IR-SOSYAL FARKINDALIK Yaşadığımız çevrede ki canlıların başına gelen olayları algılayıp, topluma sesimizi duyurabileceğimiz alan |
|
Seçenekler | Stil |
29 Temmuz 2021, 09:05 | #1 |
Farkındalığı kadardır insan
İnsanın hayatı anlamlı yaşaması, kendi ritmini yakalayabilmesi oranında anlam kazanır. Kendisini doğal akışa bırakıp ritmi yakalayamamak gibi bir hatâya düşmesi, bocalamalar yaşamasına sebep olur. İnsanın kendi ritmini yakalayabilmesi, farkındalığıyla mümkündür. Kendini tanımayan, yeteneklerinden habersiz, ne gibi özelliklere sahip olduğunun bilincinde olmayan kişinin kendi ritmini yakalaması imkânsızdır. HER canlı, var olmanın çabası içindedir. Birileri yaşam kaygısıyla yapar yaptıklarını, başka birileri ise var olabilmenin gayretindedirler. Yaşamak isteyenlerin öncelikle gâyesi; fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabilmek, çevreden gelebilecek tehlikelere karşı kendisini koruyabilmek ve neslini devam ettirebilmektir. Bunlar, her ne kadar birbirlerinden farklılık arz etseler de, kısaca “hayvan” olarak adlandırılırlar. İşleri nispeten kolaydır. “Neye göre kolay?” denilecek olursa, “Üzerinde yoğun olarak duracağımız ikincilere göre” demekle yetinmek durumundayım. Başka birileri olarak ele alacaklarımız, aynen birinci kesimde olanlar gibi yaşama kaygısı gütmekle birlikte, var olma çabası içindekilerdir. Bu varoluş, fiziksel olmaktan öte bir varoluştur. Yaşadığı dünyaya damgasını vurmak ister. Görmek ile yetinmez, sorgular, anlamaya çalışır, sebep-sonuç ilişkisi kurar.Bunu yapabilmek için düşünür, kıyaslar, akıl erdirir, değerlendirir. Bu aşamada diğerlerinden ayrılır. Bu hâliyle insan olma vasfını kazanır. İnsan olmanın önemli özelliklerinin başında “farkında olmak” vardır. Fark etme, görmekten ayrı bir vasıftır. Bilgi edinir, anlamaya çalışır, duyumsar, çözümler, içselleştirir. Bunu yapabilecek vasıflarını bilişsel, duygusal, ruhsal olmak üzere üç kısımda ele alırsak, konuyu kavramamızı kolaylaştıracaktır. Bilmek, idrakin seviyesine göre değişir. Kişinin anlama ve algılama kapasitesi seviyesindedir. İnsan için bilgi edinmek, idrakin eşyaya ve mânâya ulaşması şeklinde tezâhür etmektedir. Bilmek, dışsal algılamayı içsel fikir ile birleştirmek ve bunların birbirlerine karşılık gelip gelmediğine bakmaktır. İnsanın sahip olduğu iç aydınlık, bilme düzeyini oluşturur. Bilmek, varlıklar arasında sadece insana özgü bir meziyettir. Bu meziyet insanın bilişsel zekâsı sayesinde oluşur. Fark etmenin ilk basamağıdır. Biliş, dünyayı anlamayı, tanımayı ve öğrenmeyi içeren zihinsel süreçtir. Ayrıca biliş, algılama, kavram oluşturma, hatırlama, sembolleştirme, düşünme, problem çözme ve yaratma gibi zihinsel aktiviteleri de içerir. Bu, alternatif bakış açısını ve sorgulamayı da gerektirir. Buna göre bilmek, kavramak, bilgiyi almak, depolamak ve kullanabilmek yetisini “bilişsel zekâ” olarak tanımlayabiliriz. Aynı zamanda buna “zihinsel zekâ” da denilebilir. Zihin gelişimi, bireyin gelişiminin ekseni niteliğindedir. Yaşam boyu çevreyi, dünyayı anlama yollarının daha bütüncül ve etkili hâle gelmesi süreci, zihin gelişimini oluşturur. Akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki değişimleri kapsar. Zihnî gelişim, ilk ortaya çıkan yapısal