15 Nisan 2020, 10:18 | #1 |
Seyduna ve Şahrud
Seyduna şahrud iki sevdalı ırmaktır elbruz eteklerinde
Şahin gelip dalına konar şahrudun,seydunanın suyundan içer Umutlar tazelenir alamut kalesinde' diyor Tunay Bozyiğit. 'Seyduna ve Şahrud' efsanesinin mitolojik olduğu, Şahrud'un 'hayat veren ırmak' anlamına geldiği, ünlü Alamut kalesini çevreleyen 'cennetin içinden geçen ırmak' da denen nehrin ismi olduğu bu yüzden Alamut Kalesi’nin muhteşem hükümdarı Hassan Sabbah’a da Seyduna denildiği söylenmektedir..... Tunay Bozyiğit “Kadın toprağın ve suyun ta kendisidir o yüzden Şahrud dedim” diyor. Ve böylece Şahrud Seyduna serüveni de başlamış oluyor. Onların hikayesi öyle bi hikayedir ki Leyla ile Mecnun’u kendilerine imrendirir, Kerem’i Aslı için dağları delmekten vazgeçirir. Onlar ki yalnızca ufuk çizgisinde buluşan, onuda güneşin günde iki kez ateşe verdiği iki sevdalıdır.Kavuşamayan iki sevdanın, bir efsanenin öyküsüdür Seyduna ve Şahrud’un öyküsü..Fakat öyle bir sevdadır o ki mitolojik de olsa ihtiyacımız olan bir şey olsa gerek ki inanmak istiyoruz. Ufuk çizgisinde buluşmayı bekleyen nice sevdaları temsil ediyordur belki de. Rivayete göre onlar birbirine kavuşamayan iki sonsuzluktur. Seyduna gökyüzü, Şahrud ise yeryüzüdür, denizdir. Hep birbirlerini görürler ama kavuşamazlar. Birbirlerine kavuşma aşkı ile yanarlar. Sevdalı bir bülbül gülüne uçar konar ona şakır ama Seyduna ve Şahrud için bu geçerli değildir. O sevda öyle bir sedadır ki ikisi de sonunda birbirlerine kavuşamayan birer nehir olurlar. Faklı nehirlerdir ama artık birdirler. Şahrud suyundan içen Seyduna’yı, Seyduna’dan içen Şahrud’u bulur... Yitik öyküdür) Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar. Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar. Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri. Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni. Seyduna yeryüzü cehennemi. Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı, Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi. İki iklim ayrıldılar. “Ya Şahrud! ” dedi Seyduna “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm. Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun. Su gibi git.” Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu. Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu. Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak, Yüzlerine oturdu. Rivayet odur ki, Şahrud vardığı denizlerde hala Seyduna türküleriyle uyanmakta, Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan Masalla yaşlanmakta. |
|
|
15 Nisan 2020, 13:08 | #2 |
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
|
|
15 Nisan 2020, 13:16 | #3 |
Kısaca kara sevda.
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|