Bir Donemin Gizli Tanigi Anne Frank’in Hatira Defteri - IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi

CeReN · 18 Şubat 2020, 12:36

Anne Frank, Ikinci Dunya Savasi’nin hukum surdugu yillarda meydana gelen Yahudi soykiriminin cocuk kurbanlarindan biridir. Anne Frank, Almanya’nin Frankurt kentinde Musevi bir ailenin ikinci kizi olarak 1929 yilinda dunyaya geldi. Babasi Otto Frank, bir bankada memur olarak calismaktaydi. Babasinin isleri kotu gitmeye baslayinca aile Hollanda’nin Amsterdam sehrine tasinmaya karar verdi. Ancak Hitler’in Hollanda’yi isgal etmesiyle birlikte Almanya’da yasayan Yahudiler’e yapildigi gibi burada yasayan Yahudilere de kisitlamalar getirildi. Hollanda’ya yerlesen Frank ailesi, Yahudilere yonelik baskilar artinca gidebilecek guvenli bir yer aramaya basladilar. Bunun uzerine aile, evlerinde salon masasinin uzerine “ Isvicre’ye kactiklarini anlattiklari” bir mektup birakarak dikkatleri uzerlerinden cekebileceklerini dusunduler. Baba Otto Frank’in burosunun oldugu binada kutuphanenin arkasindan girilen gizli bir odada saklanmaya karar verdiler.

Gizli Oda
Aile gizli odaya yerlestikten sonra ihtiyaclarini Otto’nun sekreteri Miep ve diger is arkadaslari sagliyor, onlara disarida neler yasandigi hakkinda bilgiler veriyorlardi. Kizlarin egitimleri ile ilgili kitaplar ve gundem ile ilgili gazete ve dergiler getiriyorlardi. Anne Frank ve ablasi Margot, gunduzleri ses cikarmamaya dikkat ederek hayatlarini surdurmeye calisiyorlardi. Eger disaridan birisi kendilerinin orada yasadigini fark ederse ihbar edilebileceklerinin farkindalardi. Gunlerini kitap okuyarak, Fransizca ve Ingilizce calisarak geciriyorlardi.

Anne Frank’in Cocukluk Yillari
Anne Frank, ablasi Margot ile birlikte ogretmenlerinin de kendileri gibi kacak oldugu Yahudi okuluna gidiyordu. Anne, burada ileride de en yakin arkadasi olacak olan Nanette isimli kiz arkadasi ile tanisti. Yaslari kucuk olmasina ragmen burada okuyan cocuklar; Yahudilerin ikinci sinif vatandas olarak goruldugunun ve bu ulkede istenmediklerinin farkindalardi. Anne Frank; merakli , ogrenme istegi ile dolu, kitap okumayi ve sorgulamayi cok seven bir cocuktu. Tarih, felsefe ve mitolojiye yonelik arastirmalar yaparak surekli notlar alirdi.
Holokost Yillari (1933-1945)
1933 yilinda Almanya’da iktidari ele geciren Nazi partisi, Yahudilere yonelik baskilarini artirmisti. Onlarin dusuncesine gore; Almanlar “ustun irk” kabul edilmekte Yahudiler ise “saf Alman irkinin gelecegi acisindan zararli faaliyetleri olan insanlardi”. Yahudilerin yaninda Cingeneler, zihinsel ve bedensel engelli Alman vatandaslari, Polonyalilar dahi yok edilecek insanlar arasinda yerlerini almisti.
