IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


2Beğeni(ler)
  • 2 Post By Furkan


 
 
Seçenekler Stil
Alt 03 Nisan 2020, 12:55   #1
Lâ Tahzen innALLÂHe Meâna
Furkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Mersin’de gezilecek yerler

Sanırız Akdeniz ve Ege’nin tümünde deniz tatili yapmak en ekonomik yer Mersin olabilir.

Aslında Mersin’de bir tek tatil değil, genel olarak hayat daha ucuz. Bu sebeple Doğu Anadolu’dan ve Suriye’den en az kendi nüfusu kadar göç almış. Yine uygun fiyatlar ve yakınlığı sebebiyle İç ve Doğu Anadolu’nun tercih ettiği sayfiye yerlerinden.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

MERSİN’DE NEREDE KALINIR

Mersin’de birçok otel, pansiyon var bu yüzden kalacak yer bulma konusunda sıkıntı yaşamazsınız. Ayrıca kalabalık bir aileyseniz günlük ev kiralama fikri de daha uygun fiyatlı ve cazip gelebilir otelde kalmaktansa. Size bütçenize göre tercih edebileceğiniz üç seçenek sunduk.

Hilton (Mersin Merkez)

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mersin’in tümündeki en iyi servis alacağınız, en şık otel. Eğer merkezde konaklayacaksanız başka bir yeri düşünmeyin. Konumu çok güzel, denize sıfır, ve her yere yakın. Merkeze sadece 5 dakika uzaklıkta. Yanında akşam çıkıp uzun bir yürüyüş yapabileceğiniz deniz boyunca uzanan kocaman bir park var. Kahvaltısı mükemmel. Hakkıyla bir açık büfe yapıyorlar, öyle çeşit olsun diye ıvır kıvır dolduran büfelerden değil, herşey yerel ve müthiş leziz.

Altın Orfoz

Eğer otelden çıkmadan deniz tatili yapmayı düşünüyorsanız, Altın Orfoz Mersin’in en eli yüzü düzgün otellerinden. Otelin mavi bayraklı bir plajı var ve yanındaki site sakınleri ile birlikte bir koyu paylaştıklarından diğer Mersin plajlarına göre biraz daha seçmece bir kitlesi var. Kızkalesi’ne 5 dakika mesafede. Çocuklu aileler için ideal, çünkü gün boyu animasyonlar, aktiviteler var.

Tisan’da Günlük Ev Kiralama

Tisan herşeyden epey uzak ama deniz tatili yapmak isteyenler arasında çok popüler. Orada otel yok ama insanlar evlerini günlük kiralıyorlar.

MERSİN’DEN EN BEĞENDİKLERİMİZ

Valla biz Mersin’i 5 günde bitiremedik. Mersin CİDDİ büyük. Bir Evde Yok Mersin’de 5 günümüzün olduğunu duyunca umarım helikopteriniz vardır demişti. 😉 Ayrıca dağların tepelerin olması da mesafelere hiç yardımcı olmuyor hani.

Her şeyi görmek ne mümkün… O yüzden Mersin’deki favori şeylerimizi gezilecek yerlerin tümünden ayırdık. İşte buradakiler “Bunları Yapmadan Mersin’den Dönmeyin” dediklerimiz, önceliklendirmenizi önerdiklerimiz. Çok yaymazsanız, 3 güne hepsini sıkıştırabilirsiniz. Diğer gezilip görülecek yerleri de Mersin’de Gezilecek Yerler bölümünde anlattık.

