere tadan her zaman pazarlardan alışveriş yapmak ister. Her yerden "gel abla gel" diye bağıran pazarcılar, insanlara kendi ürünlerini satmaya çalışırlar. Hayatımızın içine adeta kibrit suyu döken pandemi, maalesef bu pazar kültürünü de çok kötü bir şekilde etkiledi. Pazarlar hala devam ediyor, ancak sosyal mesafeye dikkat edilmesi gerektiği için eski sıcaklığında değil.
Bir pazara gidip alışveriş yaptığımda her zaman en çok sevdiğim eylemlerden biri bana ikram edilen ürünleri deneyip alışverişimi o şekilde yapmaktır. Mesela bir karpuzcunun size o muhteşem meyvenin şeker gibi olduğunu kanıtlaması için ikram ettiği karpuz diliminin tadını unutmaya başladık. Ya da peynirciye gidip 5 farklı peyniri deneyip en beğendiğimizi seçmek çok güzel olmaz mıydı? Elbette bir noktada tüm bunlara geri dönebileceğiz, ancak dişimizi biraz daha sıkıp koronavirüs belasını başımızdan atmamız gerekiyor.
Arkadaşlarla geç saatte halı sahaya gitmek




Ülke olarak tüm sporları seviyoruz, ancak futbola karşı ayrı bir ilgimiz olduğu da aşikar. Bu sporu sadece izlemeyi değil, oynamayı da fazlasıyla seviyoruz. Bunun için arkadaşlarımızla plan yapıp bazı dönemlerde halı saha ayarlayabiliyoruz. Bu halı sahalarda baklava, kola gibi yiyeceklere iddiaya girip maçlarda tüm enerjimizi atıyoruz. Elbette bu kadar yüksek enerjinin gerektiği aktivitenin koronavirüs pandemisinde serbest olması yanlış olurdu. Özledik, ancak bunun için de biraz daha beklememiz gerektiğini biliyoruz.
Okuldayken tenefüs aralarında veya boş derslerde arkadaşlarımızla koyu sohbete girmek




Eskiden olsaydı pek çok öğrenci okullardan sıkıldığını söyleyebilirdi, ancak günümüzde okullarımızın ne kadar değerli yerler olduğunu bir kez daha gördük. Buralar dostlarımızla birlikte eğitim gördüğümüz yerler. Arkadaşlarımızın olduğu her yer aslında sıkıcı olmaktan çok uzaktır. Pandemi bize bunu gösterdi. Bir üniversite öğrencisi olarak ben de okulumu fazlasıyla özlediğimi söyleyebilirim. Arkadaşlarımla ders aralarında yaptığım sohbet, okul bittikten sonra bir kafeye geçip muhabbete devam etmek en çok özlediğim aktiviteler arasında yer alıyor. Tüm bunlar için dişimizi biraz daha sıkmamız gerekiyor.
Dışarıdayken doya doya öksürmek




Pandemi öncesinde öksürmek son derece doğal karşılanan bir eylemdi. Her insan yapabilirdi, çünkü bu son derece normal bir şey. Koronavirüs pandemisi bunu da elimizden aldı. Dışarıdayken ve özellikle etrafımızda başka insanların olduğu yerlerde, karşıdaki insana rahatsızlık vermemek için öksürmeye, hapşırmaya korkar olduk. Elbette kendi sağlığımız dışında karşımızdaki insanı da düşünerek bu eylemi azaltmaya çalışıyoruz.
Bu konuda bir dipnot sunalım. Eğer öksürme eyleminiz geldiyse burada yapabileceğiniz en mantıklı şey ağzınızı kolunuzla kapatıp parçacık saçılımını mümkün olduğunca azaltmak olmalı.
Uzun zamandır görmediğin bir dostuna sarılmak



Sarılmak, çok güzel bir eylem. Bir insana onu sevdiğini, özlediğini göstermek için uygulanan eylem, koronavirüs pandemisinde hayatımıza giren sosyal mesafe nedeniyle 2 kere düşündüğümüz eylemler arasına girdi. Pandeminin yayılımını önlemek için her bireyin bu tarz sosyal mesafe kurallarına özen göstermesi gerekiyor, ancak bu pandemi ortadan kalktığında sevdiğimiz dostlarımıza daha da sıkı bir şekilde sarıldığımız günleri iple çekiyoruz.

Bonus: Mangal yapmak




Bu da bizden bonus olsun. Koronavirüs pandemisi nedeniyle pek çok ofiste olduğu gibi bizde de pek çok önlem alınıyor. Çalışma arkadaşlarımızın hayatını riske atmamak için hepimiz elimizden gelen özeni gösteriyoruz elbette. En çok özlediğimiz şeyler arasında ise bazı dönemlerde ekip arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız mangallar bulunuyor. Severek yaptığımız işimizi daha da sevmemizi sağlayan bu sosyal etkinlik, koronavirüs pandemisi nedeniyle sekteye uğramış durumda.
Peki sizlerin "koronavirüs nedeniyle unutma noktasına geldik" dediğiniz aktiviteler var mıdır?
Alıntıdır.