Aslinda Almanya’da Yahudilere yonelik irkci politikalar cok daha onceden planlanmisti. Ornegin; 1920 yilinda Hitler’in partisinin programinda; “Yahudileri toplumdan ayirma, kanuni yetkilerini ellerinden alma” fikirleri dile getirilmisti. Naziler’in 1933 yilinda iktidara gelmesiyle birlikte ilk cikardiklari kanun da “Yahudi ve guvenilmeyen kamu memurlarinin devlet kurumlarindan cikarilmasini” ongoren yasa oldu. Ayni yil icinde Alman kanunlari, Alman egitim kurumlarinda ogrenim gormekte olan Yahudi ogrenci sayisina kisitlama getirdi. 1935 yilinda Nazi liderleri “Nuremberg yasasi’ni” cikardilar. Bu yasayla Yahudilerin saf Alman irkindan olan kisilerle evlenmeleri yasaklandi. Kamu gorevlerinde bulunma hatta oy kullanma haklari bile ellerinden alindi. 1937 yilina gelindiginde Yahudi doktorlarin, Yahudi olmayan vatandaslari tedavi etmeleri engellendi. Yahudi avukatlarin ise hukuk yapma lisanslari iptal edildi. 1941 yilinda Almanya’da yasayan alti yasin uzerindeki her Yahudi vatandasa on kisminda siyah harflerle “JUDE” (Yahudi) kelimesinin yazili oldugu alti koseli yildiz rozetini, kiyafetlerinin uzerinde tasima zorunlulugu getirildi. Bundan sonra da Yahudiler, calisma ve toplama kamplarina planli bir sekilde surgun edilmeye baslandi.

Anne Frank’in Hatira Defteri
Gizli oda olarak bahsedilen “263 numarali apartmanin cati katinda” Frank ailesi iki yila yakin saklandi. Anne Frank burada kutlanan dogum gununde kendisine hediye edilen ajandayi gunluk olarak kullanmaya ve gizli odada yasananlari, kendi duygu ve dusuncelerini ve hayallerini bu deftere duzenli olarak yazmaya basladi. Yazma konusunda cok istekli olan Frank, gunlugune “Kitty” adini verdi. Yalnizca 13 yasinda bir kiz cocugu olarak Anne Frank, yasadigi aci ve karanlik dolu gunleri, oldukca derin ve etkileyici cumleler halinde defterine yaziyordu.
20 Haziran 1942 yilinda defterine “Kagit, insandan sabirlidir.” Notunu duserek icindeki yazma tutkusunu anlatiyordu. Uzun sure boyunca gizli odada kalmalari gerektigi icin disaridaki dunyayi cok ozluyordu. Sessizce pencere kenarina giderek gokyuzunu gozlemeyi, kus seslerini dinlemeyi cok seviyordu. 19 Nisan 1944 yilinda gunlugune : “Dunyada bir acik pencere onunde oturup tabiati seyretmekten, kuslarin otusunu dinlemekten daha guzel bir sey olabilir mi?” diye yazmisti.
Aksamlari ailesinin yaninda siyasi gelismeler ile ilgili gazete ve radyo yorumlarini dinleyip, bunun uzerine yorumlar yapiyordu. Ornegin; 3 Mayis 1944’de bu durumu su cumleler ile elestiriyordu: “Baris icinde yasamak dururken birbirimizin girtlagina sarilmak neden? Yerinde bir soru ama kimse simdiye kadar bir karsilik bulamadi. Koca koca ucaklar, bir patlayisla mahalleleri yerle bir eden bombalar yapiyorsunuz, oyleyse bir yandan da hazir evler ureten fabrikalar kurmak niye? Her gun harp icin milyonlarca lira harcaniyor, obur yanda saglik isleri, sanat calismalari, yoksullara yardim icin kurus ayrilmiyor. Dunyanin baska ulkelerinde artan yiyecek maddeleri curuyup dururken biz neden burada acliktan oluyoruz? Neden insanlar boylesine cilgin?…”
Anne Frank, 1 Agustos 1944 yilinda gunlugune en son su cumleleri yazdi: “Dunyada bir basina olsaydim nasil bir insan olurdum acaba diye hayal kuruyorum…” Ve Anne Frank’in hatira defteri burada bitti.

Anne Frank’in Olumu
Frank ailesi 1944 yilinin Agustos ayinda birileri tarafindan ihbar edildi. Ihbar edenlerin kim olduklari hicbir zaman ogrenilemedi. Alman Subaylari tarafindan yapilan baskin sonucunda aile uyeleri ve onlara yardim eden arkadaslari tutuklandi. Kimi Alman kimi de Hollanda toplama kamplarina gonderildi. Anne Frank, Polonya ‘da Krakov sehrindeki Auschwitz toplama kampina gonderildi. Anne burada cocukluk arkadasi Nanette ile karsilasti. Nanette, toplama kampindan sag olarak kurtulmayi basardi. Yillar sonra Nanette ile yapilan gorusmede , eski arkadasi Anne Frank’i gordugu zamani anlatmasi istendiginde “Bir deri bir kemik kalmisti, kiyafetleri bitlendigi icin uzerinde sadece battaniye vardi. Onu oyle gorunce cok kotu hissettim. Benim bildigim Anne’den geriye hicbir sey kalmamisti.” Sozleriyle Anne Frank’in durumunu ifade etmisti.
