IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


31Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 23 Nisan 2021, 14:59   #1
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Naz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Başlığı görünce iştahım kabardı ahlak felsefesinden ve etikten bahsedeceğiz sandım. Ama görüyorum ki burada sıralanan kurallar MAHALLE BASKISIndan ibaret.
Aslında yukarıda sıralanan ahlak, gelenek vs vs maddelerin hepsi yazılı olmayan kuraldır.
Yazılı olmayan kuralların haliyle de yaptırımı yoktur.
Bu hususta bence bir toplumu konuşacaksak hukuk kurallarına bakmamız gerekiyor.
Keza diğer maddelerin de mutlaka alt metnini konuşmak lazım.
Peki sen yazılı olmayan bir kuralı nasıl sorgularsın yavrucum?
 
Alt 23 Nisan 2021, 15:10   #2
Naz
Naz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Publisher Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Aslında yukarıda sıralanan ahlak, gelenek vs vs maddelerin hepsi yazılı olmayan kuraldır.
Yazılı olmayan kuralların haliyle de yaptırımı yoktur.
Bu hususta bence bir toplumu konuşacaksak hukuk kurallarına bakmamız gerekiyor.
Keza diğer maddelerin de mutlaka alt metnini konuşmak lazım.
Peki sen yazılı olmayan bir kuralı nasıl sorgularsın yavrucum?
yazılı olmayan kurallar küçük zümrelerce belirlenir ve "çöplük horoz" denklemi hüküm sürer pubcım. Her kabile kendi kuralını koyar. "kabile" diyorum çünkü yazılı olmayan kurallar ilkel akılla ve çıkarlar doğrultusunda oluşturulur.

Ahlak dediğimiz şey de tam olarak bu noktaya parmak basıyor. Ahlak bir toplumun kendi zümresince oluşturduğu kurallardan ibaret ve ne yazık ki o zümrede yaşamak istiyorsan bu kurallara uymak zorunda kalıyorsun.

bu şey gibi "beğenmiyorsan git kardeşim!" mantığının korkunç bir safsata olmasıyla alakalı. tabii ki doğduğum ve yatırım yaptığım aynı zamanda dilini konuştuğum ve ortak dertlere sahip olduğum toplumda yaşamak isteyeceğim. Ve evet senin göremediğin problemi sorunu eleştireceğim ki ilerleyebilelim. Benim istediğim yöne değil "ortak faydaya"

dini değerleri yüksek bir toplum düşünelim. dini kuralların uygulandığı bir zümre. orada alkol kullanmak ve zina ayıplanıyor günah sayılıyor ve hatta aforoz ediliyorken italyada hayatın neşesi olarak algılanabiliyor. Spirit.

burdan da huooop nereye sıçradım

coğrafya kaderdir. o el öpülecek.

ne diyodum ben ya...

________________

Too glam to give a damn
 
Alt 23 Nisan 2021, 15:17   #3
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Naz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
yazılı olmayan kurallar küçük zümrelerce belirlenir ve "çöplük horoz" denklemi hüküm sürer pubcım. Her kabile kendi kuralını koyar. "kabile" diyorum çünkü yazılı olmayan kurallar ilkel akılla ve çıkarlar doğrultusunda oluşturulur.

Ahlak dediğimiz şey de tam olarak bu noktaya parmak basıyor. Ahlak bir toplumun kendi zümresince oluşturduğu kurallardan ibaret ve ne yazık ki o zümrede yaşamak istiyorsan bu kurallara uymak zorunda kalıyorsun.

bu şey gibi "beğenmiyorsan git kardeşim!" mantığının korkunç bir safsata olmasıyla alakalı. tabii ki doğduğum ve yatırım yaptığım aynı zamanda dilini konuştuğum ve ortak dertlere sahip olduğum toplumda yaşamak isteyeceğim. Ve evet senin göremediğin problemi sorunu eleştireceğim ki ilerleyebilelim. Benim istediğim yöne değil "ortak faydaya"

dini değerleri yüksek bir toplum düşünelim. dini kuralların uygulandığı bir zümre. orada alkol kullanmak ve zina ayıplanıyor günah sayılıyor ve hatta aforoz ediliyorken italyada hayatın neşesi olarak algılanabiliyor. Spirit.

burdan da huooop nereye sıçradım

coğrafya kaderdir. o el öpülecek.

ne diyodum ben ya...



