IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Tarih Tarihin hayatımıza etkileri ile ilgili tüm konulara bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

 
 
Seçenekler Stil
Alt 21 Temmuz 2020, 00:21   #1
She
✰ ÖzeL..
She - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Apollon ve Didyma Apollon Tapınağı

Kimdir bu Apollon?



Apollon bir Yunan tanrısı olmasına rağmen, bazı dil bilimciler isminin Yunanca olmadığını ve asıl isminin Apello olduğunu söylemektedir. Apello kelime anlamına göre “kötülüğü def etmek” fiilinden gelir. Apollon’un doğumu, Homeros’un ilyadasının ilk dizelerinde “Leto ile Zeus’un oğlu.”, “Güzel saçlı Leto’nun doğurduğu.” Olarak geçmektedir. Apollon, Zeus ve Leto’nun birleşmesiyle doğmuştur. Aynı zamanda ikiz kardeşi de vardır, doğum tanrıçası Artemis. Mitolojiye göre Leto, önce Artemis’i doğurur fakat Apollon’u doğuracak gücü kalmamıştır. Artemis doğduğu gibi annesine ebelik yapar ve kardeşi Apollon’un doğumuna yardım eder.




Apollon’nun büstü



Apollon’u kafasında defne yaprağıyla betimlenmiş bir şekilde görürüz. Bunun sebebi ise çok romantiktir. Apollon, kardeşi Artemis’ın rahibelerinden Leto isimli bir kıza aşık olur ve onunla evlenmek ister. Ama Leto bunu kabul etmez ve Artemis’e onu koruması için yalvarır. Artemis ise onu defne yaprağına çevirir. Apollon böylesine güzel bir kızın kaderinin böyle olmasına çok üzülür ve defne yaprağını alıp başına koyar, başının tacı eder. Apollon’a adanan kutsal günlerde genç kız ve erkekler ellerinde defne yaprağı sallar ve dafneyi çağrıştırır. Apollon’un tam anlamıyla anlamak için sıfatlarından bir kaçına değinmemiz gerekiyor. Sanat ve müzik yeteneğine sahiptir ve bir çok efsanesi vardır. Yetenek perileri olarak nitelendirebileceğimiz Musaların da yöneticisidir aynı zamanda.




Apollon ve Daphne heykeli. Heykeltraş Gian Lorenzo Bernini, 17. yüzyıl.



Tanrılar da Sinirlenir
Kral Midas’ın eşek kulakları en çok anlatılan mitlerden biridir. Kır tanrısı olan Pan, Apollon’a müzik konusunda meydan okur. Apollon onu yarışmaya davet eder ve tabiri caiz ise “Sizin gibi gençleri, pistlerde görmek isteriz.” der. Yargıç olarak ise Kral Midas’ı seçerler. Pan başlar flütünü çalmaya ve herkesi büyüler. Apollon da lirini çalmaya başlar ve herkesin beğenisini alır. Sonuç aşamasına geldiklerinde Kral Midas Pan’ı seçer. Apollon ise bu duruma oldukça sinirlenir ve Kral Midas’ın müzikten anlamadığını söyler. “Müzikten anlamayan bir insana ancak eşek kulakları yakışır.” Der ve kulaklarını eşek kulağına çevirir.




Eşek kulaklı @Midas



Tanrı Gözlerin Ne Görüyor Apollon?


Apollon’un en öne çıkan yeteneği ise bilicilik yeteneğidir. Geleceği görebilme yeteneği vardır. Apollon’a sormadan hiç kimse büyük adımlar atamazdı. İnsanlar önce Apollon tapınağına gider, sunular sunarlardı. Sonra oradan cevabı alır ve o cevaba göre hareket ederdi. Fakat bu kehanetler hiçbir zaman kesin bir yargı ile yapılmazdı. Lidya kralı Kroisos, Perslere saldırmadan önce Apollon tapınağından kehanet ister. Apollon tapınağı her zamanki gibi kesin bir şey demez, “Savaş sonucunda büyük bir krallık yıkılacak.” der ve topu taca atar. Kroisos buna çok sevinir çünkü Persleri yıkacağını düşünür fakat savaş sonucunda Kroisos kendi yenilir.



Apollon’un Evi: Didyma Apollon Tapınağı

Bugün yolculuğumuz Didim Apollon Tapınağına olacak. Efsaneye göre Apollon bir gün Didim yöresinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar ve çok sever. Brankhos’a biliciliğin sırlarını öğretir. Çoban Brankhos’ta bugün Apollon Tapınağının yerinde bulunan defne ormanı ve su kaynağının yanına Apollon adına ilk tapınağı kurdu. Zaman içinde Brankhos’un soyundan gelenlere “Brankidler” denilmeye başlandı ve çok uzun bir süre Apollon tapınağının yöneticiliğini yaptılar. “Didyma”, “Brankhidai” (Brankhidlerin ülkesi) olarakta bilinmektedir.

