17 Mayıs 2021, 11:56 | #1 |
Sarmaşık bölüm -2-
2. bölüm ile tekrar karşınızdayım...
Arabayı incelemek için olay yerine gelen ekipler bile hayret ediyorlardı. Nasıl bir insanı şah damarından 3 cm kesikle ve hiçbir iz bırakmadan öldürebilirlerdi. Otopsi sonrası ellerine geçen tek şey sağ bilekteki M harfinden başka bir şey değildi. Yara morarmış, kabarmış ve açılmıştı. Şah damarından akan kanlar kadının beyaz gömleğini kırmızıya boyamıştı. Başka hiç iz yoktu. Etraftaki kameralar çalışıyordu ama hiçbiri bu anı hayıt altına alamamıştı. Esra Kıraç... 10 yıl önce mutlu ve aşk dolu bir evlilik yapmıştı. 2 yıl sonrada bir kız çocuğu dünyaya getirmişti. Fakat doğum yaptıktan 1 ay sonra eşi, işe gitmek için evden çıkmış fakat geri dönmemişti. 2 hafta kadar sonra da cenazesi gelmişti. Esra yıkıldı, uzunca bir süre toparlanamadı. Kızına her şeyden çok değer verip ona babasının yokluğunu hissettirmeyeceğine söz verip baba evine geri döndü. Minel anneannesi ve dedesiyle oldukça mutluydu. Çoğu zaman babasının yokluğunu hissetmezdi. Annesi babasının ölüm haberi gelince tüm fotoğraflarını yakmıştı. Babası hakkında tek bildiği, sonbaharı anımsatan bal rengi gözlerdi...Annesi hep Minel'in babasına benzediğini söylerdi. Sol yanağındaki gamzesi, siyah kıvırcık saçlar, bal rengi gözler. Aynaya her baktığımda babamı görüyorum anne derdi Minel. Bir insanı içinizde yaşatın. O zaman asla ölmezler derdi anneannesi hep. Esra adliyeden koşarak çıktı. Bugün her şeyin sonuçlanacağı o gündü. Elleriyle saçlarını düzeltti, arabasının kapısını açtı. Madalyon psikiyatri merkezine doğru sürmeye başladı. Geldiğinde kapıdaki güvenliğe kimliğini gösterdiği anda içeri alındı. Her şey planlandığı gibiydi. Hızlıca 3. kata çıktı soldan 2. kapıyı elindeki anahtarla açtı. İçeri girip kapıyı arkasından kilitledi. Çantasından çıkardığı kalem ve kağıtla aklından geçenleri yazdı. En sonunda imzasını atıp 1 saat sonra ölecek olan annen. Yazıp kağıdı 2 ye katladı masanın üzerine bıraktı. Derin derin nefesler alıp kapının kilidini açtı. Karşısında Bal rengi gözleriyle sırıtan o adamla karşılaştı. Rahatlamıştı. Birden cesaret geldi ve dudaklarını araladı, konuşmak ister gibi bir kaç kez açıp kapadı. Adam - emin değilsin diye fısıldadı -- Emin değilsin Esra, bunu yapmak istemiyorsun.... Esra daha fazla konuşmasını istemediği için sus diye bağırdı.... -- Sus ! Çünkü bunu yapmak zorundayız. Ve hemen. İkisi birlikte odadan çıktılar kapıyı kilitleyip anahtarı güvenliğe teslim ettiler. Şoför koltuğuna oturan Esra, arabayı yavaşça hareket ettirdi. Elleri titriyordu. Alnından terler akıyordu. Yanındaki adama fısıldadı. --Onur... Minel'e çok iyi bakacağını biliyorum ama ona asla gerçekleri söylemeyeceğine söz vermeni istiyorum. Bu sözleri yüzlerce kez duyan Onur Eralp duygusuz bir şekilde -- Minel benimde kızım Esra. Ve gerçekleri ölene kadar öğrenmeyecek. Şimdi lütfen sus ver sür. Kararlaştırdıkları yere geldiklerinde, Esra arabayı durdurdu. Kafasını hızlıca öne arkaya salladı. --Hızlıca yap, acı çekmek istemiyorum. Onur gülümsedi. Gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı ve sevdiği kadının pembe dudaklarından son kez öptü. Yanaklarından yaşlar süzülen Esra; -- Seni seviyorum diye fısıldadı. Bal gözlere son kez baktı. Onur Eralp cebinden çıkardığı ufak bıçağı Esranın boynuna sürtmeye başladı. Öldürmekten zevk alan birisiyle karşılaştınız mı siz ? Şah damarına geldiğinde durdu. Esra tebessüm ediyordu. İkisi de kendinden emindi. Bıçak Esranın beyaz ve pürüssüz boynunu yaladı. Önce ufak kan damlaları süzüldü. Ardından kan ön cama sıçradı. Arabanın içi hırlamalar ve inlemelerle doldu. Yavaş yavaş can veren Esra, ölmeden önceki son saniyelerinde tebessüm etti. Onur yaptığı şeyden haz alırcasına kahkaha attı. Esranın hala sıcak sağ bileğini avcuna aldı. Dehşete düşmüş gibi çizikler atmaya başladı. Kanın keskin ve sıcak kokusu, yerini soğuk ölüm sessizliğine bıraktı. Onur Eralp yüzüne sıçrayan kanları temizledi. Parmak izinin değdiği yerleri temizledi. Kanlı parmaklarını yalarken, arabanın kapısını açtı. Yavaş ve sakin adımlarla oradan uzaklaştı.... Hangisi daha kötüydü, Gerçek bir ölüm mü ? Öldürmek zorunda bırakan bir yaşam mı ?
________________
"yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak,
gel de görüp açılsınlar, devşirip göğsüne tak." |
|
|
17 Mayıs 2021, 12:03 | #2 |
Emeğine sağlık canım.
|
|
|
17 Mayıs 2021, 14:34 | #3 |
Ben gökyüzünün içinde barındırdığı renklerin şeffafıyım... ~Lyra
________________
"yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak,
gel de görüp açılsınlar, devşirip göğsüne tak." |
|
|
17 Mayıs 2021, 14:50 | #4 |
onur eralp te davranış bozukluğu var, sanıyorum cinayet işlemenin hakkı olduğunu düşünüyor.
________________
|
|
|
17 Mayıs 2021, 15:25 | #5 |
[IMG][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][/IMG]
Emeğinize kaleminize sağlık
________________
|
|
|
17 Mayıs 2021, 16:06 | #6 |
Emeğine sağlık sevgili
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
bir solukta okudum. Devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
|
|
|
17 Mayıs 2021, 22:37 | #7 |
Emeğinize sağlık.
________________
~ E & B ~ |
|
|
17 Mayıs 2021, 22:50 | #8 |
emegine saglik
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
cim
________________
Hope. . . ✨
|
|
|
17 Mayıs 2021, 23:10 | #9 |
Aferin güzel olmuş :)
________________
Had bildirdik ve gittik. |
|
|
20 Mayıs 2021, 12:37 | #10 |
Heyecanla devamı bekleniyor fındık faresi
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
;D
________________
Size kafamda bir hüküm giydirmedim bayım. çünkü benim kafamda cezanız idamdı. ama sizden kafamda dahi öldüremeyecek kadar nefret ediyordum. Çünkü ölüler kokardı ve zihnimde ölünüzün kokusunu dahi istemiyorum. |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|