IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Peygamberler Tarihi Peygamberler Tarihi Bölümü

 
 
Seçenekler Stil
Alt 15 Nisan 2020, 19:02   #1
Ponçik hanım
eLfida - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart HZ. HARUN (A.S.) hayatı

HZ. HARUN (A.S.) hayatı

Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-, “ülü’l-azm” Peygamberlerin üçüncüsüdür. Ya’kûb’un -aleyhisselâm- neslindendir. Benî İsrâîl Peygamberidir. Kur’ân-ı Kerîm’de ismi en çok zikredilen Peygamberdir. Muhtelif âyetlerde çeşitli vesîlelerle 136 defa ismi zikredilmektedir.

Mûsâ -aleyhisselâm- ile Hârûn -aleyhisselâm- kardeştir.

MISIR’IN FİRAVUNLARI

Hazret-i Yûsuf’u -aleyhisselâm- ülkesinin mâliye nâzırı (hazîne bakanı) yapan Mısır firavunlarından Reyyân bin Melik mü’min idi. Kendisinden sonra Kâbus firavun oldu. Bu şahıs, Yûsuf’a -aleyhisselâm- îmân etmedi, ancak O’nu vazîfesinden de almadı. Daha sonra gelen firavunlar ise, Benî İsrâîl’e kıymet vermediler.

Yûsuf -aleyhisselâm-’dan sonra İsrâîloğulları Mısır’da kaldı. Bunlar, Yûsuf, Ya’kûb, İshâk ve İbrâhîm -aleyhimüsselâm-’ın dînine bağlı idiler. Mısır’ın eski yerlileri olan Kıptîler ise, putperestti. Yıldızlara ve putlara taparlardı. Benî İsrâîl kavmini de hor ve hakîr görürlerdi. Firavunları gaddar ve zâlim insanlardı. Benî İsrâîl’in çoğalmalarından endişe duymaktaydılar. Çünkü Sıptî denilen Benî İsrâîl kavmi çoğalırsa, iktidar onların eline geçebilirdi.

Bu duruma daha fazla tahammül gösteremeyen Kıptîler, başta firavunları olmak üzere Sıptîlere zulüm ve eziyet etmeye başladılar. Onların gittikçe şiddetlenen zulümlerine dayanamayan Sıptîler ise, içinde bulundukları hâlden iyice usandılar. Artık burada içtimâî ve siyâsî haklarını tamamen kaybetmişlerdi. Ya’kûb’un -aleyhisselâm- yurdu olan Kenan diyârına gitmek istediler. Ancak bir türlü muvaffak olamadılar. Çünkü Firavun, onları piramitlerin yapımı gibi ağır işlerde çalıştırıyor ve bu yüzden bırakmak istemiyordu.

FİRAVUN’UN ZULÜMLERİ

On iki kabîle olan İsrâîloğullarının her biri, Ya’kûb’un -aleyhisselâm- oğullarından birine bağlı idi. Firavun, onları zor şartlarda çalıştırıyor, zulmediyor ve devamlı baskı altında tutuyordu. Çalışamayacak olanlara dahî ağır vergiler koyuyor, güneş batmadan vergisini getirmeyenlerin kollarını bağlatıyor ve bir ay o şekilde bırakıyordu. Firavun’un bu zulümleri âyet-i kerîmelerde şöyle bildirilmektedir:

“Firavun Mısır toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardan idi.” (el-Kasas, 4)

“…Şüphesiz Firavun, Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.” (el-Kasas, 8)

Bu zulüm ve buhran devrinde Hak Teâlâ, Mûsâ -aleyhisselâm-’ı gönderdi:

“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lutufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk. Ve o yerde onları hâkim kılmak; Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, onlardan (İsrâîloğulları’ndan gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).” (el-Kasas, 5-6)
________________

 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:56.