IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


11Beğeni(ler)
  • 5 Post By TeKo
  • 2 Post By UygaR
  • 1 Post By Ayprens
  • 1 Post By Publisher
  • 1 Post By oMeN
  • 1 Post By Sim


 
 
Seçenekler Stil
Alt 02 Ekim 2020, 20:30   #1
MasaLFM
TeKo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Lightbulb Müzik Tercihlerine İlişkin Kuramsal Bir İnceleme

Müzik Tercihlerine İlişkin Kuramsal Bir İnceleme


ÖZET
Kültürel, sosyal, duygusal ve bilişsel yönleriyle müzik, her birimizin hayatında var olan ve süreklilik arz eden bir olgudur. Müziğin sosyal normlara uyum, kültürel yapıların devamı, iletişim ve eğlence gibi işlevsel yönleri de bulunmaktadır. İnsana dair her şeyin bir değişim sürecinde olması gibi müzik de her çağda değişip dönüşmüş, hayatımızdaki yeri yıllar içerisinde teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte farklılaşmış ve çeşitlenmiştir. Bununla birlikte zamanla müzik tercihlerinin de farklılaştığı, hatta müzik türlerinin de birbirlerinden çok
net çizgilerle ayrılamadığı görülmektedir. Artık birbirinin içine girmiş, birden çok türün özelliğini barındıran ara türler oluşmuştur. İnsanlar da sadece belirli bir türe eğilim göstermeyip, aynı zamanda hem rock müzik hem hip – hop müzik dinleyebilmekte; deneysel çalışmaları dinlerken, geleneksel türlere de eğilim gösterebilmektedir. Öte yandan müziğin her bireyde yansımaları da farklı olmaktadır; anıları hatırlatması, iyi hissettiriyor olması, kişiliği yansıtması, ya da arkadaş grubunda sevilmesi gibi çeşitli değişkenler kişilerin tercihlerini etkileyebilmektedir. Konunun bu dinamik ve çok yönlü hali, insanlar neden farklı tür/stil, şarkıcı ya da grupları tercih ederler, bu tercihleri hangiaktörler ne oranda etkiler gibi soruları ortaya çıkarmıştır. Araştırmacılar bu sorulara farklı çerçeve ve odak noktalarından yaklaşarak cevaplar aramışlardır. Bu betimsel çalışmada literatür tarama tekniği ile müzik tercihleri üzerine geliştirilen yaklaşım ve modeller, genel bir çerçeveyle ortaya konulmaktadır.

GİRİŞ
Price, müzik tercihini, sözel ve davranışsal tercih olarak iki alt başlıkta ele almıştır. Sözel müzik tercihini, eğitim ve aile çevresi ile gelişen, toplumsal baskı ve hoşlanma derecesi gibi sosyal ve müzikal faktörlere dayanan, ispatlanmış, sözel bir (konuşma ya da yazma) eylem olarak; davranışşal müzik tercihini ise, konser katılımları, albüm/ kayıt satın alımları ve spesifik bir türü dinlemek gibi sözel olmayan ve farklılık gösteren tepkiler olarak tanımlamıştır (Price, 1986: 153- 155). Alan yazınında karşımıza müzik beğenisi ya da müzikal beğeni kavramı da
çıkmaktadır. Çok uzun bir geçmişi olmayan müzik tercihleriyle ilgili ilk çalışmalarda bu
iki kavramla ilgili muğlaklık olsa da, sonrasında birbirinden ayrı tanımlanmışlardır. Farnsworth (1958) müzikal beğeni, kişinin müziğe dair fenomenlere (görüngü) karşı tutumlarının hepsidir tespitini yaparken, Price (1986), müzikal beğeni, kişinin belirli bir müzikal uyarana, müzik türlerine, bestecilerine ya da yorumcularına gösterdiği kapsayıcı, kararlı, uzun süreli eğilimlerdir şeklinde açıklamıştır. Müzikal beğeninin diğer toplumsal yapılardan farklı olarak, mutlak ya da mistik özellik göstermediğini belirten Mueller (1956) de onun bu çok yönlü
ve esnek yapısı nedeniyle sosyal bir görüngü (fenomen) olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapar. Bu üç açıklamanın da paralel olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, müzik tercihi daha kısa süreli, müzikal beğeni ise daha uzun vadeli seçimler olarak değerlendirilir.