Didyma aslında bir antik kent değil, kutsal bir mahaldir. Miletostan gelen kutsal yol ile bağlantıya sahip olan kehanet merkezidir. Kutsal Didim’in ilk dönemi, Perslerin Milet’i ele geçirmesi ve tapınağı yakıp yıkmasıyla son bulur. M.Ö 494 yılında Lade Deniz savaşından sonra Persler tarafından yağmalanarak, Tanrı Apollon’un “Kanakhos” tarafından yapılan heykeli “Ekbatana”’ya yani İran’a götürülmüştür. Ancak İskender’in gelişiyle birlikte yeniden bir canlanma yaşanır ve İskender’in komutanlarından Seleukos’un emriyle, M.Ö. 300 dolaylarında bugün kalıntılarını gördüğümüz tapınağın inşaasına başlanır. Ayrıca Seleukos, Ekbatana’ya kaçırılan “Kanakhos” tarafından yapılmış Apollon heykelini geri getirtmiştir.




Didyma Apollon Tapınağı


Marcus Aurelius dönemine kadar bu tapınak çok güzel yıllar geçirmiştir. Fakat M.S. 3. yy’da gerilemeye başlamıştır. 262 yılında Gotların (güney iskandinavya) tehdit oluşturması nedeniyle burası bir kaleye dönüştürülmüştür. Ele geçen bir yazıta göre tapınağın içinde kalanlar susuz kalmış, bunun üzerine Apollon kutsal yerde bir pınar çıkarmıştır. Büyük ihtimalle bu pınar, Naiskos (küçük naos) içindeki kutsal pınardır. Bizans döneminde ise tapınağın içine bir kilise inşaa edilmiştir.

Pers istilasından önce İyon nizamındaki bu tapınağın boyutları 85×35 metreydi ve antik Yunanın en büyük tapınak planı olan dipteral plandaydı ve 112 sütun bulunuyordu. Fakat bugün gördüğümüz tapınağın ölçüleri yaklaşık 109×51 metredir. Gel gelelim, savaşlar ve yağmalarla duraklayan tapınağın inşaatı, yüzlerce yıl devam eder ve hiçbir zaman tamamlanamaz. Tapınak inşaatında çalışan işçilere yapılacak ödemelerle ilgili olarak, tapınak duvarları üzerine kazılan işaretleri bugün bile görebilmekteyiz. Bazı kaynaklara göre, Apollon tapınağı bitirilebilseydi; dünyanın yedi harikasından biri olabilirdi.



Kehanetler Nasıl Yapılırdı?
Şimdi gelelim bu tapınakta neler yapıldığına, kehanetlerin nasıl yapıldığına: Kehanet için olmazsa olmaz şeyler vardı. Omphalos: Dünyanın merkezi anlamındadır. Delphi Apollon tapınağına bir meteor düştüğünü söylerler ve dünyanın merkezini burası kabul ederler. Her Apollon tapınağında vardır. Astragalos (Aşık Kemiği): Astragalos’un 4 köşesine rakamlar yazılır. Yazılan her rakam bir tanrıyla bağlantılıdır. Zar atılır ve hangi rakam gelirse o tanrı ile ilişkilendirilirdi. En önemli şeylerden biri su. Rahipler, suya bakarak görürler geleceği. Gazlarla ve defne yaprakları ile transa geçip, su falı bakarlardı.



Ben kehanet istiyorum ve cüzdanı hafif olmayan biriyim diyelim. Öncelikle şehri tapınağa bağlayan kutsal yola gidiyorum. Fakat bu kutsal yola yıkanmadan giremem. Yıkandıktan sonra kutsal yola girip tapınağın yolunu tutuyorum. Yanıma da sunu olarak boğa aldım diyelim. Tapınağa varmadan tapınağı çevreleyen hediye dükkanları vardı, buradan da bir heykelcik alıp boğa ile birlikte tapınağa hediye ediyorum. Kahin de kehanet yapmadan önce 3 gün oruç tutuyordu. Bende o 3 gün boyunca tapınağın etrafında olan otellerde kalıyordum. Ve büyük ihtimalle biri gelip bana benim derdimi soracaktı. Benden derdimi dinleyip hemen gidip rahibe ispiyonlayacaktı. Rahipte beni gördüğü gibi adımı söyleyecekti, ne soracağımı söyleyecekti ve bende bundan çok etkilenecektim.

İş kurban sırasına geldiğinde getirdiğim boğayı sunağa götüreceklerdi. Rahip göğe bakarak ilk bıçak darbesini atacaktı ve o bıçağı kirlendiği için dereye atacaktı. En değerli yeri olan derisini ve en lezzetli eti olan yerlerini kendisine alıp, gerisini halka dağıtacaktı ve transa geçmeye başlayacaktı. Defne yaprağını çiğneyip, kitaraları dinleyip kendinden geçecekti. Her şeyin sonunda ise bana ucu açık bir cevap verip geri yollayacaktı.


Alıntı
________________

~ E & B ~
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:26.