Yerköprü Şelalesi’ni Gör -Mut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Mersin, Yerköprü Şelalesi

Mersin’deki en etkileyici keşfimiz açık ara Mut İlçesi’ne bağlı Yerköprü Milli Parkı içinde bulunan Yerköprü Şelalesi. Bizce Mersin’in turizm çalışmalarında en öne çıkarılası güzelliği, zaten doğa anıtı olarak korumaya alınmış. Şelaleyi görmek için biraz efor sarf etmeniz gerekiyor; 1) Ermenek yolu üzerinde, yani Mersin’de gezmek isteyeceğiniz diğer şeylerden çok daha sapa bir yerde, 2) Milli Park’a vardıktan sonra kanyonun içindeki şelaleye ulaşmak için 30-45 dakika yürümeniz gerekiyor. Giderken yokuş, dönerken tırmanış. Ama o kadar güzel bir kanyonda yürüyorsunuz, o kadar etkileyicisi yerlerden geçiyorsunuz ki hiç gocunmuyorsunuz. Arabayla parka giriş 12 TL.

Dalyan’da Mavi Yengeç (Ve Parmaklarını) Ye – Silifke

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Mavi yengeç için Balıkçı Kooperatifi, Mersin

Sadece Mersin için değil belki de tüm Türkiye’nin en özel lezzetlerinden biri sayılabilecek mavi yengeci bizce tadabileceğiniz en uygun yer, diğer ünlü balıkçılar yerine Silifke, Dalyan’ın halk arasında “Paradeniz” denilen lagün gölü kıyısındaki Dalyan, Kuş Cenneti Göksu Deltası tarafından işletilen balıkçı kooperatifi. Çünkü burada hem harika bir manzara ve gün batımı var hem de fiyatlar diğer yerlere göre çok daha uygun. Bir porsiyon (2 yengeç) 10 TL. Yengeç limonlu, acı biberli bir sos da geliyor. Yengeci o sosa batırıp yiyorsunuz. Burada sadece yengeç yok aynı zamanda kalamar ve balık gibi klasik seçenekler de var.

Mersin Merkezde Tantuni Gümlet

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bursa denilince iskender, Eskişehir denilince cibörek gibi elbette Mersin denilince akla ilk gelen lezzet olarak tantuni (Bilgehan için vazgeçilmez bir lezzet 🙂 ) de gerçek bir Mersin deneyiminin olmazsa olmazlarından. Bilmeyenler için tantuni temelde, çok küçük kuşbaşı doğranmış etin önce haşlanıp sonra kızgın sacda yağ ve toz biberle çevrilmesiyle hazırlanan ve lavaşa sarılarak yenen bir nevi dürüm çeşiti.

Denizin Ortasındaki Kaleye Çık: Kızkalesi – Erdemli

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Kızkalesi Erdemli’deki en bilinen turistik yerlerden biri. Erdemli’de diye geçse de aslında Erdemli’ye 23 kilometre uzaklıkta, Mersin’e ise yaklaşık 60 kilometre. Kızkalesi bazı yerlerde Deniz Kalesi olarak da geçebiliyor bu yüzden o şekilde duyarsanız kafanız karışmasın. 😉

Bu kalenin efsanesine gelince aslında Kız Kulesi’nin hikayesiyle birebir aynı. Bilmeyeniniz azdır ama yine de hatırlatalım. Zamanında bir kahin, krala kızının yılan tarafından sokulup öldürüleceğini söylüyor. Kral da kızını kurtarabilmek amacıyla denizin ortasına bir kale yaptırıp kızını oraya yerleştiriyor. Kaleye giden bir üzüm sepetine gizlenen yılan da kızı sokup öldürüyor. Daha gerçek hikayelere dönecek olursak bu ada eskiden korsanlar tarafından kullanılıyormuş ve kaleyi de Bizanslıların yaptığı düşünülüyor. Ortadaki yapı ise saray. Ayrıca diğer bir iddia da Kızkalesi’nin sahildeki Korykos şehrini denizden gelecek tehlikelere karşı korumak amacıyla yapıldığı. Tarihi araştırmalar sonucunda bu kaleye son yüzyıllarda Selevkoslar’ın, Bizanslılar’ın, Selçuklular’ın, Ermenilerin, Fransızların (Kıbrıs Krallığı), Karamanoğulları’nın ve Osmanlılar’ın dönem dönem ev sahipliği yaptığı söyleniyor.