Müzik Tercihleri Üzerine Kuramsal Bakış
Müzik tercihlerine ilişkin kuram, sınıflandırma ve tanımlamalar, üç başlık altında verilecektir:

1. Dinleyici ve Tür / Stil Odaklı
2. Nöro-psikolojik ve Uyarılma Temelli
3. Bütünsel / Birleştirici

Dinleyici ve Tür / Stil Odaklı Yaklaşımlar
Bu yaklaşımlar müzik tercihlerini daha çok dinleyicinin kendisinden kaynaklanan birtakım farklılıklara ya da müzik türlerine dayandırmışlardır. Örneğin bireyin rock müzik tercihi onun nasıl bir dinleyici tipi olduğuyla ilgili olabilir ya da müzik türlerini bireysel özelliklerle bağlantılı olarak sınıflandırarak yoğun ve isyankâr müzikleri belirli kişilik tipleri tercih eder gibi sonuçlara ulaşılmıştır. Dinleyici tiplerinden başlarsak, Mursell, üç tip dinleyici tanımlamıştır: müziğin yapısal unsurlarından zevk alan entelektüel dinleyici, hissi tepkiler veren duygusal dinleyici
ve özellikle ritmik unsurlara şarkı söyleyerek ya da devinimlerle eşlik eden devinimsel dinleyici (Mursell, 1937: 201). Adorno, müziğin entelektüel bir olgu olduğunu belirterek, farklı bir dinleyici sınıflandırması yapmıştır. Bu sınıflamanın en tepesinde bütün müzikal yapılara ve nüanslara hâkim olan uzman dinleyici (expert listener) yer alır. Ardından sırasıyla, müzikal detayların ötesinde duyabilen ancak yapısal algılamada eksikleri olan iyi dinleyici (good
listener), temel müzikal bilgilerle ilgili olan kültürel tüketici (culture concumer),entelektüel olmayan hissi dinleyici (emotional listener), muhalif dinleyici (protest listener), eğlence dinleyicisi (entartainment listener) ve müzikal olmayan dinleyici (unmusical/antimusical listener) gelir (Adorno, 1976: 2.3,4). Behne (1997) de farklı bireysel dinleme stilleri olabileceğini öne sürerek bunları şöyle ifade etmiştir: müzikle hangi duyguların belirtildiğine odaklanan duygusal dinleme, belirli bir çalgının partisyonunu takip etmeye çalışan ayırarak dinleme, geçmişe dair şeyleri hatırlamaya odaklanan sentimental dinleme ve duygusal dengeye, iyi hissetmeye odaklanan dengeleyici dinleme. Mursell, Adorno ve Behne ‘nin bireyin dinleme davranışlarından yola çıkarak, belirli tasnifler yaptıklarını görüyoruz, tarihsel olarak bakıldığında da, ilk çalışmaların daha çok tanımlama ve sınıflandırma eksenli olması anlaşılır bir durumdur. Zamanla, tercihlerin farklı boyutlarını ele alan çalışmalar ortaya çıkmıştır Örneğin, Cattell ve Anderson 1953 te jazz ve klasik müzik odaklı bir müzik tercih testi (I.P.A.T.) geliştirip faktör analizi kullanarak 12 müzik tercih faktörü belirleyerek, müzik kişilik ilişkisini ilk çalışanlar oldular. Yine kişilik ekseninde, Rentfrow & Gosling (2003), müzik tercihlerinin dört bağımsız boyut şeklinde organize olabileceğini öne sürmüşlerdir. Hazırladıkları, Kısa Müzik Tercihi Testinde:

