12 Nisan 2020, 12:15 | #1 |
Aşk-ı Sükûn
Say ettim; yalnızlıkta, acizlikte, çaresizlikte… Say ettim; tevekkülde, teslimiyette, rızada... Say ettim; nefiste... kalpte… ruhta… aşkta… sükûnda… Nefisten kalbe, kalpten nefse say ettim… Döktüm tüm çakıl taşlarımı… Gözyaşlarımın verdiği serinlik ruhumu biraz ferahlatmıştı. Tüm cesaretimi toplayıp bakışlarımı yavrumun olduğu yere doğru uzattım. O da ne? Gözlerime inanamadım. Kupkuru çölün ortasında bir ananın gözyaşları rahmet, kanayan yüreği kaynak olmuştu. Bu su, kızgın çölde anayı temsil eder gibi akacak, kıyamete kadar gözyaşlarımla bereket bulacaktı. Nuriye Çeleğen, Aşk-ı Sükûn’da, Hazreti Hacer’in, teslimiyet ve tevekkülden örülmüş, yalnızlığın en koyusundan geçip hepimize analık eden şefkatiyle bereketlenen büyük yolculuğunu anlatıyor. Her kadın Hacer’dir, fark yürüyüştedir… TİMAŞ YAYINLARI Yazar: Nuriye ÇELEĞEN Sayfa Sayısı: 216 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
________________
*****
"Ardından karanlığın içinde bir kibrit yanmış. Geçmiş, geleceğin üzerinde kendini ateşe vermiş. Ve gelecek, geçmiş ile birlikte yok olmaya başlamış." ***** |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|