IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


 
 
Seçenekler Stil
Alt 02 Kasım 2022, 10:14   #1
YiLDiZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Edebiyatın Bilimle İlişkisi Nedir?

Edebiyatla bilim arasında çeşitli düzeylerde ilişki söz konusudur. Bu ilişkinin temel nedenleri edebiyatın insana ait hiçbir şeye kayıtsız kalmaması ve dilin hem edebiyatın hem de bilimin ortak öğesi olmasıdır. Edebî bir metinde yazar, temel konusu olan insanı anlatırken psikoloji, sosyoloji, tarih, coğrafya gibi sosyal bilimlerden yararlandığı gibi deneysel bilimlerden de yararlanabilir.

İnsanı her yönüyle anlatmayı amaçlayan edebiyat; öykü, roman, tiyatro gibi türlerde kimi zaman insan ruhunu derinlemesine tahlile girişir. Bu durumda edebiyat psikoloji bilimiyle ilişki içindedir. Bazı edebî eserler, insanın dünyadaki varlığının nedenini, amacını sorgulayarak felsefeyle ilişki içinde olur. Tarihî bir olayı konu edinen edebî eserler de hiç kuşkusuz tarih biliminden yararlanır. Edebiyatla diğer bilim dalları arasında da çeşitli düzey ve niteliklerde farklı ilişkiler elbette kurulabilir.

Edebiyatla bilim arasındaki ilişki üzerinde durulurken, edebiyatın bilimle bağını hiçbir zaman koparmaması gerektiği unutulmamalıdır. Bu durum gerçeküstü, fantastik özellikler taşıyan edebî eserler için de geçerlidir. Edebiyat, bilimle ve gerçekle bağını keserse inandırıcılığını, dolayısıyla varlık nedeni olan insanı, hayatı anlatma amacını da kaybeder. Bu bağlamda Osman Türkay, "İnsanbilim Açısından Edebiyat, Eleştiri ve Anlambilim" adlı yazısında şöyle diyor:

"Sınıflandırma çeşitli kültürlerin başta gelen amaçlarından biridir. Çağımızda, Batı kültürü, sanatarla bilimleri sınıflandırmak, aralarına sınırlar çizmek için hayli çaba göstermektedir. Bu arada bilimile edebiyat çatalı üzerinde durmaktadır. Ama ne kadar tuhaftır ki bu iki insan çabasını birbirinden ayırmak için yapılan her girişim, onları ayırmaktan çok, birleştirmek yönünde gelişmektedir.

Edebiyat, bilimin tüm ikincil özelliklerine sahiptir: içeriği, hele toplumsal ve insancıl bilimlerin içeriğinin hemen hemen aynıdır. Hiçbir bilimsel konu yoktur ki edebiyatın bir düzeyinde ya da başka bir düzeyinde işlenmemiş olsun. Edebî yapıtın dünyası birdir, toptandır. Bu dünyada toplumsal, ruhbilimsel, tarihsel bilgilerin bir yeri vardır. Böylelikle edebiyat geniş bir evrensel birlik içindedir. Bilim gibi edebiyatın da edebî araştırmaların da yöntemi vardır.

Yalnız şu da unutulmamalıdır ki bilimde dil yalnız bir araçtır. Bu araç bilimsel yapıtın yapısında varlığını duyurmayacak, göstermeyecek biçimde saydamlaşır. Öte yandan dil, edebiyatın varlığı, edebiyatın hamurudur ve biçim kurmak kaygısındadır (...). Bununla birlikte Fransız yazarı Raymond Queneau, son yıllarda bilimin tüm insancıl bilimleri birleştirme yönünde geliştiğini, bundan dolayı edebiyatçıların bütün bu yeni buluşlardan yakalarını kurtaramayacaklarını, gelecekte sayıların belagatine asılmak zorunda kalacaklarını söylüyor."

Edebiyatla bilim etkileşim içinde varlıklarını sürdürür. Yazar bilimlere ait olguları, ilkeleri edebiyatın kuralları ve estetik kalıpları içinde araç olarak kullanır. Edebî eserler, bilimsel

çalışmalara ilham kaynağı olabilir. Edebî eserden hareketle bilim insanları yeni buluşlar gerçekleştirebilir. Jules Verne'in (Jul Vern) insanoğlunun Ay'a henüz gitmediği bir dönemde yazdığı Ay'a Seyahat adlı romanı, edebiyatın bilime kaynaklık etmesinin bir örneğidir. Öte yandan bilim de edebiyata kaynaklık edebilir. Örneğin Kemal Tahir'in Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu anlattığı Devlet Ana romanına tarih bilimi kaynaklık etmiştir. Nermi Uygur, bilimin edebiyata kaynaklık etmesine ilişkin olarak Edebiyatta Bilgi adlı yazısında şunları söylüyor:

"Bir bakıma bilgilerle hem de bilimsel bile demeye sakınca görülmeyen bilgilerle dolup taşar en gözde edebiyat yapıtları. Kaynağı doğrudan doğruya bilimdedir bu bilgilerin. (...) Ptolemaios'un yer gök üzerindeki tasarımları olmasaydı kimdi acaba Dante? Newton'un fiziği ile hesaplaşmasaydı öylesine eksik kalacaktı ki Goethe. Bergson'un bilinç psikolojisiyle tanışmasaydı n'apacaktı Proust? Günümüzün yazarlarındaysa daha belirgin bir durum: Brecht, Eliot, Silone, Malraux, Hemingway sosyolojiyle, ekonomiyle, tarihle yüklü yapıtların yazarı değil mi bütün bu yazarlar?"

Edebiyat ve Bilim

Edebiyatla bilim arasında farklı şekillerde ilişki söz konusudur. Bu ilişkinin temelinde her ikisinin de insan etkinliği olması vardır. Edebiyat da bilim de insana yöneliktir, insan içindir.

Edebiyat ve bilim birbirinden farklı yöntemler kullanır. Edebiyat kendi alanındaki üretiminde öznel bir bakışla güzelliğe ulaşmayı, kişiye estetik zevk kazandırmayı amaçlar. Bilim ise deney, gözlem, araştırma vb. yöntemlerle gerçeğe ve doğru bilgiye ulaşmayı amaçlar. Bununla birlikte metinde Osman Türkay'ın da vurguladığı gibi"... bu iki insan çabasını birbirinden ayırmak için yapılan her girişim, onları ayırmaktan çok, birleştirmek yönünde gelişmektedir."

Edebiyat kendi alanındaki etkinliklerini gerçekleştirirken bilimden yararlanır. Edebiyat öncelikle psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi sosyal bilimlerle doğrudan ilişki içindeyken fizik, kimya, biyoloji gibi deneysel bilimlerle dolaylı bir ilişki içindedir.

Edebiyat bilimi, bilim de edebiyatı etkiler. Bu anlamda edebiyatla bilim arasındaki ilişkinin karşılıklı olduğu unutulmamalıdır.

(Alıntıdır)
________________

Seviyorum içimdeki alıngan ama haylaz çocuğu..
Sever, kırılır, küser..
Ama göz ucuyla hep bir gülücük bekler...
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:57.