IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


 
 
Seçenekler Stil
Alt 03 Şubat 2020, 14:35   #1
Standart Günahımı görenler tövbemi görmedi ?

“Günahımı görenler tövbemi görmedi” demişti bir dost.
İlk önce görünüşünden, giyim kuşamından veya hayat dilimi içerisindeki onca dakika ve nefesler içinde yaptığı bir davranış veya günaha şahitliğinden, fikir edinip, beynin çizgilerdeki boşluğu tamamlaması gibi, karakterin geri kalanını bu anlık veya bir dönemdeki bir intibaya göre inşa eden insan ne kadar da cahil ve zalimdir.
İnsan bu, her an kendi değiştiği gibi baktığı alem de değişir. Fakat insan birbirine bakarken geçmişin kirlerini temizlemeden, önyargıların ona taktığı pencereden değerlendirmelerde bulunur ve çoğu zaman ne çok haksızlıklar yapar.
Voltair, “Önyargı aptalların akıl yürütmesidir” der. Ve aslında önyargılar zihni bir kölelik ve hür düşünmeyi engelleyici istibdatçı ve bozuk bir zihnin ürünüdür.
Gözün gördüğüne akıl inanır derler. Bir nebze masumdur. Şahitleriniz de varsa ispat mümkündür. Fakat yine zalimlik yapamazsınız. Zira, kişi günahından tövbe etmiş olabilir.
Siz, günahına şahit olduğunuz gibi tövbesine şahit olmadığınız zaman, o insanı gördüğünüz her an veya zihninize her geldiğinde, günahıyla hatırlamanız ve yad etmeniz de bir zalimlik değil midir?
Peki, kişileri değerlendirirken bir de şöyle düşünelim, “aklın inandığını göz görmeye” başlarsa… işte haksızlık ve zulüm o zaman daha da katlanır. Çünkü algılamaların büyük çoğunluğu beklentilerin etkisi altında kalarak, uyaranlar beklentilerin doğrultusunda algılanır.
Çoğunlukla bizler önce görüp sonra tanımlarız, oysa önce tanımlayıp sonra görenlere ne demeli. İşte bakış açısının kirlenmesi veya su-i zan dediğimiz su-i ahlâk her halde böyle oluşmaktadır.
Bediüzzaman, “su-i zan, su-i ahlâkın bir tezahürüdür.” der. Evet su-i zannın da temelinde olan önyargıları da daha önce edinilmiş kalıplaşmış düşünceler, duygular ve tutumlar, geçmiş deneyimler beklentiler, çocukluktan kalma şablonlar oluşturur. Böylelikle çoğu zaman gördüklerimiz, geçmişte görünenlerin etkisi altında kalır.
Algılamalar şahsî ihtiyaçlar ve inançlar doğrultusunda çalıştığı için çoğu zaman algılar önyargıların etkisinden kurtulamazlar.
O yüzden su-i zan, su-i ahlâakın tezahürüdür.
O yüzden dünya bozulmuş diyenin dünyası bozulmuştur.
O yüzden her şeyin negatif tarafını gören ve ümitsiz olan insanların bakış açısı kirlenmiştir.
Hasılı, bakan ve değerlendiren gözlerin, tekrar masumiyetini kazanması gerekir. Yani bakış açılarına yeniden bir ayar lâzımdır. İşte “Laakal her on beş günde bir okunması tavsiye edilen“ İhlâs Risalesi’ne bir de bu noktadan nazar etmek gerekir. Belki bu hakikat kirlenmiş olan, sosyal ve şahsî yaraların sebebi olan, önyargılarla bozulmuş olan bilinçaltlarını temizleyecek muazzam formüller ihtiva etmektedir.
________________

Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "
yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "
üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "
bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:04.