[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Gözlerinde yanarım, her bakış bir yangın,
Dudaklarında susarım, sözcükler darmadığın.
İçimde fırtına, dışımda sessizlik,
Sana olan aşkım, hem özgür hem tutsaklık.

Dokunamam sana, yasaklı bir rüya gibi,
Adını her andığımda, düşer içime zifiri.
Parmaklarımda zincir, kalbimde kıvılcım,
Seninle her gece yanar, sabahı bekleyen hancım.

Bir ömür sürse bile bu mahkûmiyet hali,
Yine de severim seni, en derin, en yaralı.
Çünkü tutku, bazen bir hücre duvarı,
Sevgiyi esir eder, ama öldüremez yarı.

Sen benim suçum, cezam ve affım,
Ben senin uğruna yazılmış yarım bir satırım.
Tutkulu ve tutuklu... aşkın tam ortasında,
Sensizliğe kelepçeli, gözlerinde firarda.

Geceleri yıldızlara yazdım seni gizlice,
Her biri bir tanık, gözlerimdeki sessizce.
Düşlerimde sen varsın, duvarlarımda iz,
Kalbim sana açık, ruhumda kilitsiz giz.

Bir mektup gibi yırtıldım her gelişinde,
Her gidişin bir mühür, sol yanımın derinliğinde.
Aşk dediğin nedir ki, eğer acıtırsa bile güzel,
Seninle yanmak bile cennete benzer elbet.

Bir kapının ardında kaldı sesin,
Ama yankısı içimde: “Bensiz misin?”
Hayır, sensiz değilim,
Sana tutsak bir dünyadayım, ama dilsiz değilim.

Her nefeste sen varsın,
Her sustuğumda bin haykırış ararsın.
Zindanlar bile yetersiz sana olan aşkıma,
Çünkü sen, hem parmaklık hem anahtar kalbime.

Ve bir gün, belki zaman yorgun düşer,
Kilitler paslanır, duvarlar çürür,
O zaman bil ki, koşarım sana,
Tutkuyla, tutukluluğumdan özgür...