1. Yansıtıcı ve karmaşık (reflective ve complex), jazz, klasik
2. Yoğun ve isyankâr / asi (intense ve rebellious) rock, metal
3. İyimser ve alışılagelmiş (upbeat ve conventional), soundtrack, pop
4. Enerjik ve ritmik (energetic ve rhytmic)
rap/hip-hop, elektronik/dance Ardından bu boyutlar ve kişilik arasındaki bağlantıları araştırmışlardır. Araştırma sonuçlarında, 1. boyutu tercih edenlerin aynı zamanda aktif hayal gücüne, çeşitli estetik deneyimlere sahip oldukları ve kendilerini entelektüel ve hoşgörülü olarak tanımladıkları görülmüştür. 3. boyutu tercih edenlerin daha dışadönük, uyumlu, muhafazakâr ve yeni deneyimlere çok açık olmadıkları ortaya konmuştur. Bu yaklaşım müzik tercihlerinde, kişilik özellikleri, bilişsel yetiler ve benlik oluşumunu üç temel faktör olarak
görmektedir. Öte yandan bazı araştırmacılar da, müzik tercihlerinin kişiliğin belirli yönlerini dengelemekten çok, söz konusu yönleri yansıttığını öne sürmüşlerdir. Zuckerman’ın
(1979) heyecan arama/meyili ölçeği "sensation seeking scale", bu konudaki birçok
araştırmada kullanılmıştır. Burada sözü edilen 'sensation seeking', değişime, alışılmışın dışında olana, karmaşık deneyimlere olan ihtiyacı ve birtakım fiziksel ve sosyal
risklere rağmen bu deneyimler içinde olma isteğini ifade eder. Little & Zuckerman
(1986) heyecan arayışında yüksek değer alanların, müziği günlük hayat aktivitelerinin arka plan unsuru olarak değerlendirmediklerini, müzikle duygusal boyutta iç içe olmayı sevdiklerini ortaya koymuşlardır. Aynı araştırmada rock, heavy-metal ve punk müzik tercihi heyecan arama (sensation seeking) ile pozitif ilişkili, dini müzik tercihi ise negatif ilişkili bulunmuştur. Başka
başka araştırmalarda, heyecan arayışı ile uyarımı yüksek müzik tercihleri arasında
özellikle rock-hard rock arasında direkt bağlantılar bulmuşlardır. Bu çalışmaların müzik tercihleri kişiliğin belirli yönlerini dengeler mi, yansıtır mı? sorularına cevap aradığı görülmektedir. Daha bütünlüklü bakıldığında, dengeleme ve yansıtma işlevleri, farklı ortam ve durum larda aynı anda ya da bazen yansıtma bazen de dengeleme ön planda olacak şekilde gerçekleşir diyebiliriz.
Sıraladığımız yaklaşımlardan daha farklı
olarak, Kullanım ve doyum/hoşnutluk yaklaşımı (uses and gratification model) (Rosengren, K. E. Wenner, L. A. & Palmgreen, P. 1985, Hall 2005) ağırlıklı olarak birey medya ilişkisi üzerinde durmakla birlikte, estetik tercihler dolayısıyla müzik tercihleri üzerine de söz söylemiştir. Artan müzik tüketimi-medya yönlendirmesi ve bireyin kişilik özelliklerinin karşılanması üzerinden konuyu ele almıştır. İnsanların belirli müzik türlerini seçmesinde o müziğin tatmin ettiği
belirli kişilik özelliklerini taşımalarının etkili olduğunu savunmaktadır. Bu yaklaşıma
göre müzik tercihleri iki şekilde incelenmiş: ruh hali (mood control) dengelenmesi için
(Knoblach & Zilmann 2002) sosyal kimliği belirginleştirmek, vurgulamak için (Tarrant