Kızkalesi karaya yaklaşık 600 metre uzaklıkta yani bayağı yakın, bu yüzden gitmek için ya yüzmelisiniz ya da deniz bisikleti kiralayabilirsiniz. Biz deniz bisikleti kiraladık ama yüzüp gelenler de vardı yani gözünüzde büyümesin. Bu arada denizi de gerçekten muazzam, bizim de bisikleti oracıkta bırakıp yüzesimiz gelmedi değil! Deniz bisikletini kiralamanın saati 20 TL, yaklaşık 10-15 dakikada kaleye varabiliyorsunuz bisikletle. Varınca da kaleyi gezmek 15 dakika falan sürüyor.

Yerin 30 Kat Altına İn : Cennet – Cehennem Obrukları – Silifke

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bu çöküntüler, bundan milyonlarca yıl önce, hatta insanlık daha ortada bile yokken, Miyosen Çağ’da (günümüzden 23 – 5 milyon yıl öncesine denk gelen zaman dilimi) mağaraların tavanının çökmesi sonucu oluşmuş. Cennet, içine merdivenle inilebilen, en dibinde de bir mağara olan, Cehennem ise içine sadece dağcılık ekipmanı ile inilebilen darlıkta ve derinlikteki obruk. Cennet çukuru, ismi gibi bir o kadar ferah, vaha gibi, ve inmesi çıkması kolaysa Cehennem de adı gibi bir o kadar ürpertici, inmesi çıkması meşakatli bir yer. Elbette siz de bizim gibi Cehenneme seyir terasından bakmakla yetineceksiniz ama 450 basamaklı Cennet çukuruna inmeden dönmek olmazdı şimdi. Cehennem gerçekten derin. 128 metre yani 30-35 katlı bina. İsminin de muhtemelen veriliş nedeni iniş-çıkış şansının olmaması ve seyir terasında aşağıya baktığınızda derinliği nedeniyle ürpermeniz. Tabanlara kuvvet! 450 basamağın 300’üncü basamağına denk gelen mağaranın ağzında bir de kilise var.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Roma Dönemi’nde belli bir zamana kadar Hristiyanlık yasak olduğundan Hristiyanlar Cennet çukuru gibi gizli saklı yerlerde ibadet etmişler. Kilisenin 150 basamak aşağısında da mağaranın dibine ulaşıyorsunuz. Mağaranın içine girdikçe yer kayganlaşıyor. Uygun ayakkabı getirmek gerek. Cennete inmesi çıkması ile birlikte tüm alan kabaca 1,5 – 2 saatte gezilebiliyor. Müze Kart geçiyor. Giriş 15 TL.

Cennet Cehennem Yolunda Yörük Kahvaltısı İle Afyon Patlat

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Cennet – Cehennem’e çıkan yolda birçok yörük kahvaltıcısı kümelenmiş halde. Mağaralara gitmeden önce bu kahvaltıcılardan birinde kahvaltı yapmanızı tavsiye ederiz. Peki nedir Yörük kahvaltısı? Normal bir serpme kahvaltından farkı derseniz şöyle açıklayabiliriz: Ekmek yerine bazlama veya yufka da denilen bir tür lavaş, bir de bu yufkaya dürülmüş adına sıkma denilen bir çeşit kahvaltılık dürüm, kayakoruğu denilen ottan yapılan turşu, (sabah sabah turşu mu olur demeyin gayet güzel gidiyor :)) tadı şekerli zeytinyağı gibi dokusu da kestane şekerine benzeyen zeytin reçeli, sivri biberden çok daha lezzetli, çıtır çıtır ve süper acı Mersin’nin yeşil biberi var. Mekanlar son derece salaş. Kişi başı 25 TL olarak ücretlendiriliyor.

Narlıkuyu’da Balık Ye, Rakı Tokuştur

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Eğer Cennet – Cehenneme öğleden sonra geldiyseniz hemen aşağısındaki Narlıkuyu sahilinde denize nazır birçok balık restoranı var. Önceden uyarmakta fayda var ki Narlıkuyu’daki restoran seçiminizde oturmadan her şeyin fiyatını sorup ona göre karar verin yoksa beklenmedik bir hesapla karşılaşabilirsiniz. Konum için tıklayın.

Bizim daha önceden beğendiğimiz yer olan Yörük Apo’nun Yeri taşınmış ama taşındığı yer bizce daha iyi. Yeni yeri Narlıkuyu’ya çok yakın bir koy olan Akyar’da. Yine yakın koylardan Akkum’da ise Yörük Apo’ya alternatif Cemal’in Yeri var.

Mavi Bayraklı Plajlarda Yüz

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mersin’de yapılacak en akıllıca şeylerden biri kendinizi Akdeniz’in sularına bırakmak. Zira bu coğrafyada yazın sıcaklıklar 40’lı dereceleri görüyor.

Doğanın Şaheseri Aynalıgöl (Gilindire) Mağarası’na Git – Aydıncık

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İsmini içindeki ayna gibi yansıyan gölden alan Aynalıgöl, oluşumu Buzul Çağı’na kadar giden, dikit ve sarkıtlarla dolu odalardan oluşan, denizden 46 metre yükseklikte toplam 555 metre uzunluğunda bölgenin önemli karstik yapılarından biri. Beyaz damlataş yapısının kaynağı, mağara içerisindeki %80 oranındaki nem ve yaz kış 25-30 derece arasında seyreden sıcaklık. Bundan 20 sene önce, şifalı olduğu sanılan bir kirpi peşindeki bir çoban tarafından tesadüfen keşfedildiğinde mağaranın rengi daha da beyazmış ama insan etkisi ve artan turizmle o beyaz rengi biraz kırık beyaz renge dönmeye başlamış. İçindeki cam gibi durgun ayna gibi yansıma yapan gölün derinliği 47 metreye kadar varıyor. Suyu yüzeyde sodalı ama derinlere inildiğinde tuzlu. Yapılan araştırmalar sonucunda mağara içinde hiçbir canlı türüne rastlanmamış ama merdiven şeklinde oyulan kayalardan daha önce burada insanların barınmış olduğu düşünülüyormuş. Mağaranın girişi bir falezin ucunda. Mağaranın ağzına falezin ucuna kurulmuş platformdaki merdivenden inerek ulaşabiliyorsunuz. Müze kart geçmiyor.

Mersin’e Özgü Diğer Lezzetleri Tat

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bir yanda denizden gelen nimetler bir yanda baharatlarla çeşnilendirilmiş karadan gelen nimetler…Yeme de yanında yat! Her ne kadar Adana ve Hatay gibi güçlü rakiplerin gölgesinde kalsa da Mersin’de tantuni ve mavi yengeç kadar ön plana çıkmayan daha birçok imza lezzet var. Diğer künefelere göre tel kadayıfı daha ince peyniri daha bol olan Mersin usulü künefe, Mersin gazpachosu batırık, fıstıklı kurabiyenin en sofistike hali kerebiç, Yörüklerin kahvaltılık dürümü sıkma, Adana kebaba rakip Tarsus kebap, havucun en tatlı hali cezerye…Mersin tatilinizin oldukça gurme usulü bir tatil olacağını garanti ederiz.

MERSİN’DE GEZİLECEK DİĞER YERLER

Mersin Merkez
Turistik anlamda Mersin merkezde çok da bir şey yok. Biz zamanınızı Silifke ve Erdemli taraflarına ayırmanızı tavsiye ederiz. Ama zaten tantuni yemek için uğrayacağız, gelmişken de merkezi gezelim gibi bir ısrarınız varsa, Mersin Marina, sahildeki palmiyeli park, cafelerin olduğu Kushimato sokağı (ismi Japonyadaki bir şehirle Mersin’in kardeş şehir olmasından geliyor) dışında pek de görülecek bir yer yok.

