18 Ocak 2022, 17:03 | #41 |
“Unutma:
Aşkı koşullar değil, sen yaratırsın. Bir akvaryumun içine iki balık koyarsan, onlar birbirleriyle sevgili olmak zorunda kalırlar. Orada artık bir seçim yoktur, kader vardır. Fakat koca okyanusun içinde iki balık birbirlerini seçerlerse, işte onun ismi AŞK olur. Çünkü bu balıkların arasında zorunluluklar ya da şartların yarattığı bir mecburiyet yoktur. Gerçek aşkı, koşullar bunu gerektirdiği için yaşamazsın, onu sen kendin yaratırsın.” |
|
|
18 Ocak 2022, 17:06 | #42 |
sözün bittigi yerde isem
________________
No MoRe DramA
|
|
|
19 Ocak 2022, 18:15 | #43 |
“Her zaman aklınızda olsun
Doğru kişi sizden asla bıkmayacak” |
|
|
19 Ocak 2022, 18:37 | #44 |
Uzakta olmam görmeme engel değil,
Kör değilim.! Sadece görmezden geliyorum...
________________
ηrmη
|
|
|
19 Ocak 2022, 18:39 | #45 |
Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki ?
________________
Hep mutlu yaşanmaz zaten.
Öyle yaşama da. Ama ağlayarak geldiğin bir dünyadan, gülümseyerek ayrılabildiğin bir hikayen olsun. Bir gün aşağıdan bakacak herkes çiçeklere..^^ |
|
|
19 Ocak 2022, 18:41 | #46 |
Hasta la victoria siempre
zafere kadar daima Ernesto Che Guevara :)
________________
|
|
|
19 Ocak 2022, 18:44 | #47 |
Ne güzel cahildik; Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar… Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa… Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu… Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi… Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım… Dışarıda kar… İçeride kanaat… İçeride huzur… Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar… Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası… Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı… Domates de… Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar… İçeride huzur… Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi… Kimin umurunda… Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk… ..Alıntı..
________________
ηrmη
|
|
|
19 Ocak 2022, 18:54 | #48 |
|
|
|
20 Ocak 2022, 15:37 | #49 |
Dünyalar sizin olsun
Ben bi kalbe sığdım |
|
|
20 Ocak 2022, 15:56 | #50 |
Ama benim için güzel şehir, çirkin şehir diye bir şey yok. Sadece senin bulunduğun şehir, senin bulunmadığın şehir diye bir şey var...
- Orhan Veli
________________
Eski bir kadınım ben,
Siyah-Beyaz fotoğrafları, 45'lik plakları özlüyorum... Yine bir gül nihal alıyor gönlümü eteklerim uçuşarak vals yapıyorum.. Beyoğlu'nda gezerken Pera'yı düşlüyorum Yelpaze ile serinlemek, Naif birkaç sözcükle ısınmak istiyorum. Yüzüne bakmaya utandığım, elimi tutmaya kıyamayan, Aşklar hayal ediyorum... Eski bir kadınım ben, İnce bir dantel gibi işlemeden hayatı, Ölmek istemiyorum... |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|