07 Aralık 2023, 19:23 | #1 |
Can YüceL Kimdir ?
Modern Türk şairi Can Yücel'in hayatı ve biyografisi merak edildi. Peki, Can Yücel kimdir, aslen nereli, mesleği ne, kaç yaşında vefat etti, evli mi, çocukları var mı, şiirleri nelerdir, kitapları nelerdir? Can Yücel kimin oğlu? Can Yücel'in babası kimdir? Can Yücel ile ilgili detaylı bilgiler yazımızda... Can Yücel kaç yaşında vefat etti? Can Yücel'in babasının adı nedir? Hasan Ali Yücel'in oğlu kimdir? merak ediliyor. Peki, Can Yücel kimdir? Can Yücel eserleri nelerdir, nereli, mesleği ne? Hasan Ali Yücel'in oğlu kimdir? Can Yücel öldü mü, kaç yaşında vefat etti? İşte ayrıntılar... CAN YÜCEL KİMDİR? Can Yücel (21 Ağustos 1926, İstanbul - 12 Ağustos 1999, İzmir), modern Türk şairidir. Kullandığı kaba ama samimi dil ve bariton sesiyle okuduğu şiirlerle Türk Edebiyatı'nda farklı bir tarz yaratmıştır. 7 yıl süreyle Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur. 1943 yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk Lisesi'nden sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil ile birlikte yurt dışı eğitim bursu kazandığı halde, babası, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel "Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler" diyerek karşı çıktığı söylendi. Gazi Yaşargil, bu bilginin doğru olmadığını, ikisinin de ailelerinin imkânlarıyla yurt dışına gittiklerini açıkladı. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra'da BBC'nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore'de yaptı. 1958'de Türkiye'ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul'da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça'ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. 1996 yılında kurulan Emek Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Şairin "Hava döndü" şiiri EMEP'in parti marşı olarak kullanılmaktadır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hakaretten de yargılanan Yücel, 1999 Türkiye genel seçimleri'nde Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya defnedildi. SANAT HAYATI Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında Yenilikler, Beraber, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Sosyal Adalet, Şiir Sanatı, Dönem, Ant, İmece ve Papirüs adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları Yeni Dergi, Birikim, Sanat Emeği, Yazko Edebiyat ve Yeni Düşün dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965'ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974'te çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı. 1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır. Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht ve Wilde gibi önemli yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına ve Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına bağlı kalmayan, eserleri topluma aktarma amacıyla yaptığı çevirilerdir. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir. 12 Ağustos 1999 tarihinde vefat eden Yücel'in cenazesi dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın katkıları ile Datça'ya getirildi ve 17 Ağustos 1999 tarihinde 1999 Gölcük depreminin meydana geldiği tarihte defnedildi. Ölüm yıldönümlerinde anma törenleri, "şarap" içiliyor gerekçesi ile Datça Belediyesi tarafından yapılmadı. "Mekanım Datça Olsun" isimli bir kitap yazması ve yayınlaması nedeniyle, mezarı Datça şehrine defin edilen Yücel'in mezarı, Datça'da adına tören düzenlenmemesi ve başka yerlerde yapılan törenler nedeniyle yıkıma uğratıldı ve mezar taşı parçalandı. Mezarı yakınında bulunan "Can Evi" isimli alan ise, bu yıkımın ardından kapatıldı. CAN YÜCEL'İN ESERLERİ NELERDİR? 1950: Yazma 1957: Her Boydan (Çeviri Şiirler) 1974: Sevgi Duvarı 1974: Bir Siyasinin Şiirleri 1976: Ölüm ve Oğlum 1981: Şiir Alayı (ilk dört şiir kitabı) 1982: Rengâhenk 1984: Gökyokuş 1985: Beşibiyerde (ilk beş şiir kitabı) 1985: Canfeda 1988: Çok Bi Çocuk 1990: Kısa Devre 1990: Kuzgunun Yavrusu 1991: Gece Vardiyası 1993: Güle Güle - Seslerin Sessizliği 1994: Gezintiler 1995: Maaile 1997: Seke Seke 1999: Alavara 1999: Mekânım Datça Olsun Kaynak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
|
07 Aralık 2023, 19:57 | #2 |
ANLADIM
Bunca zaman bana anIatmaya çaIıştığını,kendimi buIduğumda anIadım. Herkesin mutIu oImak için başka bir yoIu varmış, Kendi yoIumu çizdiğimde anIadım.. Bir tek yaşanarak öğreniIirmiş hayat, okuyarak,dinIeyerek değiI.. BiIdikIerini bana neden anIatmadığını, anIadım.. Yüreğinde aşk oImadan geçen hergün kayıpmış, Aşk peşinden neden yaIınayak koştuğunu anIadım.. Acı doruğa uIaştığında gözyaşı geImezmiş gözIerden, Neden hiç ağIamadığını anIadım.. AğIayanı güIdürebiImek,ağIayanIa ağIamaktan daha değerIiymiş, Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anIadım.. Bir insanı herhangi biri kırabiIir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabiIirmiş, Çok acıttığında anIadım.. Fakat,hakedermiş seviIen onun için döküIen her damIa gözyaşını, GözyaşIarıyIa birIikte sevinçIer terkettiğinde anIadım.. YaIan söyIememek değiI, gerçeği gizIememekmiş marifet, Yüreğini eIime koyduğunda anIadım.. ”Sana ihtiyacım var, geI ! ” diyebiImekmiş güçIü oImak, Sana ”git” dediğimde anIadım.. Biri sana ”git” dediğinde, ”kaImak istiyorum” diyebiImekmiş sevmek, Git dedikIerinde gittiğimde anIadım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıI zırıI ağIayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıIdığında anIadım.. Özür diIemek değiI, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman oImak, Gerçekten pişman oIduğumda anIadım.. Ve gurur, kaybedenIerin,acizIerin maskesiymiş, Sevgi doIu yürekIerin gururu oImazmış, Yüreğimde sevgi buIduğumda anIadım.. ÖIürcesine isteyen,bekIemez,sadece umut edermiş bir gün affediImeyi, Beni afetmeni öIürcesine istediğimde anIadım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş CAN YÜCEL
________________
Tecrübe çok acımasız bir öğretmendir;
Önce sınavı yapar, Dersi sonra öğretir.. |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|