Alahan Manastırı – Mut

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri kabul edilen Antakya’daki Saint Pierre gibi dağların arasına 1.300 metreye konuşlanmış, Göksu’ya karşı, gözlerden uzak, 1.500 yıllık Alahan Manastırı da bu coğrafyada Hristiyanlığın yayılması için çıkılan yolculuklarda Aziz Paul ve Barnabas gibi önemli din adamlarının uğrak noktalarından biri olmuş. Hristiyanlığın yasak olduğu zamanlarda ilk Hristiyanlar bu şekilde dağ başlarında ve mağaralarda, daha izole ve gözden uzak yerlerde, gizli saklı ibadetlerini yaparmış. Daha sonra Roma ve Bizans döneminde Hristiyanlık resmi olarak kabul edilince de zamanında Hristiyanlığı yayma misyonu taşıyan azizlerin uğradığına inanılan ve bu nedenle de kutsal sayılan bu gibi noktalara da Alahan Manastırı gibi hac merkezleri yapılmış. Burasının da M.S. 4. ve 6. yüzyıllar arasında oldukça işlek bir hac noktası olduğu düşünülüyor. 7. yüzyılda başlayan Arap akınları döneminde önemini yitirmiş.

İçinde Erken Dönem Hıristiyan ve Bizans mimarisine ait iki kilisesi (şu an biri ayakta diğeri değil), bir vaftizhanesi, sütunlu yolu, çevredeki kaya mezarları, su kaynakları, hamamı ve konaklama yerleri var. Bugün bile içindeki kemerleri, sütunları hala tek parça halinde dimdik ayakta olduğundan 17. yy’da buradan geçen Evliya Çelebi Seyahatname’sinde burası için “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” yazmış. Yine de 2000 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne giren yapı, 2011’den beri restorasyonda. Biz gittiğimizde hala iskeleler duruyordu. Manastıra ulaşmak için Mut – Karaman ana yolundan saparak bir kaç kilometre tırmanıyorsunuz. Giriş 5 TL. Müzekart geçerli.

Kanlıdivane Antik Kenti – Erdemli

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Kanlıdivane, M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuş Olba Krallığı’nın antik şehri ve kutsal yerleşim yeri. Korkunç bir rivayete göre şehrin ortasında bir obruk varmış ve obrukta vahşi hayvanlar beslenirmiş. Krala itaatsizlik edenler de içine atılarak cezalandırılıyormuş. 😳 Hatta buraya Kanlıdivane denmesinin sebebi de buymuş, diğer bir söylenti de toprağı kırmızı olduğu için Kanlıdivane dendiği. Antik şehre zamanında Romalılar, Bizanslılar sahipmiş. Hatta Bizanslıların burada yaşadığı dönemde buraya bir Hristiyanlık merkezi kurulmuş; kutsal sayılmasının nedeni de obruğun çok büyük olması. Obruğun büyüklüğü ve buranın senelerce dini merkez olarak anılması insanlara buranın tanrısal olduğu düşündürmüş. Kanlıdivane yarım saatte gezebileceğiniz bir yer, çok büyük değil yani. Burayı görmeye değer yapan en önemli özellik o az önce bahsettiğimiz şehrin ortasındaki Kanlıdivane Obruğu.

Obruğun içerisinde Armaronxas ailesine ait bir kabartma bizim ilgimizi çekti, size de anlatmadan geçmek istemedik. Aile hakkında fazla bilgi bulamasak da Olba’nın Kraliçesi Aba’nın Kleopatra’yı da kapsayan hikayesini öğrendik. Aba’nın mezarı bu antik kentteymiş. Aba’nın babası Olba rahiplerinin politikalarına karşı çıkınca şehri bırakıp korsanların lideri olmuş, Olba’nın başrahibi Aba’nın babasını ispiyonlayıp öldürtmüş ve Aba’yı kendi himayesine almış. Sonralarda Olba kralı Aba’ya aşık olmuş ve evlenmişler, yani Aba Olba’nın kraliçesi olmuş. Daha sonra Olba Mısır Kralı tarafından işgal edilince Olba Kleopatra’ya hediye edilmiş ve Kleopatra Olba’ya gelince başrahip ona bir suikast düzenletmiş. Aba bu suikastı önleyip Kleopatra’yı kurtarmış ama suikastı düzenleyen kişiler Aba’ya saldırınca Olba’nın kralı karısını korumak istersen ölmüş. Bu olaydan sonra da Aba kendini Olba’ya ve çocuğuna adamış.

