IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


27Beğeni(ler)


 
Seçenekler Stil
Alt 14 Eylül 2023, 09:16   #1
Editör
Brittle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Ne Seninle Ne Sensiz... 7.sayfa

Ne Senle Ne Sensiz... 7.sayfa



Odası 4.katta sekiz kişilik ranza düzeninde bir odaydı.. Karşılıklı iki duvar boyunda dizilmiş ikişer ranza..Her ranzanın ayak ucuna katlı bir şekilde bırakılmış ikişer battaniye, birer nevresim takımı, birer yastık...Kapıya karşı gelen duvar boydan boya cam...
Camı görünce şaşkınlıkla karışık bir mutluluk hissetti..Onların camları yarısına kadar gri boya ile boyalıydı..Boyalı olmasına rağmen cam kenarında durup dışarıyı izlemeleri yasaktı...

Ranzaların aralarında dolaplar yerleştirilmişti..Dört bir tarafta dört diğer tarafta..Yatakların dördüne nevresimler takılmış ve yapılı bir şekildeydi..Boş gördüğü yataklardan kapıya en yakın olanın üstüne oturdu.

Dün İzmirden ayrıldığından beri ilk defa kendini güvende hissetti..Bu ortam ona o kadar tanıdık o kadar bildikti ki...Alışık olmadığı kendini kaybolmuş hissettiği o karışık gelen dış dünyadan sonra yine güvenli alanında olmak iyi geldi Sareye..Tam o sırada telefonu çaldı..Telefonun ekranında "Suna Anne" yazısını görünce yüzü aydınlandı;

-Efendim Suna Anne

-Sarem, kuzum n'aptın yerleştin mi yurda? Aramadın merak ettim..

-Yerleştim yerleştim odamdayım şimdi..Biliyomusun hiç zorlanmadım..Kayıt falan çarçabuk halloldu..Yurt müdürümüz çok tatlı bir kadına benziyor..

-Biliyorum Sarem, aradı burayı az önce görüştük kendisiyle...Artık seni ona emanet ettim..Bundan sonra ordaki Suna Annen o..Neye ihtiyacın olsa ona git..O yardımcı olacak sana her konuda..Sana söylediklerimi de sakın aklından çıkarma güzel kızım..

-Merak etme Suna Anne, hiç unutur muyum!

-Beni de habersiz bırakma sakın e mi?...Yine arıcam ben seni..Kendine mukayyet ol, tanımadığın insanlara da hemen güvenme sakın! Öpüyorum yanaklarından..

-Ben de seni öpüyorum , sen de iyi bak kendine..Kızlara da selam söyle...

-Söylerim elbette..Hadi bakalım yeni hayatın hayırlı uğurlu olsun kuzum..

-Saol Suna Anne..Görüşürüz....

Telefon elinde bir süre hareketsiz kaldı öylece..Suna Anne dediği kadın Buca'da kaldığı yetiştirme yurdunun müdürü idi..Onun bu hayatta kan bağı olmaksızın ailem diyebileceği tek kişiydi belki de...Ne çok severdi Suna Annesi...Kendi öz evladı gibi..Yıllarca onu koruyup kollamış kendi kızı gibi yetiştirmişti..
Bugun Tıp Fakultesini kazanmışsa onun bundaki emeği yadsınamazdı.İzmir de kalmayı bu nedenle çok istemişti ama Suna Annesi ''Madem bu puanı aldın neden daha azına razı gelecekmişsin, İstanbul da okumak herkesin hayali, sen güçlü bir kızsın! Bunun da hakkından geleceksin''diyerek İstanbul 'u tercih etmesini sağlamıştı.

Kapının açılmasıyla daldığı düşüncelerden sıyrıldı..İçeri elinde bir kutu süt ile bir kız öğrenci girdi, Serra yı farkedince;

-Aaa merhaba, hoşgeldin ilk düşenimiz sen misin bu sene?

Sare soruyu tam anlamadıysa da;

-Merhaba, hoşbuldum...Sare ben..

Diyerek ayağa kalkıp elini uzattı.

-Nur ben de..3.sınıf öğrencisiyim..Manisalıyım..

