Gök yüzünü sarmış kara bulutlar
Yağmur yağdı yağacak
Rüzgar delicesine esiyor
Fırtına koptu kopacak
Büyükçe bir göl
Etrafında güller yaseminlerin
Hanım ellileri nin
iğde ağaçlarının ağır kokusu
şekayıkların beyaz çiçeklerinin açtığı
pembe beyaz zakkumların saltanat sürdüğü
gölün içinde nilüferlerin narin güzelliği
uzun boyunlu kuğuların süzüldüğü
tabiatın nadide güzelliği
sarsıldı rüzgarın şiddetinden
boyun büktü çiçekler
ıslandı yağan yağmurdan
sanki göz yaşıydı akan yapraklardan
kuğular şaşkın kıyaya yanaştı kuşlar ıslak
korunacak dal aradı
nilüferler suya dalıp çıktı düşen yağmur tanelerinden
gönlümde aynı içimde fırtına var
gözüm de yaş yok ama gönlüm ağlıyor delice
kara bulutlar gök yüzünü değil
gönlü mü sarmış bu gece
yağmur göle değil gözlerimden
gönlüme akıveriyor sessizce
ne hayalimde yaşattığım göl
nede rüzgar fırtına
sadece içimde kocaman bir acı var