Adamkayalar – Silifke

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Adamkayalar Mersin‘in Erdemli ilçesinde ve Şeytan Deresi Vadisi’nde. Kızkalesi’ne 5 kilometre uzaklıkta yani arabanız varsa 7-8 dakikada ulaşabilirsiniz. Adamkayalar ismini kayaların üstüne yapılan insan kabartmalarından almış. Yaklaşık M.Ö 2.-3. yüzyıllarda yapıldığı söyleniyor ama bu kesinleşemeyen bir bilgi. Kabartmalar; 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve 1 kartal olmak üzere farklı şekillerde yapılmış. Aslında dünya çapında bu kadar ilgi çeken bir turist noktası olsa da Adamkayalar herkesin ulaşabileceği bir yerde değil çünkü dik bir yamaçta yer alıyor. Bu yüzden kayalıkları geçip ulaşmak için ciddi bir efor ve uygun ayakkabılar gerek. 😉 Eğer beni zorlamaz derseniz Adamkayaların çevresine mutlaka gidin deriz çünkü çok önemli bir arkeolojik nokta.

Astım Mağarası – Silifke

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Astım Mağarası Cennet-Cehennem Çukurları’nın yanında, Cennet Çukuru’yla arası yaklaşık 300 metre. Mağaranın içine uzun bir merdivenle inebiliyorsunuz. Mağaranın nem oranı %80’lerin üstünde olduğu için astım hastalarına çok iyi geldiğine dair söylentiler var ve bu yüzden de adı Astım Mağarası olmuş. Mağara’nın etrafındakı ağaçlara insanlar bez parçaları bağlayıp dilek diledikleri için mağara bazı yerlerde Dilek Mağarası diye geçebiliyor. Aynalıgöl Mağarası’na gitmeyecekseniz Astım Mağarası görmeye değebilir, ama Aynalıgöl’e gitme imkanınız varsa Astım yanında çok sönük kalır. Ayrıca Astım Mağarası’na gidecekler için mutlaka dikkatli olmalarını öneririz çünkü özellikle çok rutubetin olduğu zamanlarda mağara çok kaygan olabiliyor, görünmez kazalar olmasın. 🙂 Astım Mağarası’na giriş ücreti 5 TL, Müzekart’ınız varsa yılda 2 kez, Müzekart+’ınız varsa ise yıl boyunca istediğiniz kadar ziyaret edebilirsiniz. Astım Mağarası Nisan-Ekim ayları arasında 08.00-19.00, Kasım-Mart ayları arasında ise 08.00-17.00 saatlerinde açık.

Uzuncaburç – Silifke

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Aslında bu antik yerleşim yeri, Hellenistik Dönem’de Uzuncaburç’un 4 kilometre yakınındaki Olba Territoriumu’nun ibadet yeriymiş ama Roma Dönemi’nde ondan ayrılmış ve kendi başına bir kent haline gelmiş. Bizans Dönemi’nden sonra Türkler, buraya şehrin sembolü olan yüksek kulenin ismini vererek Uzuncaburç demişler. Bugün buraya geldiğinizde Sütunlu Cadde’yi, Tören Kapısı’nın yıkılamdan kalmış bir bölümünü, Zeus Tapınağı ve Tyche Tapınağı’nı, Zafer Kapısı’nı, amfitiyatroyu, Hellenistik Anıt Mezar’ı ve zamanında hazinenin saklandığı, gerektiğinde halkın sığınma alanı olarak da kullanılan şehre ismini veren beş katlı Hellenistik Kule’yi görebilirler.