Yani tamamen çıkarlar doğrultusunda oluşturmuş şeyler olarak nitelendiriyorsun.
Bu doğrultuya toplumun ilke ve normları olabileceğini düşünüyorum ben. Şöyle ki birini öldürürsen cezanı somut bir şekilde alırsın. Ancak toplumdan da aynı ölçüde dışlanmak soyut olarak psikolojik bir cezalandırma şeklidir..
Tam olarak da ahlaki yapı burada başlıyor bana kalırsa..
Eğer ki cezalandırmam olmayacaksa bu ahlaki değerlere ne kadar bağlı kalabilirim?

İlkeler su yüzeyine çıkarken, normlarla birey ister istemez karşılaşıyor.

Evrensel ahlak ilkeleri muhakkak yoktur ancak iyi bir insan olma erdemi üzerine bir anlatış gerçekleştirilirse bazı şeylerin aşılabileceğini düşünmekteyim.

Senin vermiş olduğun örnek biraz da bana Hayvan Çiftliğini hatırlattı, domuzlar yöneticidir efendim!

Sütleri domuzlara getirin!

Sahi biz domuzları şimdi toplumca nasıl sorgularız?

 
Alt 23 Nisan 2021, 15:26   #4
Naz
Naz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Publisher Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster





Yani tamamen çıkarlar doğrultusunda oluşturmuş şeyler olarak nitelendiriyorsun.
Bu doğrultuya toplumun ilke ve normları olabileceğini düşünüyorum ben. Şöyle ki birini öldürürsen cezanı somut bir şekilde alırsın. Ancak toplumdan da aynı ölçüde dışlanmak soyut olarak psikolojik bir cezalandırma şeklidir..
Tam olarak da ahlaki yapı burada başlıyor bana kalırsa..
Eğer ki cezalandırmam olmayacaksa bu ahlaki değerlere ne kadar bağlı kalabilirim?

İlkeler su yüzeyine çıkarken, normlarla birey ister istemez karşılaşıyor.

Evrensel ahlak ilkeleri muhakkak yoktur ancak iyi bir insan olma erdemi üzerine bir anlatış gerçekleştirilirse bazı şeylerin aşılabileceğini düşünmekteyim.

Senin vermiş olduğun örnek biraz da bana Hayvan Çiftliğini hatırlattı, domuzlar yöneticidir efendim!

Sütleri domuzlara getirin!

Sahi biz domuzları şimdi toplumca nasıl sorgularız?

Aslına bakarsan ben bi ceza ödül sisteminden çok köktenci bi değişim tarafındayım. Yine aynı köke iniyorum. Eğitim.

Eğer bir kişiyi öldürememenin motivasyonu "ceza" almansa sen o medeniyet seviyesinde zaten değilsin.

Ya da zümrence dışlanmak istemediğin için kurallara uyuyorsan küçük tatlı minnoş bi koyuncuksun.

Peki yatağına yattığında Arya Stark gibi kaç düşmanının adını içinden sayıp intikam hayalleri kuruyorsun :)

Unutmayınız ki hukuk da bir yere kadar işler. Bir cinnet anında göze alırsınız her şeyi. Ha keza insan aklı her zaman hukuktan kaçmanın bir yolunu bulacaktır. Ama vicdandan ve üst akıldan kaçmanın bir yolu yoktur :)

Bu konuda size "göğü delen adam" kitabını öneririm canım kendim.

Medeniyet nedir bir kabile liderinin gözünden inanılmaz sade bir dille anlatıyor. Beyaz adam ve dertleri.

Evrensel ahlak çok ütopik bir bakış açısı bana kalırsa. Ben Ankaranın ahlakıyla Zmbabveyi eşleştiremem :) Haksızlık olur. :)

ne diyordum.. domuzlar.