Anne Frank, ailesine kavusma umudunu hicbir zaman yitirmedi. Yazar ya da iyi bir gazeteci olmak gibi birbirinden guzel hayalleri olan bir cocuktu. Ancak toplama kampinin agir ve kotu kosullari altinda o kadar zayiflamisti ki bedeni bu duruma daha fazla dayanamadi. Savasin bitmesine iki ay kala 1945 yilinda Almanya’nin guneyinde yer alan Bergen-Belsen toplama kampinda yakalandigi tifus hastaligi sebebiyle 16 yasinda hayatini kaybetti. Savasin ardindan aileden yalnizca Baba Otto Frank evine donebildi.
Anne Frank’in hatira defteri, Gestapo tarafindan yagma edilmis gizli bolmede, Baba Frank’in is arkadasi Miep tarafindan yerlere savrulan eski kitap, dergi ve gazeteler arasindan bulundu. Babasi Anne Frank’in satirlarini okuduktan sonra bu defteri 1947’de kitap olarak yayimlatmaya karar verdi. Naziler’in Yahudilere yapmis olduklari kotulukleri de gun isigina cikaran kitap, kisa sure icinde cok satanlar listesine girdi. Okul mufredatlarina eklenerek, 67 farkli dile cevrildi. Amerikan haber dergisi Time, 1999 yilinda Anne Frank’i yuzyilin en onemli kisilerinden biri olarak secti.
Anne Frank’in ardindan akillarda asla unutulamayacak ve insanlarin yasamlarina bir pusula olabilecek su cumleleri kaldi: “Tanri elverir de yasarsam annem gibi kenarda kosede bir insan olmak istemiyorum, bu dunyada, gene bu dunyanin insanlari icin calisacagim. Bunun icin de her seyden once yurekli, guler yuzlu olmam gerektigini biliyorum.” (11 Nisan 1944 ) Anne Frank

18 Şubat 2020, 12:36	#1
CeReN Guest	Bir Donemin Gizli Tanigi Anne Frank’in Hatira Defteri Anne Frank, Ikinci Dunya Savasi’nin hukum surdugu yillarda meydana gelen Yahudi soykiriminin cocuk kurbanlarindan biridir. Anne Frank, Almanya’nin Frankurt kentinde Musevi bir ailenin ikinci kizi olarak 1929 yilinda dunyaya geldi. Babasi Otto Frank, bir bankada memur olarak calismaktaydi. Babasinin isleri kotu gitmeye baslayinca aile Hollanda’nin Amsterdam sehrine tasinmaya karar verdi. Ancak Hitler’in Hollanda’yi isgal etmesiyle birlikte Almanya’da yasayan Yahudiler’e yapildigi gibi burada yasayan Yahudilere de kisitlamalar getirildi. Hollanda’ya yerlesen Frank ailesi, Yahudilere yonelik baskilar artinca gidebilecek guvenli bir yer aramaya basladilar. Bunun uzerine aile, evlerinde salon masasinin uzerine “ Isvicre’ye kactiklarini anlattiklari” bir mektup birakarak dikkatleri uzerlerinden cekebileceklerini dusunduler. Baba Otto Frank’in burosunun oldugu binada kutuphanenin arkasindan girilen gizli bir odada saklanmaya karar verdiler. Gizli Oda Aile gizli odaya yerlestikten sonra ihtiyaclarini Otto’nun sekreteri Miep ve diger is arkadaslari sagliyor, onlara disarida neler yasandigi hakkinda bilgiler veriyorlardi. Kizlarin egitimleri ile ilgili kitaplar ve gundem ile ilgili gazete ve dergiler getiriyorlardi. Anne Frank ve ablasi Margot, gunduzleri ses cikarmamaya dikkat ederek hayatlarini surdurmeye calisiyorlardi. Eger disaridan birisi kendilerinin orada yasadigini fark ederse ihbar edilebileceklerinin farkindalardi. Gunlerini kitap okuyarak, Fransizca ve Ingilizce calisarak geciriyorlardi. Anne Frank’in Cocukluk Yillari Anne Frank, ablasi Margot ile birlikte ogretmenlerinin de kendileri gibi kacak oldugu Yahudi okuluna gidiyordu. Anne, burada ileride de en