05 Nisan 2020, 21:49 | #1 |
Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali’nin Türk Edebiyatına kazandırdığı en önemli eserlerden biri olan Kürk Mantolu Madonna’da bir yandan Raif Efendi’nin yaşadığı aşk, içsel yolculuk tadında anlatılırken bir yandan da karakterler hakkında psikolojik tahliller ve betimlemeler okuyucuya sunulmaktadır. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Yazar: Sabahattin Ali Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları ISBN: 9789753638029 Sayfa: 160 sayfa Basım Tarihi: 2014 Kürk Mantolu Madonna Kitabının Konusu Roman, Maria Puder ile Raif Efendinin tanışmasını, aşık olmasını ve yollarının ayrılmasından sonraki hayatlarını anlatıyor. Romanın başında Raif Efendiyi anlatan kişi iş arkadaşı Rasim Bey'dir. Kürk Mantolu Madonna Kitabının Özeti Raif Efendi, saf, temiz kalpli, kimseye zararı dokunmayan kendi halinde biridir. Bir şirkette Almanca tercümanlık yapmaktadır. Rasim Bey’in aynı şirkette işe başlamasıyla tanışırlar. Rasim Bey, dikkatini çeken bu adamı daha derinden ve yakinen tanımak ister. Bir gün Raif Efendinin hastalanmasıyla evlerine ziyarete gider. Evde yaptığı gözlemlerle Raif Efendinin kalabalık bir evde yaşadığı ve ev halkı arasında da çok sessiz, sakin, varla yok arasında bir durumda olduğunu görür. Ziyaretlerini arttıran ve ev halkıyla yakınlaşan Rasim Bey’in bu ziyaretlerinden sonra Raif Efendi arasında bir yakınlık ve arkadaşlık başlar. Raif Efendinin hastalığı uzun sürer ve durumu ağırlaşır. Bir gün Rasim Bey’in, yine bir ziyareti sırasında Raif Bey ondan bir istekte bulunur. Çalıştığı işyerindeki çekmecede bulunan tüm eşyaları kendisine getirmesini ister. Ertesi gün Rasim Bey bu isteğini yerine getirir. Raif Efendi getirilen eşyalar arasındaki defteri Rasim Bey’den sobada yakmasını ister. Rasim Bey kabul eder ama aynı zamanda da içi merakla doludur. O gece Raif Efendi vefat eder. Arkadaşının vefatı üzerine Rasim Bey otel odasında koltuğuna uzanır ve Raif Efendinin defterini okumaya başlar. Raif Efendi defterde geçmişte yaşadığı ve unuttuğunu zannettiği ama unutamadığı bir olaydan ve hayatından bahseder. Raif Efendi, Havranda doğmuş büyümüştür. Babası zeytincilikle uğraşır. Savaştan yeni çıkıldığı için yoksulluk vardır. Buna rağmen oğlu Raif’i Almanya’ya sabun yapımını öğrenmesi için yollar. Raif Efendi Almanya’da sabun yapımını öğrenmekten çok kitap okumak ve başıboş dolaşmakla meşgul olur. Bir gün bir resim galerisinde gördüğü bir resme aşık olur. Her gün resmi pür dikkat incelemeye ve seyretmeye gider. Resimdeki kişi Maria Puder ‘dir. Tesadüf şekilde karşılaşırlar ve önce arkadaşlıkla başlayan ilişkileri karşılıklı aşka dönüşür. Raif Efendi para biriktirmek ve işleri yoluna koymak için Türkiye’ye yani memleketi Havran’a geri döner. Maria Puder ise Almanya’ da kalır ve hastadır. Uzun süre mektuplaşırlar. Ve mektuplar bir gün Maria’dan gelmemeye başlar. Raif Efendi artık kendisinin istenmediğini ve aşkın bittiğini düşünür. O zamandan sonra Raif Efendi sessiz sakin, içe kapanık, insanlarla ilişkisini kesen yaşayan bir ölüye döner. Taa ki yıllar sonra tesadüfen Almanya’dan tanıdığı Alman bir kadınla Ankara’da karşılaşır. Kadından bir şekilde Maria Puder’in yıllar önce vefat ettiğini ve yanındaki çocuğun da Maria’nın çocuğu olduğunu öğrenir. Raif Efendi yıllar önce mektupların kesilmesinin nedeni ve çocuğun kendi çocuğu olduğunu anlar. Vicdan azabı duyar. Maria’ya olan aşkı artar. Alıntı
________________
Düştüğüm her kuyudan mücadele ederek çıkmayı çocukken öğrendim. "Aslolan hayattır, hayat da BEŞİKTAŞ" [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
|
|
06 Nisan 2020, 00:39 | #2 |
Ah Çalıkuşundan sonra en sevdiğim türk roman. Şuraya kalbimi bırakıyorum.
________________
"such a beautiful place...to be with friends. Dobby is happy to be with his friend...Harry Potter"
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|