Ne Kadar Zenginiz? - IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi

**ZeyNa** · 30 Ocak 2021, 15:11

Soğuk yağmurlu bir gündü. Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı: “Eski gazeteniz var mı abla?”

Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim ama giydiklerine gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve su içindeydi.

“İçeri girin de, size bir şeyler ikram edeyim…” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Utana sıkıla bir gölge gibi içeri süzüldüler. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Sıcak bir içeceğin yanında reçel, ekmek de hazırladım. Belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar ocağın önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum.

Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti. Başımı uzattım içeriye. Küçük kız hayran hayran elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü; “Abla, siz zengin misiniz?” diye sordu.

Çocuğa “Zengin mi? Yo hayır!” diye cevap verirken, gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve; “Sizin fincanlarınız, fincan tabaklarınız takım…” dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi ama buna gerek yoktu ki. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarımın takım olduklarını hatırlatmışlardı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım, sıcacıktı. Başımızı sokacak bir evimiz, bana saygılı bir beyim vardı ve beyimin de bir işi…

Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri ocağın önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri, halının üzerindeydi hâlâ. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de..

Olur ya, unutuveririm ne denli zengin olduğumu…

ALINTI.

**Publisher** · 30 Ocak 2021, 16:56

Kalbinde biriktirdiğin tüm iyi duygular kadar zenginsin.

**Yazgı** · 30 Ocak 2021, 17:05

Ah Zeynam paylaşımları bile narin Zeynam senin kalbini severim.

**KivanC** · 30 Ocak 2021, 17:13

"Zengin Olan hislerin'dir, Bir avuc kadar olsada kâfir'dir"

Emegine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

**She** · 26 Şubat 2021, 22:21

Huzurun ve küçük mutlulukların olsun yeterli bu fani dünyada gelip geçici her şey zaten. Emeğine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] cım

**Reyhan** · 26 Şubat 2021, 22:27

"Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarımın takım olduklarını hatırlatmışlardı."

Ne güzel değil mi, işte zenginlik bu zaten..

**She** · 13 Haziran 2021, 20:53

Utana sıkıla bir gölge gibi içeri süzüldüler. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı

Ne güzel bir hikayemiş teşekkür ederiz @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

30 Ocak 2021, 15:11	#1
ZeyNa	Ne Kadar Zenginiz? Soğuk yağmurlu bir gündü. Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı: “Eski gazeteniz var mı abla?” Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim ama giydiklerine gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve su içindeydi. “İçeri girin de, size bir şeyler ikram edeyim…” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Utana sıkıla bir gölge gibi içeri süzüldüler. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Sıcak bir içeceğin yanında reçel, ekmek de hazırladım. Belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar ocağın önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum. Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti. Başımı uzattım içeriye. Küçük kız hayran hayran elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü; “Abla, siz zengin misiniz?” diye sordu. Çocuğa “Zengin mi? Yo hayır!” diye cevap verirken, gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve; “Sizin fincanlarınız, fincan tabaklarınız takım…” dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi ama buna gerek yoktu ki. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarımın takım olduklarını hatırlatmışlardı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım, sıcacıktı. Başımızı sokacak bir evimiz, bana saygılı bir beyim vardı ve beyimin de bir işi… Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri ocağın önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri, halının üzerindeydi hâlâ. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de.. Olur ya, unutuveririm ne denli zengin olduğumu… ALINTI.
	Alıntı Yap

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)