vd., 2001). Sonuç olarak bu yaklaşım müzik tercihlerini birey medya ilişkisinden yola
çıkarak, kişiliği yansıtır ya da ruh hali dengelenmesinde kullanılır ekseninde açıklamaya çalışmıştır.
Nöro-psikolojik ve Uyarılma Temelli Yaklaşımlar
Estetik tercihleri konu edinen Deneysel Estetik alanında tercihlerle ilgili iki teori öne
sürülmüştür: ilki, fizyolojik uyarılma teorisi, ikincisi, bilişsel faktörlere vurgu yapan prototipler modeli. Fizyolojik uyarılma teorisi, bireylerin estetik tercihlerinin, onların uyarılma potansiyelleri ile ilgili olduğunu öne sürmektedir. Berlyne, tercihi, kişinin uyarılma seviyesi ile müzik unsurunun uyarma özellikleri arasındaki etkileşim olarak tanımlamıştır yani bilişsel yetilerle estetik tercihler arasında bağ olduğunu öne sürer. Bilişsel olarak daha karmaşık insanlar karmaşık tercihlerde, az karmaşık insanlarsa daha az karmaşık tercihlerde bulunurlar. Berlyne’ e göre uyarılma potansiyeline etki eden değişkenler 3 kategoride toplanır.
Birincisi psiko-fiziksel değişkenler, müziğin temposu ya da şiddeti gibi,
ikincisi çevresel değişkenler, müzikal uyaranın belirgin/açık değeri, ya da anlamlılık düzeyi gibi,
üçüncüsü de collative değişkenler. Bu üçüncü değişken kategorisi, karmaşıklık ve aşinalığı belirtir, buna göre karmaşıklık düzeyi yükseldikçe uyarılma potansiyeli artar yine aşinalık olmayan müzikal uyaranlara verilen uyarılma potansiyeli daha yüksektir.
Bu etkileri ölçmek için de laboratuvar ortamında katılımcılara müzikal uyaranlar uygulanmış, dinledikleri pasajları ne kadar ve ne oranda sevdikleri sorularak ya da birtakım fiziksel göstergelere bakılarak, (nabız, galvanik deri tepkisi) ve diğer sinir sistemi uyarılmalarına bakılarak katılımcıların tepkileri tespit edilmiştir. Örneğin heavy – metal fanları country müzik fanlarına göre daha yüksek uyarılmışlık seviyesi göstermişler (Govensmith – Bloom, 1997) ya da nevrotik ve dışadönükler daha pes frekans içeren tercihler yapmışlardır bu da onların
çevresel uyaran ihtiyacını karşılıyor olabilir. (McCown 2007, Pearson & Dollinger,
2003). Berlyne' nın (1971) oluşturduğu teori, yetmişlerden doksanlara kadar bu alandaki çalışmalara etki etmiştir. (North & Hargreaves, 2008: 76-78). Fizyolojik çalışmaların laboratuvar temelli deneysel yaklaşımları, ilk bakışta ölçülebilir olmasıyla avantajlı görünse de, müzik tercihleri gibi sosyal ve kültürel etkileşimli bir olgunun açıklamasında doyurucu cevaplar verebilir mi, tartışmalıdır. Bir başka yaklaşım olan prototipler modeli,
insanların çoğunlukla zihin tarafından daha kolay sınıflandırılan şeyleri tercih ettiğini,
uyaranları özet bir zihinsel şema ya da prototiple birleştirerek ve en uygun kategoriye
dâhil ederek seçtiklerini öne sürer. Bu model günümüzde Colin Martindale ile (1988)
anılmaktadır. Bu yaklaşıma göre, zihin tarafından prototipik olarak kodlandırılan
uyaranlar atipik olarak kodlandırılan uyaranlara göre daha aktif durumdadırlar
