![]() |
| | #1 |
| [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] hınca hınç izdihamın ter kokusu sinmiş fer'i sönmüş umuttan beslenip kurak vurmuş memeden sarhoş ve miskin karanlık emen dünyamda türkülerde söylenen divane aşk oldun bana bundandır ölesiye seni sevmem içimdeki çölde çağlayanlar boğmuş yamacına oturduğum kasabaları terk etmişken yüksek duvarlı varoşlar yükseltip uçurumlar kazmışken dört bir yanıma bereketli güneş gibi sızdın ya gönlüme kehribar işlemeli ülkü tadında aşk oldun bana bundandır ölesiye seni sevmem gardiyan misali dikilip kendi yolumda ağıt yakarken yaşanmamış yaşanmayacak günlere çiçek sulamayı bırakmışken mezarımın başında ürküp kaçmışken mutluluğa dair her şey içimden uğurlamışken takatimi provası yapılmadan değişen takvim yapraklarıyla sislerin ardından görünen ışık gibi doğdun ya günüme parşömene nakşedilmiş ferman gibi aşk oldun bana bundandır ölesiye seni sevmem ey divitindeki hazanda kangren şiirler büyüten ey her daim sesine soluğuna hasret kaldığım ey yağmur ve rüzgarın savaşında yenik düşmüş kuşlar misali mahzun bakışlım direnci lavanta kokulu aşksın sen bana bundandır ölesiye seni sevmem ''' Ay ve deniz şahittir ki Gözlerim bir muhbir şimdi Her yerde seni ifşa eden ``` .... 👍 5 | |
| |
| Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| |