![]() |
Bir İç Sesin Güncesi . . . Bazen insan, sustuğu yerlerde en çok konuşur. Kalabalıkların ortasında bile kendi sesini duymaya çalışır, bir yankı gibi dolaşır içindeki sessizlikte. Her hatıra biraz sızlar, her kelime biraz geç kalır. Ama yine de yazar insan — çünkü bazı duygular, susmakla dinmez. Bu satırlar, belki de içimdeki en sessiz çığlığın yankısıdır. |
Yüreğine Kalemine Sağlıkk ((: |
Alıntı:
|
Bugün yine kendime rastladım. yorgun ama dirençli bir bakışın ardında saklıydım. Aynada tanımadığım bir yüzle göz göze geldim, gözlerim eskisinden daha derin, ama bir o kadar da uzak görünüyordu. Sanki her şeyden biraz geç kalmıştım, bir tebessüme, bir söze, bir vedaya. . . |
Zaman, beni büyütürken eksiltmeyi de öğretmiş. Artık bazı kayıpları sessizce kabulleniyorum. Çünkü öğrendim, her gidiş, bir şeyleri götürürken bir yanını da olgunlaştırıyor insanın. Yazmak, içimde kalanları yavaşça salmak gibi. Kalemimden dökülen her kelime, biraz geçmişim, biraz da hala toparlanamayan yanlarım. Belki de bu günlük, bir iyileşme değil , bir hatırlama biçimidir. Kim bilir… |
Bugün rüzgar pencereme dokundu, sanki uzun zamandır unuttuğum bir hatırayı fısıldar gibiydi. Bir an durdum, sadece dinledim. O uğultunun içinde, geçmişten tanıdık sesler vardı, gidenlerin, susanların, bir daha dönmeyenlerin sesi. Bazen bir rüzgar bile taşıyabiliyor insanın unuttuğunu sandığı şeyleri. Bir koku, bir kelime, bir bakış kadar güçlü olabiliyor hatıralar. Kaçtığını sandığın her şey bir gün usulca geri dönüyor, ve tam kalbinin ortasında konaklıyor. Bugün içimde bir sızı değil, bir kabulleniş vardı. Bazı yaralar artık acıtmıyor, sadece sessizce var olduklarını hatırlatıyorlar. Belki de bu, iyileşmenin başka bir adı. . . . |
. . . Kelimeler yine kalemimin ucunda birikti, ama artık acelem yok. Biliyorum, her cümle kendi vaktinde dökülür. Belki de hayat da böyle, her şey, olması gereken anda anlam buluyor… Rüzgar dindi. Ama içimde bıraktığı sessizlik hala sürüyor. O sessizlikte biraz huzur, biraz da eski bir ben var. . . . |
Bugün konuşmadım. Sadece sustum, çünkü bazen kelimeler değil, sessizlik anlatır insanı. Kendi içime doğru yürüdüm, adımlarım yankılandı, sanki bir boşlukla konuşur gibiydim. Uzun zamandır kendime bu kadar yakın hissetmemiştim. Ama tuhaf bir yakınlıktı bu, tanıdık ama yabancı, sıcak ama biraz ürkütücü. Kendimi dinledim, ve fark ettim ki içimde hala cevap bekleyen sorular var. Bazıları eski, bazılarıysa yeni acıların kılığında. Yine de yargılamadım kendimi. Belki de insan, bazen sadece anlamaya çalışmalıdır — değil unutmadan, değil affetmeden, sadece kabul ederek. |
Bu sabah uyandığımda, içimde garip bir huzur vardı. Ne sevinçti bu, ne de büsbütün bir rahatlama… Daha çok, fırtınadan sonra kalan o sessiz durgunluk gibiydi. Sanki kalbim uzun bir yolun ardından soluklanıyordu... |
| Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:30. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Copyright ©2019 - 2025 | IRCRehberi.Net