psikolojiye göre algı, imgelem, bellek ve muhakeme gibi zihinsel yeti, yetenek ve tutumların bir bütün hâlinde gelişme sürecidir. Bilgi edinmek, kişinin his dünyasını etkilediği nispette anlam kazanır. Burada insanın duygusal yapısı devreye girer. Duygu/his, olgu ve olayların insanın iç dünyasını harekete geçirmesi, değerlendirmesidir. Bu yetenek, duygusal zekâ olarak nitelendirilmektedir. Duygusal zekâ, kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati beslemesi ve duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme yetisidir. Korku, sevinç, üzüntü, öfke, şaşkınlık, utanç ve benzeri duygular, farkında olmayarak verilen tepkilerdir. Tepkinin nedeni araştırılmaya kalkılınca bilinçli bakış açısı ortaya çıkar. Bu duyguları frenleyerek kontrol altına alabilmek mümkündür. Bununla tam bir farkındalık oluşur. İnsanın duyguları yaşaması ne kadar doğal bir işlev ise onu yönetebilmek de o kadar önemlidir. Azı zarar olduğu gibi, çoğu da zarardır. Duyguların dengeli yürümesi önemlidir. Bu, duyguları başıboş bırakıp insanın içinden geldiği gibi hareket etmesi demek olmadığı gibi, duyguları bastırmak, sınırlara hapsetmek de değildir. Yeri ve zamanına göre, kendine ve başkalarına zarar vermeyecek düzeyde frenlemek, pozitif sonuç almak amacıyla kullanmaktır. Duygusal zekâ yetileri, hiçbir mânâda bilişsel zekâ yetilerinin karşıtı değildir. Aslında insanın başarısında birbirini tamamlayan unsurlardır. Her iki yetenek, kavramsal düzeyde ve gerçek dünyada dinamik bir etkileşim hâlindedir. Duygu, kişinin olay ve olguları sahiplenmesi, içselleştirmesi ve de yeri ve zamanına göre yönetebilme becerisidir. Modern çağda insanlar birçok konuda kanıksamış durumda, ancak bilgi ile elde ettiklerinin duygusal tatmininde bir noktadan sonra işe yaramadığını görmektedirler. Bunların ötesinde bir şeyler bulmak, farklı açılardan tatmin olma ihtiyacı hissettirmektedir. İnsanlar bundan dolayı yaşadıklarını, sahip oldukları değerleri sorgular ve daha başka şeyler arama peşine düşerler. Aslında aradıklarının mânevî tatmin olduğu, buna ulaşabilmek için de ruhsal yapılarını fark edip doğru kullanmaya ihtiyaç duydukları gerçeğini görmek gerekir. alıntı
________________
|
|
|
29 Temmuz 2021, 14:53 | #2 |
İnsan olmanın önemli özelliklerinin başında “farkında olmak” vardır.
Fark etme, görmekten ayrı bir vasıftır. Bilgi edinir, anlamaya çalışır, duyumsar, çözümler, içselleştirir. Bunu yapabilecek vasıflarını bilişsel, duygusal, ruhsal olmak üzere üç kısımda ele alırsak, konuyu kavramamızı kolaylaştıracaktır. aynen bu dediklerine katiliyorum emegine saglik
________________
No MoRe DramA
|
|
|
30 Temmuz 2021, 13:02 | #3 |
paylasim icin tesekkurler, olaylara sessiz kalmamaliyiz
________________
Fuego, sonrisas, realidad y dolor . . . Bırak elinde ki kalemi diyorlar, bırak şeytan doldurur. Ve bugün imge dediğin her şey, bir anda bizim gibi bir katil olur.. |
|
|
03 Ağustos 2021, 16:26 | #4 |
Paylaşım için teşekkür ederiz.
________________
Çok üzgün olduğumda bile bu durum beni pek üzmüyo bilmem anlıyor musunuz ? |
|
|
03 Ağustos 2021, 16:30 | #5 |
Empati yapabilen insan vicdanlıdır
Canlıdır gözlemler farkına varır Farkındadır Paylaşımına sağlık |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|