çünkü daha sık kullanılırlar. Dolayısıyla Martindale tercihlerin prototiplerle pozitif bir
ilişkiye sahip olduğunu öne sürmüştür. Eysenck’in uyarılma temelli yaklaşımı da
bu çalışmalara örnek gösterilebilir. Eysenck & Eysenck (1975) içe dönüklerin süper-optimal (en uygun) seviyede kortikal uyarılmışlık yaşadıkları için, uyarılmışlık seviyelerini düşürmeye ihtiyaç duyduklarını ve partiler ve diyaloglar gibi sosyal uyarımlardan kaçındıklarını belirtmiştir. Dışadönüklerinse bunun zıttı olarak, uyarılmışlık seviyelerini yükseltmeye ihtiyaç duydukları için, bahsedilen uyaranlara eğilim gösterdiklerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla içedönükler yalın, yavaş, sakin, tanıdık tercihler yaparken dışadönükler karmaşık, hızlı, yüksek tercihlere meyillidirler. Yani, müzik kişilik boyutlarını dengelemektedir. Bu savı destekleyen, Payne (1967), içedönüklerin formal yapıda müzikleri tercih ettiklerini, dışadönüklerin ise duygusal olarak daha uçlarda tercihler sergilediklerini belirtmiştir. Konecni (1982) de uyarılma ve dengeleme temelli bir yaklaşımda bulunarak; hayatın günlük rutini içerisinde konuşurken, yemek yerken, dinlenirken, insanların farklı müzik tercihleri sergilediklerini öne sürer. Bu durumda müzik ve müzik tercihlerinin zaman ve mekândan izole edilemez, değişen ve
dönüşen olgular olduklarını ifade eder. Kişi çevresiyle sürekli etkileşim içinde olurken,
uyarılma düzeyini, duygu durumunu optimize etmek için müziği kullanır öfkeli kişi
sakinleştirici müzik, canlanmak isteyen kişi tempolu müzik tercih edebilir. Müzik ruh
halini ruh hali de müziği etkileyerek bir döngü oluşturmaktadırlar. Günlük hayatımızdan yola çıkarak düşündüğümüzde buna benzer işlevsel kullanımlarını fazlasıyla bulabiliriz.
Son dönem çalışmalarından, Juslin & Vastfjall (2008), müziğin bireylerde hangi duygusal ve bilişşsel noktaları uyandırdığına ilişkin altı mekanizmalı bir çerçeve sunmuşlardır. Brainstem reflex (beyinkökü refleksi): müziğin bir ya da fazla temel akustik özelliği beyin kökü tarafından acil ya da önemli bir olayı işaret etmek üzere algılanmaktadır. Ealuative conditioning (değerlendiren koşullanma): ilgili müzikal uyaran başka bir uyaranla sık sık pozitif ya da negatif olarak eşleşmektedir. Emotional contagion (duygusal bulaşma): dinleyici, müziğin duygusal ifadesini algılamakta ve onu taklitle/mimikle içselleştirmektedir. Visual
imagery (görsel imgeleme): dinleyici görsel imgeler hayal etmektedir. Episodic memory
(olaysal bellek): ilgili müzikal uyaran kişisel bir hatırayı canlandırıyordur. Musical
expectancy (müzikal beklenti): müziğin spesfik bir özelliği dinleyenin, melodinin devamıyla ilgili beklentilerini onaylamakta, ertelemekte ya da beklentisine uymamaktadır. Bu yaklaşımın tamamen nörolojik ve bilişsel süreçleri temel alarak, bir bakıma kendinden önceki fizyolojik ve uyarılma temelli yaklaşımları bir bütünlük içinde ortaya koyduğu görülmektedir.