________________

Too glam to give a damn
 
Alt 23 Nisan 2021, 15:41   #5
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Naz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aslına bakarsan ben bi ceza ödül sisteminden çok köktenci bi değişim tarafındayım. Yine aynı köke iniyorum. Eğitim.

Eğer bir kişiyi öldürememenin motivasyonu "ceza" almansa sen o medeniyet seviyesinde zaten değilsin.

Ya da zümrence dışlanmak istemediğin için kurallara uyuyorsan küçük tatlı minnoş bi koyuncuksun.

Peki yatağına yattığında Arya Stark gibi kaç düşmanının adını içinden sayıp intikam hayalleri kuruyorsun :)

Unutmayınız ki hukuk da bir yere kadar işler. Bir cinnet anında göze alırsınız her şeyi. Ha keza insan aklı her zaman hukuktan kaçmanın bir yolunu bulacaktır. Ama vicdandan ve üst akıldan kaçmanın bir yolu yoktur :)

Bu konuda size "göğü delen adam" kitabını öneririm canım kendim.

Medeniyet nedir bir kabile liderinin gözünden inanılmaz sade bir dille anlatıyor. Beyaz adam ve dertleri.

Evrensel ahlak çok ütopik bir bakış açısı bana kalırsa. Ben Ankaranın ahlakıyla Zmbabveyi eşleştiremem :) Haksızlık olur. :)

ne diyordum.. domuzlar.
Elbette değişim baştan ayağı deriz mesela, yakından-uzağa ilişkisinden bireyden topluma göre değişebiliyor.
Şu an uygulanmaya çalışılan eğitim sisteminin ilkeleri de bu, hoş ne kadar pratikleşebiliyor o da ayrı ama konumuz bu değildi, yarama denk geldi :d

Kişiyi her ne kadar değiştirmeye çalışsan da söylemiş olduğun gibi o kendini gerçekleştiren bireyi Maslow bile elde edememiştir, çünkü ihtiyaçtır/eksikliktir..

Bununla birlikte dünyadaki insan potansiyelini düşündüğünde Güvenlik ihtiyacı statüsüde takılı kalmış bireyler olarak nitelendireceksek, bu insanlara yazılı bir kural olmaksızın düzeleceğini düşünmemekteyim...

Coğrafya elbette kaderdi ama bu bana kalırsa fakir tesellisidir..

Medeniyet çevreden etkilenir ama bulunduğun medeniyeti ya da muhattap olduğun insanı seçmek de senin seçimindir, seçimler konusu inanılmaz önemli hayatta her zaman derim.

Bu sebeple kural kavramının genel bir özelliği de belirsizliğin az olması ise bunu en aza indirgeyecek ve güncel olması yani günümüzde işlevini yitirmiş değil de daha uygulanabilir yasalar olmasından yanayım ben..

 
Alt 23 Nisan 2021, 15:57   #6
Naz
Naz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Publisher Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Elbette değişim baştan ayağı deriz mesela, yakından-uzağa ilişkisinden bireyden topluma göre değişebiliyor.
Şu an uygulanmaya çalışılan eğitim sisteminin ilkeleri de bu, hoş ne kadar pratikleşebiliyor o da ayrı ama konumuz bu değildi, yarama denk geldi :d

Kişiyi her ne kadar değiştirmeye çalışsan da söylemiş olduğun gibi o kendini gerçekleştiren bireyi Maslow bile elde edememiştir, çünkü ihtiyaçtır/eksikliktir..

Bununla birlikte dünyadaki insan potansiyelini düşündüğünde Güvenlik ihtiyacı statüsüde takılı kalmış bireyler olarak nitelendireceksek, bu insanlara yazılı bir kural olmaksızın düzeleceğini düşünmemekteyim...

Coğrafya elbette kaderdi ama bu bana kalırsa fakir tesellisidir..

Medeniyet çevreden etkilenir ama bulunduğun medeniyeti ya da muhattap olduğun insanı seçmek de senin seçimindir, seçimler konusu inanılmaz önemli hayatta her zaman derim.

