20 Ağustos 2022, 21:52 | #1 |
Zeynep Binti Muhammed (r.a.) Kimdir? Hazret-i Zeynep (r.a.) Resûlullah Efendimiz’in ilk kızı ve ikinci çocuğu... Kızlarının en büyüğü... Çocuk yaşta İslâm’la şereflenen ilk genç kız... İslâm’ın ve imanın kaynağı, sevgi pınarı babacığından aslâ ayrılmayan çilekeş bir iman eri... Annesinden aldığı üstün bir terbiye ile evi çekip çeviren, kocasına hizmette kusur etmeyen, becerikli, nezâketli ve işini bilen asil bir hanımefendi... Zeynep (r.a.) Mekke’de dünyaya geldi. Resûl-i Ekrem Efendimiz henüz otuz yaşlarında idi. Hazreti Hatice (r.a.) annemizle evliliği üzerinden beş sene geçmişti. İlk çocukları Kasım’dan sonra ikinci çocukları dünyayı şereflendirecekti. Doğacak çocuğun ebesi Selma Hatun’du. Efendimizin evinde büyük bir heyecan vardı. Acaba erkek mi kız mı olacaktı? Aile efradı merakla beklemekteydi. Çok geçmeden bir kız çocuğu dünyaya geldi. Hz. Hatice annemizin evinde bulunan kadınları bir hüzün aldı. Bu haberi nasıl duyuracaklardı? Çünkü Cahiliye devri olarak bilinen o dönemde Araplar kız çocuklarına hiç değer vermezlerdi. Onlardan birine; “Kız çocuğun oldu” haberi verilince içleri kederle dolar, yüzleri değişirdi. İşte Zeynep böyle bir karanlık devirde dünyaya geldi. Fakat onun doğumunda mâtem olmadı. Kâinâtın Efendisine bu haber ulaşınca aksine memnûn ve mesrûr oldu. Doğum müjdesi getirene teşekkür etti. Herkesin beklediği gibi kederli bir tavır sergilemedi. “BEN KIZ BABASIYIM” O, fıtraten pırıl pırıl bir ahlâka sahipti. Cahiliye devrinin çirkinliklerini hiç benimsememiş, vahşîce yapılan hareketleri hiç tasvip etmemişti. İçkiden kumardan, kızları diri diri gömmekten nefret ederdi. Toplumdan bu kötülüklerin kaldırılması için nasıl ve ne tarz bir mücâdele verilmesi gerektiğini düşünürdü. Bu sebepten kızı Zeynep doğunca hiç üzülmedi. Rabbine hamdetti. Hatta “Ben kız babasıyım” diyerek iftihar etti. Sevinçle, güleryüzle evine gitti. Yeni doğan kızını kucağına aldı ve Zeynep adını koydu. Zeynep gün geçtikçe büyüyordu. Evin içine neşe saçıyordu. Kâinât’ın Efendisi onun şahsında babalık sevgi ve şefkatinin örneklerini veriyordu. Zira oğlu Kasım vefat etmişti. Yıllar sür’atle geçmekte Zeynep büyümekte ve on yaşlarına girmek üzereydi. Evde diğer kardeşlerine ablalık yapıyor, onların hizmetini görüyor ve anneciğinin yükünü paylaşıyordu. Hizmetiyle gelin olacak olgunluğa ulaştığını gösteriyordu. Teyzesi Hale’nin Ebü’l-As adında kendisiyle yaşıt bir oğlu vardı. Evlerine sık gelip giderdi. Zeynep’teki nezâkete, güleryüze, işindeki becerikliliğe ve olgun davranışlarına hayran kalırdı. Hz. Hatice annemiz de yeğenini çok severdi. Onun Zeynep’e karşı ilgi ve sevgisi gözünden kaçmazdı. Evlilikte mutlu olabilmek de bu sevgiye bağlıydı. Ebü’l-As İbni Rebî herkesin güvenini kazanmış, kimsenin hakkını üzerine geçirmeyen, dürüst bir tüccardı. Şam ve Yemen taraflarına ticarete giderdi. Her dönüşünde teyzesine ve çocuklarına hediyeler getirirdi. Zeynep de bu ilgiden ve hediyelerden memnun kalırdı. Ebü’l-Âs bu şekilde teyzesinin sevgisini kazanmıştı. Bir gün teyzesine evlilik konusunu açtı. Zeynep’e olan gönül yakınlığını hissettirdi. Hatice annemizde bu talebi Efendimize arz etti. ALINTI
________________ | |
|
20 Ağustos 2022, 21:57 | #2 |
emeginize saglik efendim guzel bilgiler tesekkurler
________________ No MoRe DramA | |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |