IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


20Beğeni(ler)


 
Seçenekler Stil
Alt 18 Ağustos 2023, 13:23   #1
Editör
Hacer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Exclamation Dindarlık ahlakı garanti eder mi?

Din, ahlak içindir. Mensuplarından ahlak talep etmeyen bir din taraftar üretir; “kutsal” kişiler ve “sorgulanamaz” fikirler üzerinden emir-komuta zinciri oluşturur, geniş bir hiyerarşi koridoru açar. Dinin içeriğinden değil, görüntülerinden sorumlu “din-dar”lar böyle yetişir.

Dinin görüntülerine sarıldıkça içeriğine dair sorumluluğunu yerine getirdiğini sanan “dini dar”ların hükmü böyle böyle keskinleşir. İçeriğini ihmal ettikleri dinin sadece propagandacısı olan “dindar”lar hızla boy verir. Derken, ahlaklı değil ahlakçı tipler ortaya çıkar. Kendilerinden menkul muhayyel ahlaklarıyla, sözüm ona kusursuz ve eksiksiz erdemleriyle kırıkları olan gerçek ahlakı, kırışıkları olan sahih erdemi küçümserler. Ahlakçılığın, ahlak için ter dökme ihtimalini yok eden en talihsiz ahlak yoksunluğu olduğunu anlayamazlar.

Oysa Allah’ın Elçisi der ki: “Ben ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” Demez ki: “Ben ahlakı tamamlatmak üzere gönderildim.” Demez ki: “Ben tam ahlaklıyım siz eksik ahlaklısınız.”

Hatırlatmalıyım: “Din” kavramını, en temel düzeyde ve varoluşsal anlamıyla, yani “borçluluk bilinci” olarak anlamaya çalışıyorum. Kendi varlığının kendisine borç verildiğini, var olmanın hak edilmiş değil lutfedilmiş olduğunu fark eden akıl sahibi bir insan hayret ve minnet duygularını kuşanır.

Hayret ve minnet duyguları yaşayan insan ise kendini “baştan ahlaklı” “dini bütün” “çok erdemli” “mürşid” vs. olarak tanımlamaktan utanır. Yaşayışının merkezinde “mahcubiyet” teması akışır. Başkasını yargılayan olmaktan uzaktır; ayıp aramak, kusur bulmak gibi bir görev üstlenmez.

“Muhammedî” olmak tam anlamıyla, var oluşun ihtişamına karşı hayret dolu olmak, bunca ihtişamın ise kendisine dolaysız verilmesine mukabil minnetle taşmaktır. Hayret ve minnet ise estetik duyarlılığını sürekli yükselten, memnuniyet terazisini sürekli incelten insan inşa eder.

Kendisine dışlayacağı bir “öteki” icat etme hevesinde olanın derdi sadece taraftarlıktır. İçindeki boşluğu, inancındaki kofluğu, sözü alçak sesi yüksek fast-food sloganlarla kapatmayı marifet bilir.

Ahlak, henüz tamamlanmış değildir. “Borçluluk bilinci!” anlamındaki din de öyle. Kur’ân’ın beyanıyla “din artık kemâle ermiştir” ama kâmil dinin kâmil mensubu olduğumuzu söyleyemeyiz. Bu konuda bir garantimiz yok. Garantisi olduğunu söyleyen ya da sanan ise kendini ‘tamamlanmış’ sanandır.

Gerçek şu ki, gerçeğin hakkını teslim etmek anlamına gelen “İslam” herkese dairdir. Hakikate aklederek teslim olma sürecimiz sürüyor. “Müslüman olmak” bir ayrıcalık değil bir sorumluluktur. Kur’ân’ı ve varlık kitabını müslüman olduğumuz için değil, müslüman olmak için okuruz. “İman etmek” ise olup bitmiş bir iş değil, süregelen bir ödevdir. Eksiğini eksiklik bilerek “kâmil” olur insan; eksiksiz olduğunu öne sürüp onda bunda kusur arayarak değil.

Senai Demirci
________________

~~ Bazen sevinince Annem gibi,

Rengarenk reçeller dizerim kalbimin raflarına ~~
 
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:13.