Zühre Yıldızı’nın Hikayesi
 

“Derler ki, aşk da unutulurmuş herşey gibi… Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da dolu dizgin devam ederken unutulurmuş aşk… Neyse ki, Zühre Yıldızı varmış göğün üçüncü katında… Halen aşık olup olmadıklarını ve eğer aşıklarsa kime aşık olduklarını hatırlamayanlar, göğün üçüncü katına çıkıp, zühre yıldızının elindeki aynaya bakarlarmış… baktıklarında gördükleri yüz, aşık oldukları kişinin yüzü olurmuş… Derler ki, bazıları sadece zifiri karanlık görürmüş aynada… Böylelerinin hafızalarından şüphe etmeleri yersizmiş… Çünkü tekleyen hafızaları değil, yürekleriymiş…”-mahrem

Zühre,
Adı her yere nam salmış, hafif meşrep, afyon içen, kendi bildiğinden şaşmayan, bir görenin tekrar dönüp dönüp baktığı, bakanı günaha teşvik eden eski güzeller güzeli Zühre. Yüzü suyu hürmetine sunaklarda kan akıtılan, sebebine gökteki tüm yıldızların utandığı kadın. hal böyle olunca etrafına erkekler pervane olur. Bir yüz uğruna gözleri kör olmuş aşıklar mumun etrafında sersemlemiş kelebekler gibi dönerler de dönerler.
Kelebekler dönedursun. İki melek. Nurdan yaratılmış. Öyle yüce öyle aydınlık. Harut ile Marut. Bu dünyada dönen tüm bu olayları görür. Bir türlü akıl sır erdiremezlermiş. Nasıl olur da insanoğlu nefsani duygularına yenik düşerdi?
İnsanın içindeki merak duygusu ikisini sarıp sarmalamış. Gittikçe öfkeye, kıskançlığa dönüşmüş. Daha fazla dayanamamışlar. Çıkmışlar Tanrı’nın huzuruna. Boyunları bükük, içlerinde gizli kibir. Biz derler, anlayamıyoruz. İnsan insana nasıl kul olur?


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Fotoğraf Pixabay’dan alınmıştır.

Tanrı madem öyle der sizi iki insan kılığında dünyaya Zühre’nin yanına göndereceğim. Ama siz siz olun günahtan sakının der.
İki melek tebdili kıyafet dünyaya Zühre için yola düşerler. Kendilerinden öyle emindirler ki yüzlerinde alaycı gülümsemeyle kadının evine varırlar. Kapıyı çalarlar. Kapı açıldığında melekler afallar. Kendilerinden geçerler adeta. Onlarda aşka düşüp aşkı tatmışlardır artık.
Zaman geçer. Zühre’nin eteğinden ayrılmazlar. Ağzından çıkan tek kelimeye yolları aşar, tek kelime ile günlerce kapısında beklerler. Zühre bir gün onlardan bir adam öldürmelerini ister. Gözlerini kırpmadan öldürürler.
Rivayet odur ki Zühre onların melek olduğunu anlar. Ve bir gece onlardan İsmi Azam duasını alır. Her kim ki bu duayı okur. Göğe yükselir. Öyle ki bu dua meleklerin tekrar göğe gitme anahtarıdır.
Zühre duayı okur. Göğe yükselir. Bir yıldız olur.
Harut ile Marut ise dünyada öylece kalakalırlar. Tanrı onları cezalandırır. Yeryüzünde bilinmeyen bir kuyuda baş aşağı kıyamete kadar asılı kalırlar..

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Alıntıdır.

Vayy Bee reis

Çok güzel bir hikaye.Yıldızları sevenler için bir başka güzel.