Bütünsel / Birleştirici Yaklaşımla

Müzik Tercihlerine İlişkin Kuramsal Bir İnceleme
Şekil 1. LeBlanc Müzik Tercihleri Modeli (Erdal, 2009: 14)

LeBlanc’ın İnteraktif Teorisi (1982): LeBlanc, müzik, dinleyici ve çevre adı altında üç
kategori oluşturmuştur. Bu kategoriler de kendi içinde alt bölümlere ayrılmaktadır. Müzikal uyaran, kültürel çevre ve dinleyici etkileşimleri ortaya konulmuştur. Örneğin dinleyicinin kültürel çevresi medya, sosyal grup, aile, eğitimciler, otorite figürleri gibi değişkenler içerir. Model buradan dinleyicinin belirli bir zamandaki tercihleri ile karakteristik yapısı arasında bağlantı kurar (dikkat ya da mental gelişim gibi) ki bunlar ardından gelecek olan davranışa etki edecektir. Modelde her değişkenin diğerleriyle etkileşim içinde olması özellikle vurgulanır;

“Müzik tercihi, müziğin karakteristikleri, dinleyenin karakteristikleri ve kültürel çevre tarafından etkilenen bir süreçtir” (LeBlanc, 1982: 29)
LeBlanc, çevre ve kültürün tercih oluşumunda anahtar rol oynamasına karşın, bireysel farklılık ve değişkenlerin de önemli olduğunu vurgular. Hatta her sosyal grupta pasif kabulleniş içinde olanlar olduğu gibi daha dirençli olup muhafazakâr olmayanların da olduğunu belirtir. LeBlanc’ın değindiği bu nokta aynı zamanda tercihler konusunda bireysel farklılıkların önemini vurgulamaktadır.

Müzik Tercihlerine İlişkin Kuramsal Bir İnceleme
Şekil 2. Hargreaves-North Karşılıklı Geribildirim Modeli (North & Hargreaves 2008: 124)

Hargreaves, Miell, MacDonald Karşılıklı Tepki Modeli (2005), LeBlanc’ın modeli daha çok, tercih etme / etmeme ve doğrudan tepkilerle sınırlı iken, karşılıklı tepki modelinde, müzik, dinleyen ve dinleme durumu etkileşim halindedirler ve müzik tercihlerinin herhangi bir aşamasında yer almaktadırlar. Hargreaves ve arkadaşları, bu etkileşim tanımlanmadan müzik tercihlerini anlamamızın mümkün olmadığını ve bütün bu etkileşimler laboratuvar ortamında değil hayatın içinde yer aldıkları için, müzik tercihleri araştırmalarında sosyo- psikolojik bakış açısına ihtiyaç olduğunu savunmaktadırlar. Daha çok müziğe verilen tepkiler üzerine odaklanarak, dinleyenin kişilik özellikleri, müziğin yapısı ve sosyal durum ya da ortam hep birlikte bu tepkileri etkiler fikrini öne sürmüşlerdir. Her iki modele zaman çerçevesinde bakıldığında; Leblanc, daha kısa süreli, anlık süreçle ilgili sistematik belirlemeler yaparken, Hargreaves ve arkadaşları, daha uzun süreli zamana yayılan belirlemeler yapmışlardır. Hali hazırda bütün bu müzik tercih sürecini kapsayacak bir modelin her iki ihtiyaca da cevap verebilmesi beklenebilir. Zamanla, katılımcıların günlük müzikal beğenilerinin çeşitliliğini ve karmaşıklığını ortaya çıkarmak üzere derinlemesine görüşme yöntemiyle yapılan, naturalistik ve boylamsal yaklaşımlar ve çalışmalar da yapılmıştır (Greasley & Lamont 2006). Kişilerin günlük hayatta müziği kendini dengeleme-özyönetim için, enerjisini dengelemek için, ya da sosyal durumlar, anlar ve paylaşımlar için bir hazırlayıcı fon müziği olarak kullandığı belirtilmiştir (Batt-Rawden & DeNora 2005). Bu tip uzun zamana dayanan daha derinlikli çalışmaların müzik tercihi ve müzikal beğeni alanı için daha tatmin edici ve somut veriler ortaya koyacağı düşünülmektedir.


