Geçen süreçte Sare’nin sınav sonuçları belli olmuş, İstanbul da kalmak istemediği için tercihini Erhan ile konuşarak ortak bir karar alıp Bursa’yı seçmişlerdi.

Erhan çalıştığı hukuk bürosu ile konuşarak Bursa’ya gitmek durumunda olduğunu açıklayınca, Erhan’ın çalışmasından çok memnun olan patronu ordaki bir arkadaşını arayıp ondan bahsetmiş ve Erhan’a Bursa’nın ileri gelen hukuk bürolarından birinde çalışma imkanı sağlamıştı.

Nikahlarının üzerinden iki ay geçmişti. Bursa da yepyeni bir hayata başladıklarında.. Erhan hukuk bürosunda, Sare Bursa Devlet Hastanesi'nde görevlerine başlamıştı. Bursa’nın Yıldırım mahallesinde temiz bir daire bulup mütevazi bir şekilde döşemiş ve yerleşmişlerdi.

Hamileliği sıkıntısız bir şekilde normal devam ediyordu. Komşularına, iş arkadaşlarına göre onlar birbirini çok seven ilk bebeklerini bekleyen ,yeni evli, tatlı bir çift profilindeydi.
Dışardan bakıldığında durum tam da böyle görünmekteydi.

Ev de ise, kafaları birbirine çok uyan, güzel anlaşan iki ev arkadaşı gibiydiler. Eve ilk kim gelirse yemek işini üstleniyor, yapılacak işleri hallediyordu.
Birlikte akşam yemeklerini yerken günlük yaşadıklarını birbirlerine anlatıyor, her şeyi birlikte yapıyor , hayatı paylaşıyorlardı.

Hiç aralarında konuşulmamış olmasına rağmen sessiz bir anlaşma yapılmış gibi ne İstanbul ne de İstanbul'dakiler konusu açılmıyordu. Geçmiş tamamen geride kalmış, köşkten ayrıldıkları o gün her şeyi de o köşkün bahçesinde bırakmışlardı sanki...

Erhan işini ve çalışmayı çok seven bir gençti. Daha geldiklerinin ilk haftası devir aldığı davayı başarı ile sonuçlandırmış işverenlerinin gözünde kendine iyi bir yer edinmişti. Başka dava dosyalarına da destek olup araştıran ,çözüm odaklı, gözü kara bir gençti.
Hırsı ,çalışkanlığı ,azmi onu diğer çalışma arkadaşlarından bir adım öne çıkarmıştı.

Gediklerinin ikinci ayında patronu adasına çağırmış ve ellerinde iki yıla yakındır süren bir dava olduğunu ve bunu onun devir almasını istediğini söylemişti. Dosyayı alıp masasına dönen Erhan dosyayı incelemiş ve hemen mahkeme günü ertesi gün olan dava için kolları sıvamıştı. Yaptığı araştırmalar sonucu yarın olmasa da bu uzayan davanın kısa sürede başarı ile sonuçlanacağı konusunda neredeyse emindi..

Davanın konusu çok tanıdıktı esasında. 16 yaşında bir kız amcasının 19 yaşındaki oğlu tarafından tecavüze uğruyor. Kılıç kırılır yen içinde kalır hesabı aile içinde kalsın düşüncesi ile kız amca oğlu ile imam nikahı yapılıyor. Amca evinde yaşamaya başlıyor.
Çok güzel olan kız bununla da kutulamıyor, amcanın sürekli istismarı ile yaşamak zorunda bırakılıyor. Tehdit ve korkuyla susturulmaya devam ediyor.

Hamileliğinin yedinci ayında yine bir istismar sırasında dayanamıyor ve eline geçirdiği ütüyü amcasının başına indiriyor ve beyin kanaması geçiren amca hastaneye, kız cezaevine..

Geçirdiği travmalar sonucu cezaevinde rahatsızlanan kız bebeğini kaybediyor. Neyse ki amca uzun tedavi süreci sonucu amca ölmüyor ama sakat kalıyor.

Erhan dosyadan çok etkilenmişti. O akşam dava için son hazırlıklarını yaparken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştı. Kapısının tıklatılması ile daldığı evraklardan başını kaldırıp elinde iki fincan kahve ile bekleyen Sare’ yi görünce:

-Gelsene Sare , Dalmışım ya..

-Fark ettim avukat bey ,saatlerdir buradasın. Yeni bir dava sanırım, konusu ne hiç bahsetmedin de..

diyerek onun fincanını önüne bırakıp karşısında bulunan Erhan’ın tek kişilik yatağının ucuna oturdu. Kahvesinden bir yudum alarak, Erhan’ı dinlemeye hazırlandı.

Erhan sıkıntılı bir şekilde derin bir iç çekip dosyayı kenara itti. Kahvesinden bir yudum aldı:

-Imm eline sağlık öyle iyi geldi ki..

-Afiyet olsun..

-Bahsetmedim çünkü üzülmeni istemedim. Biraz üzücü bir dava..

-Ne gibi.. Anlatsana..

Bunun üzerine Erhan davanın detaylarını anlatmıştı. Sare çok üzülmüş ve çok da etkilenmişti. Mahkemeye gelmek istediğini söylemiş ama Erhan kabul etmemişti.


Ertesi gün dava görüşmüş ve tekrar üç ay sonraya gün verilmişti. Erhan’ın istediği ve beklediği bir sonuçtu bu. Bu sürede yeni bir savunma hazırlayacak ne yapıp edip O kızı kurtaracaktı. Yeni hedefi buydu. İkinci kahramanlık yola çıkmıştı..

O kızın adı Bade idi..