Bu sebeple kural kavramının genel bir özelliği de belirsizliğin az olması ise bunu en aza indirgeyecek ve güncel olması yani günümüzde işlevini yitirmiş değil de daha uygulanabilir yasalar olmasından yanayım ben..
İnsan doğduğu anda zihni sık ve gür bir orman gibidir pub. çevre etkenler o ormanın içerisinde patikalar yaratmana sebep olur. Mesela ağladığında altının değişeceğini bilmen senin zihninde ağlama patikası yaratır. Ve bu senden bağımsız, istencine bağlı olmadan doğduğun ortama bağlıdır.

Hayat tabii ki seçimlerden ibaret fakat o seçimleri yapabilecek zihinsel patikalara sahip misin değil misin mesele o.

Yazılı kurallar sadece sistemin çarkındaki ilk dişliyi değiştirebilir. Ama sürdürülebilirlik konusunda şüpheliyim. Çünkü aşırı uyarılma sonucu duyarsızlaşma yaşamak mecburi istikamettir. Sonuç olarak cezaları ağırlaştırıp ödülleri büyütmek zorunda kalacağız ve bir insanın canından başka alabileceğiniz bi şey de yok gibi :)

Eh peki korku politikasıyla motive edilen birey kendisinden sonra gelen jenerasyonu neyle motive edecek? yine korkuyla. Evet anlık koşullarda çözüm sayılabilir fakat sürdürülebilir değildir.

Idiocracy evreni de böyle başlamıştı zira..

________________

Too glam to give a damn
 
Alt 23 Nisan 2021, 16:17   #7
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Alıntı:
Naz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İnsan doğduğu anda zihni sık ve gür bir orman gibidir pub. çevre etkenler o ormanın içerisinde patikalar yaratmana sebep olur. Mesela ağladığında altının değişeceğini bilmen senin zihninde ağlama patikası yaratır. Ve bu senden bağımsız, istencine bağlı olmadan doğduğun ortama bağlıdır.

Hayat tabii ki seçimlerden ibaret fakat o seçimleri yapabilecek zihinsel patikalara sahip misin değil misin mesele o.

Yazılı kurallar sadece sistemin çarkındaki ilk dişliyi değiştirebilir. Ama sürdürülebilirlik konusunda şüpheliyim. Çünkü aşırı uyarılma sonucu duyarsızlaşma yaşamak mecburi istikamettir. Sonuç olarak cezaları ağırlaştırıp ödülleri büyütmek zorunda kalacağız ve bir insanın canından başka alabileceğiniz bi şey de yok gibi :)

Eh peki korku politikasıyla motive edilen birey kendisinden sonra gelen jenerasyonu neyle motive edecek? yine korkuyla. Evet anlık koşullarda çözüm sayılabilir fakat sürdürülebilir değildir.

Idiocracy evreni de böyle başlamıştı zira..



Bahsetmiş olduğun patikalarda da toplumla karşılaşacaksın, tamam bireyi yine değiştirelim ancak o ilk çarkı sağlam kurabilirsen, sürdürülebilir olacağını düşünmekteyim.

Çünkü otoritesiz değil otoritesi sarsılmış bir toplum parçalanmaya yüz tutacaktır. Kaos olacaktır, anarşi ortaya çıkacaktır.

Bu demek değil ki aklınıza istibdat gelsin, dilim yanar. Ancak toplumsal çözülmenin yaşanacağı bir ortamda ahlak tüm gücünü kaybetmiş olacak çünkü ortada bir toplum kalmayacaktır..

İşte tam olarak benim derdim bu, toplum olmak.. Toplumda kalabilmek ama bunlardan önce gelenek sonrası düzeyde de anlaşılacağı gibi ütopik düşünceler içinde boğuşmaktan ziyade, potansiyelin farkında olup-doğrusu ya da yanlışı tartışmıyorum- bunu destekleyecek düzen kurulmalıdır..


İster buna korku ister din ister adalet istersen de iyi bir insan olma ideali de, bunu yapmak zorundasın..

Yani gerçek dünyaya hoş geldiniz tatlım, burası iyilerin değil güçlünün dünyası.. :p

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:19.