SONUÇ

Çok yönlü bir olgu olan müzik tercihleri, son yıllarda pek çok çalışmanın konusu olmuştur. Kişilik ve sosyal kimlik bağlantılı, fizyolojik temelli ya da dinleme ortamından yola çıkan çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışma ve yaklaşımlardan hareketle, müzik tercihlerinin
altında yatan nedenler şöyle özetlenebilir:
  • Bireyler duygu durumlarını dengelemek amacıyla müzik tercihleri yaparlar.
  • Bireyler müziği durum ve an ’a göre bir arka plan unsuru olarak tercih ederler
  • Bireyler bir sosyal kimlik oluşturmak, kişiliklerini yansıtmak amacıyla müzik tercihleri yaparlar.
  • Bireylerin uyarılmışlık seviyeleri ya da nöro – fizyolojik süreçler onların müzik tercihlerini belirler.
  • Bireylerin müzik tercih süreçleri belirli ve mutlak faktörlerle açıklanamaz çünkü bu pek çok etkenin rol aldığı interaktif bir süreçtir
Bütün bu veriler ışığında, müzik tercihlerini etkileyen, oluşturan faktörleri tek ya da belirli
öğelerle sınırlandırmak çok da mümkün görünmemektedir. Fizyolojik durumun, kimlik yansıtma ihtiyacının ya da arka plan unsuru olarak kullanım etkilerinin hepsini
birden aynı kişide ve aynı anda görebiliriz. Bunun nedeni, müzik tercihlerinin dinamik, değişken ve çok yönlü bir süreç içinde oluşmasıdır. Sosyal çevre, kültürel çevre, kişilik özellikleri, yaş ve cinsiyet gibi birden fazla faktör bu konuda etkilidir

Dolayısıyla, farklı cinsiyet, yaş, sosyoekonomik ve kültürel gruplardan seçilen
örneklemlerle, yıllara yayılan, uzun soluklu ve derinlikli çalışmaların yapılması,
bütün bu yaklaşım ve kuramların değerlendirilmesi açısından ya da farklı açıklamalar getirilmesi açısından faydalı olacaktır. Ayrıca müzik türlerinin nasıl sınıflandırılması gerektiği, tercih ölçüm araçlarının farklılaştırılması ve geleneksel türlerin nasıl çalışılacağı gibi noktalar üzerinde de çalışılarak bir sistematiğe ulaşmak gerekliliği kendini göstermektedir.
Çalışmada genel bir çerçeveyle verilen yaklaşımların her birinin farklı yöntem ve
bakışla (sınıflandırma, tanımlama ya da bizzat bir teori oluşturma) konuyu ele aldığı görülmektedir. Sürecin daha bütünlüklü ele alınarak, alanyazında zamanla
konuya çok yönlü, interaktif ve bütünsel açıklamalar getiren farklı modellerin oluşturulmasına ihtiyaç vardır.
Eklenmiş Resmin önizlemesi
Müzik Tercihlerine İlişkin Kuramsal Bir İnceleme-ii.jpg  
________________

ÖZÜ DOĞRU OLANIN SÖZÜ DE DOĞRU OLUR



 
Alt 02 Ekim 2020, 20:47   #2
Standart

Güzel bir paylaşım emeği ne sağlık.

 
Alt 02 Ekim 2020, 20:52   #3
Standart

Emeğine sağlık süper paylaşımın için

 
Alt 02 Ekim 2020, 21:14   #4
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğinize sağlık

 
Alt 03 Ekim 2020, 11:36   #5
✰ ÖzeL..
oMeN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

________________

Edep; aklın Tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, Aklı kadar şerefli, Şerefi kadar Kıymetlidir. Massive..




~ E & B ~
 
Alt 03 Ekim 2020, 11:37   #6
Sim
civciv~🐥
Sim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

emeginize saglik

________________

Hope. . . ✨
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:29.