IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


2Beğeni(ler)
  • 1 Post By velevki
  • 1 Post By MeftuN


 
 
Seçenekler Stil
Alt 13 Haziran 2020, 19:11   #1
Standart Eğitim ve çocuklarımız.

EĞİTİM VE ÇOCUKLARIMIZ

Bir zamanlar bu ülkede eğitim ve öğretim vardı. Eğitim ve öğretim demek aydınlanmak demekti. Aydınlananlar ancak kendi coşkulu eğitimleriyle yükselirlerdi. Coşkulu bilim ve kültürümüz elimizden alındı. Çünkü aydın geçinenler bilimi terk ederek çocuklarıyla cehalete koşuyor. Cehaletten getirdikleriyle bilimi de bitirdiler, çocuklarını da... Aydın geçinenlere kırgınım ve çocukları için atıkları her yanlış adımı da onaylamam... Belki suçlamanın bir faydası yok derken yine de koşacağız ve karşı çıkacağız. Belki düşeceğiz ve yaralanacağız. Zaten kalbimizin duracağı bahtiyar güne kadar çocuklarımız için koşmaktan ve yaralanmaktan başka da çaremiz kalmadı. Peki, efsanelerimizi dinleyecek çocuklarımız olacak mıdır? Ümit ederiz edep ve edebiyat çocuklarımızın işine yarayacaktır. Aslında edebiyat dolu kelimelerle çocuklarımıza yaklaşırken, ilk merhalede korkarak burun kıvırdılar. Korkuyu anladık ama burun kıvırmayı henüz çözemedik. Evet, çocuklar hep yeni şeylerden korkar. Korku, çocuğun duyduğu veya duymak istediği bir ihtiyaçtır. Korku, bir tehlike değil, bir tehlike karşısında çocuğun duyduğu heyecandır. Bildikleriyle korkuyu yenip yenemeyeceği ama sonra da yenebileceğinin heyecanıdır. Heyecan tamamen şuurlu bir istektir. Bu isteklerin kaynağı ve pınarı her daim ailedir. Heyecan menşeli keyif ailede otomatik olarak refleks oluverir. Çocuk o yaşta rüya ile gerçeği karıştırsa da her şeyi oyun zanneder. . Çocuk, korku ve kabuslardan nasıl kurtulur? Oyun sayesinde kurtulabilir. Korkusuyla alay ederek ve sonra da onunla eğlenip oynayarak ancak kurtulur. Alışılan oyun çocuktaki merakı kamçılar ve araştırma için uyarıcı bir heyecan olur. Aile heyecanını ve öz güvenini uyarıcı olmaktan uzaklaşırsa çocuk oyun sandığı heyecanları dışarıda arar. Ne yazık ki ailevi meselelerimizi hal edemedik ve aile içindeki çocuklarımızı da ihmal ettik. İhmal edilen çocuklar; heyecan ve öğrenme ihtiyaçlarını aile dışında cep telefonlarında arar. Hayatının sınırlarını çizme işini de inter net ve oyun rejisörüne verdik. Artık rejisörler çocuklarımızın hayatının sınırlarını tespit edecek. Ve aile dışında öğretici rejisörle anneyle baba sevgisi unutulacak. Artık çocuklar rejisörlerine karşı saygıyı kabul etmiş olacak. Cep telefonlarındaki inter net rejisörlerine kaptırdığımız çocuklarla içimiz ağlıyor ama kim duyar bizi? Kim anlar aile bağlarının koptuğunu...Kim anlar bizi? Halimizi ancak bağrı yanık baba ve anneler bilir. Bizim gibi kalbi acıyla dolup taşan ebeveynler ancak görür çocukların kalbine batan dikeni......
Saygılarımla
(Alıntı)
________________

Hiçbir süs edep kadar güzel değildir...
 
Alt 06 Temmuz 2020, 16:32   #2
Standart

Alıntı:
velevki Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
EĞİTİM VE ÇOCUKLARIMIZ

Bir zamanlar bu ülkede eğitim ve öğretim vardı. Eğitim ve öğretim demek aydınlanmak demekti. Aydınlananlar ancak kendi coşkulu eğitimleriyle yükselirlerdi. Coşkulu bilim ve kültürümüz elimizden alındı. Çünkü aydın geçinenler bilimi terk ederek çocuklarıyla cehalete koşuyor. Cehaletten getirdikleriyle bilimi de bitirdiler, çocuklarını da... Aydın geçinenlere kırgınım ve çocukları için atıkları her yanlış adımı da onaylamam... Belki suçlamanın bir faydası yok derken yine de koşacağız ve karşı çıkacağız. Belki düşeceğiz ve yaralanacağız. Zaten kalbimizin duracağı bahtiyar güne kadar çocuklarımız için koşmaktan ve yaralanmaktan başka da çaremiz kalmadı. Peki, efsanelerimizi dinleyecek çocuklarımız olacak mıdır? Ümit ederiz edep ve edebiyat çocuklarımızın işine yarayacaktır. Aslında edebiyat dolu kelimelerle çocuklarımıza yaklaşırken, ilk merhalede korkarak burun kıvırdılar. Korkuyu anladık ama burun kıvırmayı henüz çözemedik. Evet, çocuklar hep yeni şeylerden korkar. Korku, çocuğun duyduğu veya duymak istediği bir ihtiyaçtır. Korku, bir tehlike değil, bir tehlike karşısında çocuğun duyduğu heyecandır. Bildikleriyle korkuyu yenip yenemeyeceği ama sonra da yenebileceğinin heyecanıdır. Heyecan tamamen şuurlu bir istektir. Bu isteklerin kaynağı ve pınarı her daim ailedir. Heyecan menşeli keyif ailede otomatik olarak refleks oluverir. Çocuk o yaşta rüya ile gerçeği karıştırsa da her şeyi oyun zanneder. . Çocuk, korku ve kabuslardan nasıl kurtulur? Oyun sayesinde kurtulabilir. Korkusuyla alay ederek ve sonra da onunla eğlenip oynayarak ancak kurtulur. Alışılan oyun çocuktaki merakı kamçılar ve araştırma için uyarıcı bir heyecan olur. Aile heyecanını ve öz güvenini uyarıcı olmaktan uzaklaşırsa çocuk oyun sandığı heyecanları dışarıda arar. Ne yazık ki ailevi meselelerimizi hal edemedik ve aile içindeki çocuklarımızı da ihmal ettik. İhmal edilen çocuklar; heyecan ve öğrenme ihtiyaçlarını aile dışında cep telefonlarında arar. Hayatının sınırlarını çizme işini de inter net ve oyun rejisörüne verdik. Artık rejisörler çocuklarımızın hayatının sınırlarını tespit edecek. Ve aile dışında öğretici rejisörle anneyle baba sevgisi unutulacak. Artık çocuklar rejisörlerine karşı saygıyı kabul etmiş olacak. Cep telefonlarındaki inter net rejisörlerine kaptırdığımız çocuklarla içimiz ağlıyor ama kim duyar bizi? Kim anlar aile bağlarının koptuğunu...Kim anlar bizi? Halimizi ancak bağrı yanık baba ve anneler bilir. Bizim gibi kalbi acıyla dolup taşan ebeveynler ancak görür çocukların kalbine batan dikeni......
Saygılarımla
(Alıntı)
Bizler elbetteki koşacağız,fakat sorun olan şey sistemin aslın da çocuklarımızı koşturuyor olması.Vakitsiz ve zalimce koşturuluyorlar...

________________

Ne kadar yakın olursan ol, bazı şeyler hep uzağındadır..
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:07.