![]() |
| | #1 |
| Bugün duymuş olduğum şu cümlede takılı kaldım. SÖYLEYEMEMEK. Şarkının en can alıcı yönüydü.Bunun üzerinde sözler eriyip gitti. Neler birikmiş olmalı ki,nelerden vaz geçmiştir. Ya da neleri heba etmiştir. Biraz düşnünce bir parça da olsa kendimizi buluyoruz o sözlerin içinde. Yanılgılar,hayal kırıklıkları yarım kalmışlık ve dahası... Bİr parşa umut. Çokca da vaz geciş.Ama ap ayrı duygusu var bunların da- İnsan ruhu zorla terbiye de edilmiyor ki,gönül dediğimiz davanın beraatı da gelmiyor. Beklendikçe kaybolup gidiyormuyuz. Nedir bu çilekeşlik durumu kimdir bunun pilanlayıcısı. Ah bu başımıza zamansızca örülen sevda belası. Oy sızlayan yanımız vah aciz kalışımız. Katıksız bir şekilde acılardan mutlu oluşumuz.Nedendir bu çilekeşlik. Bir yanımızın hep sessiz incilmişliği,bir yanımızın özlemekten ölmeyişi- Bir dervişin yollara düşmüşlüğünün sebebi...Bana kalırsa bunların hepsi sende gizli. Bu kör olası şarkılarda,erken ölen şairlerin şiirlerinde, bir Kaptanın seyir defterinde- Artık çık dünyamızdan.Özgürlüğümüzü bırak bize düşümüzü gerçekleştirmemize izin ver. Genelde sitemlerimizde geç saatlerde oluyor. Nedense en dingin zamanımıza denk geliyor. Hazırlıksız yakalıyorsun bizi... Aptalca anlamsız bulduğumuz duygulardan bizi azad et... Düşme dilimize gelme gecelerimize. Dedik ya işte söyleyemedim. Zorda bırakma ruhumuzu Teslim almadan sahibi,bir kez daha vurma bizi. Çılgına çevirme kalemi söylemedik hepsi de bunla gizli... 👍 5 | |
| |
| Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| |