yakin arkadasi olacak olan Nanette isimli kiz arkadasi ile tanisti. Yaslari kucuk olmasina ragmen burada okuyan cocuklar; Yahudilerin ikinci sinif vatandas olarak goruldugunun ve bu ulkede istenmediklerinin farkindalardi. Anne Frank; merakli , ogrenme istegi ile dolu, kitap okumayi ve sorgulamayi cok seven bir cocuktu. Tarih, felsefe ve mitolojiye yonelik arastirmalar yaparak surekli notlar alirdi. Holokost Yillari (1933-1945) 1933 yilinda Almanya’da iktidari ele geciren Nazi partisi, Yahudilere yonelik baskilarini artirmisti. Onlarin dusuncesine gore; Almanlar “ustun irk” kabul edilmekte Yahudiler ise “saf Alman irkinin gelecegi acisindan zararli faaliyetleri olan insanlardi”. Yahudilerin yaninda Cingeneler, zihinsel ve bedensel engelli Alman vatandaslari, Polonyalilar dahi yok edilecek insanlar arasinda yerlerini almisti. Aslinda Almanya’da Yahudilere yonelik irkci politikalar cok daha onceden planlanmisti. Ornegin; 1920 yilinda Hitler’in partisinin programinda; “Yahudileri toplumdan ayirma, kanuni yetkilerini ellerinden alma” fikirleri dile getirilmisti. Naziler’in 1933 yilinda iktidara gelmesiyle birlikte ilk cikardiklari kanun da “Yahudi ve guvenilmeyen kamu memurlarinin devlet kurumlarindan cikarilmasini” ongoren yasa oldu. Ayni yil icinde Alman kanunlari, Alman egitim kurumlarinda ogrenim gormekte olan Yahudi ogrenci sayisina kisitlama getirdi. 1935 yilinda Nazi liderleri “Nuremberg yasasi’ni” cikardilar. Bu yasayla Yahudilerin saf Alman irkindan olan kisilerle evlenmeleri yasaklandi. Kamu gorevlerinde bulunma hatta oy kullanma haklari bile ellerinden alindi. 1937 yilina gelindiginde Yahudi doktorlarin, Yahudi olmayan vatandaslari tedavi etmeleri engellendi. Yahudi avukatlarin ise hukuk yapma lisanslari iptal edildi. 1941 yilinda Almanya’da yasayan alti yasin uzerindeki her Yahudi vatandasa on kisminda siyah harflerle “JUDE” (Yahudi) kelimesinin yazili oldugu alti koseli yildiz rozetini, kiyafetlerinin uzerinde tasima zorunlulugu getirildi. Bundan sonra da Yahudiler, calisma ve toplama kamplarina planli bir sekilde surgun edilmeye baslandi. Anne Frank’in Hatira Defteri Gizli oda olarak bahsedilen “263 numarali apartmanin cati katinda” Frank ailesi iki yila yakin saklandi. Anne Frank burada kutlanan dogum gununde kendisine hediye edilen ajandayi gunluk olarak kullanmaya ve gizli odada yasananlari, kendi duygu ve dusuncelerini ve hayallerini bu deftere duzenli olarak yazmaya basladi. Yazma konusunda cok istekli olan Frank, gunlugune “Kitty” adini verdi. Yalnizca 13 yasinda bir kiz cocugu olarak Anne Frank, yasadigi aci ve karanlik dolu gunleri, oldukca derin ve etkileyici cumleler halinde defterine yaziyordu. 20 Haziran 1942 yilinda defterine “Kagit, insandan sabirlidir.” Notunu duserek icindeki yazma tutkusunu anlatiyordu. Uzun sure boyunca gizli odada kalmalari gerektigi icin disaridaki dunyayi cok ozluyordu. Sessizce pencere kenarina giderek gokyuzunu gozlemeyi, kus seslerini dinlemeyi cok seviyordu. 