Anamurium

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Aşağı yukarı M.Ö. 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bir örenyeri Anamurium. Anamur ilçesine 7 kilometre ve arabayla yaklaşık 12 dakika uzaklıkta. Çoğu kaynak “anamurium”un “rüzgarlı yer” demek olduğunu ve bölgenin bu yüzden böyle bir isim aldığını söylüyor. Tarih boyunca Sasaniler, Anadolu Selçukluları gibi pek çok devlet tarafından yerleşim bölgesi olarak seçilmiş. Anamurium aslında bir kent olarak geçiyor ve aşağı-yukarı kent olmak üzere ikiye ayrılıyor. En görülmeye değer yapıları hamamları, tiyatrosu, ve odeon denen konserlerin yapıldığı salonu. Anamurium’a giriş ücreti 5 TL ve Müzekart+’la bir yıl boyunca sınırsız girebiliyorsunuz. 15 Nisan-2 Ekim tarihleri arasında 08.00-19.00 saatlerinde, 3 Ekim-14 Nisan tarihleri arasında ise 08.00-17.00 saatlerinde ziyaret edebiliyorsunuz.

Göksu Nehri

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Göksu Nehri Mersin, Konya, Karaman ve Antalya illerinden geçip ve en sonunda Akdeniz’e dökülüyor. Göksu Nehri Rafting’e uygun bir nehir, çünkü oldukça yüksek. Bizim bayıldığımız Yerköprü Şelalesi de aslında Göksu Nehri’nin bir parçası. Daha açık söyleyecek olursak; Göksu Nehri Yerköprü Mağarası’ndan geçiyor ve bu birleştikleri noktadaki Yerköprü Şelalesi belki de bütün Mersin’de en beğendiğimiz yer oldu.

Tarsus

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mersin’in Adana il sınırına yakın kısmında bulunan ilçesi Tarsus, başlı başına hakkı verilmesi gereken, tarihi değere sahip bir bölge. Roma, Bizans, Osmanlı’dan kalma eserlerin iç içe geçtiği Tarsus zamanında Kilikya Uygarlığı’nın merkezi konumundaymış. Kur’an’da da geçen ve hem Hristiyanlarca hem de Müslümanlarca kutsal sayılan Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası, İsa’nın 12 havarisinden biri olan ve aslen Tarsus doğumlu olduğu düşünülen Aziz Paul’un adına yapılan St Paul Kilisesi ve kuyusu, dünyanın ilk kanalizasyon sistemli Tarihi Roma Yolu ve Roma Hamamı, Kleopatra Kapısı, Taşkuyu Mağarası, Taşkuyu Şelalesi ve Roma mezarları, Tarsus Barajı, 1500’lü yıllardan kalma Ulu Cami ve tarihi Kırkkaşık Bedesteni, 6. yy’dan kalma Jüstinyen Köprüsü, tarihi Tarsus evleri Tarsus’un tarihi değerlerinden sadece birkaçı.

Alıntı





________________

Düştüğüm her kuyudan mücadele ederek çıkmayı çocukken öğrendim.

"Aslolan hayattır, hayat da BEŞİKTAŞ"

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 
Alt 13 Nisan 2021, 15:06   #2
Guest
Beatrice - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Özledim çokça en kısa zamanda gitmek istiyorum

 
Alt 15 Nisan 2021, 03:02   #3
YGT
YGT - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğine saglik kardesim güzel mersin'im

 
Alt 19 Nisan 2021, 15:19   #4
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Çok uzun zaman önce gitmiştim, Kız Kalesi falan gezmiştik.
Güzel bir şehir ancak ben Marmara insanı olduğum için havası inanılmaz nemli.
Gezilebilir ama ben yaşayamam sanırım, nefes alamıyordum.

 
Alt 19 Nisan 2021, 15:55   #5
narcissism
Lyra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Huh çoğu yerini gezmişimdir... Bu yılda gitmek nasip olur umarım. :)

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:06.