19 Nisan 1944 yilinda gunlugune : “Dunyada bir acik pencere onunde oturup tabiati seyretmekten, kuslarin otusunu dinlemekten daha guzel bir sey olabilir mi?” diye yazmisti. Aksamlari ailesinin yaninda siyasi gelismeler ile ilgili gazete ve radyo yorumlarini dinleyip, bunun uzerine yorumlar yapiyordu. Ornegin; 3 Mayis 1944’de bu durumu su cumleler ile elestiriyordu: “Baris icinde yasamak dururken birbirimizin girtlagina sarilmak neden? Yerinde bir soru ama kimse simdiye kadar bir karsilik bulamadi. Koca koca ucaklar, bir patlayisla mahalleleri yerle bir eden bombalar yapiyorsunuz, oyleyse bir yandan da hazir evler ureten fabrikalar kurmak niye? Her gun harp icin milyonlarca lira harcaniyor, obur yanda saglik isleri, sanat calismalari, yoksullara yardim icin kurus ayrilmiyor. Dunyanin baska ulkelerinde artan yiyecek maddeleri curuyup dururken biz neden burada acliktan oluyoruz? Neden insanlar boylesine cilgin?…” Anne Frank, 1 Agustos 1944 yilinda gunlugune en son su cumleleri yazdi: “Dunyada bir basina olsaydim nasil bir insan olurdum acaba diye hayal kuruyorum…” Ve Anne Frank’in hatira defteri burada bitti. Anne Frank’in Olumu Frank ailesi 1944 yilinin Agustos ayinda birileri tarafindan ihbar edildi. Ihbar edenlerin kim olduklari hicbir zaman ogrenilemedi. Alman Subaylari tarafindan yapilan baskin sonucunda aile uyeleri ve onlara yardim eden arkadaslari tutuklandi. Kimi Alman kimi de Hollanda toplama kamplarina gonderildi. Anne Frank, Polonya ‘da Krakov sehrindeki Auschwitz toplama kampina gonderildi. Anne burada cocukluk arkadasi Nanette ile karsilasti. Nanette, toplama kampindan sag olarak kurtulmayi basardi. Yillar sonra Nanette ile yapilan gorusmede , eski arkadasi Anne Frank’i gordugu zamani anlatmasi istendiginde “Bir deri bir kemik kalmisti, kiyafetleri bitlendigi icin uzerinde sadece battaniye vardi. Onu oyle gorunce cok kotu hissettim. Benim bildigim Anne’den geriye hicbir sey kalmamisti.” Sozleriyle Anne Frank’in durumunu ifade etmisti. Anne Frank, ailesine kavusma umudunu hicbir zaman yitirmedi. Yazar ya da iyi bir gazeteci olmak gibi birbirinden guzel hayalleri olan bir cocuktu. Ancak toplama kampinin agir ve kotu kosullari altinda o kadar zayiflamisti ki bedeni bu duruma daha fazla dayanamadi. Savasin bitmesine iki ay kala 1945 yilinda Almanya’nin guneyinde yer alan Bergen-Belsen toplama kampinda yakalandigi tifus hastaligi sebebiyle 16 yasinda hayatini kaybetti. Savasin ardindan aileden yalnizca Baba Otto Frank evine donebildi. Anne Frank’in hatira defteri, Gestapo tarafindan yagma edilmis gizli bolmede, Baba Frank’in is arkadasi Miep tarafindan yerlere savrulan eski kitap, dergi ve gazeteler arasindan bulundu. Babasi Anne Frank’in satirlarini okuduktan sonra bu defteri 1947’de kitap olarak yayimlatmaya karar verdi. Naziler’in Yahudilere yapmis olduklari kotulukleri de gun isigina cikaran kitap, kisa sure icinde cok satanlar listesine girdi. Okul mufredatlarina eklenerek, 67 farkli dile cevrildi. Amerikan haber dergisi Time, 1999 yilinda Anne Frank’i yuzyilin en onemli kisilerinden biri olarak secti. Anne Frank’in ardindan akillarda asla unutulamayacak ve insanlarin yasamlarina bir pusula olabilecek su cumleleri kaldi: “Tanri elverir de yasarsam annem gibi kenarda kosede bir insan olmak istemiyorum, bu dunyada, gene bu dunyanin insanlari icin calisacagim. Bunun icin de her seyden once yurekli, guler yuzlu olmam gerektigini biliyorum.” (11 Nisan 1944 ) Anne Frank
	Alıntı Yap

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)