Yandaki dolaplardan birini açıp elindeki sütü dolaba bıraktı, gelip Sare'nin karşısındaki yatağa oturdu;

-Söyle bakalım sen nerden geldin?

-İzmir...

-E Süper! Hemşehri sayılırız..

O gün tanıştığı Nur un onun için bir hemşehriden çok daha fazlası olacağının henüz farkında değildi Sare...

Nur uzun boylu, kumral, kıvırcık saçlı,narin yapılı bir kız idi... Çok hızlı, bir yere yetişmek istermiş gibi telaşlı telaşlı konuşuyor ve elleri de sürekli hareket ediyordu..Kıpır kıpır,yerinde duramayan bir yapıdaydı..Nur karşısında oturmuş yurdu, diğer oda arkadaşlarını, okulu, ailesini anlatırken Sare ona ısındığını hissetti..Kendisine o kadar uzak bir karakter olmasına rağmen ona o kadar doğal, o kadar anı yaşayan ve gelişine konuşan bir hali vardı ki...

Manisalı çiftçi bir ailenin iki çoçuğundan biriydi Nur...Ailenin bütün geliri üzümcülüktü..Kendinden 2 yaş küçük bir erkek kardeşi vardı, o da bu sene üniversiteye başlamıştı, yakın olduğu için izmir i tercih etmişti..Doktorluk onun çocukluk hayaliydi..İlk sınava girdiği yıl kazanamamış, yılmamış tekrar hazırlanmış ve sonunda istediğine kavuşmuştu..İstanbul’ a ilk geldiğinde çok sıkıntılar yaşamış, uyum sağlamakta çok zorlanmıştı.Kendi yaşadıklarını Sare yaşamasın diye elinden geleni yapacaktı...

Suna Annesinin de dediği gibi O gün başlamıştı Serra’nın yeni hayatı...Nur yeni hayatındaki en yakın dostuydu artık..
Hiç bilmediği yeni dünyada yol gösteren bir pusula olmuştu ona adeta...

Üniversitenin ilk günü sabah heyecanla uyanmış, ilkokula başlayan bir öğrenci misali titizlikle hazırlanmıştı..Yurtta kahvaltılarını edip Nur ile birlikte kampüse yollandıklarında Nur da da ayrı bir heyecan vardı, yaz tatili boyunca ayrı kaldığı erkek arkadaşına kavuşacaktı...

Kampüsün kapısından geçip Nur’un yönlendirmesi ile doğruca kantine doğru yürüdüler..Hava henüz yazdan kalma olduğu için kampüs bahçesi cıvıl cıvıldı...Öğrenci grupları kahvelerini çaylarını almış çimenliklere dağılmışlardı..Yanında yürüyen Nur birden durdu ve bir sevinç çığlığı attı..Sare ne olduğunu anlamak için ona bakarken karşıdan hızla onlara gelen genci görünce, anladı ki bu o meşhur’ Semih’...

Nur ile Semih in kavuşmalarını, birbirlerine hasretle sarılışlarını, coşkuyla birbirlerine birşeyler anlatışlarını yüzünde mahzun bir gülümsemeyle izlemeye koyuldu...O kadar güzel görünüyorlardı ki...Hasret gidermeleri bitince ancak farketti Semih Nur’un yalnız olmadığını ve dönüp yüzünde kocaman bir gülümsemeyle;

-Merhaba ufaklık..Sen yenisin galiba...Ben Semih...

diyerek boşta kalan elini Sare’ye uzattı.

-Merhaba..Ben de Sare..Evet yeniyim...

Nur araya girdi;

-Sare oda arkadaşım aşkım, İzmirli üstelik..Ve tıp kazanmış..Baldızım yok diye de üzülme artık var! Hem o seni çookdaan öğrendi bile :)

Nur Sare’nin hikayesini dinlediği günden beri Sare’yi kızkardeş ilan etmiş ve onun gönüllü vasiliğine soyunmuştu.

Bugüne kadar abla abi ilişkisi olmayan Sare üniversiteye başladığı ilk gün bir de ağabey kazanmıştı...

Semih Malatyalı iyi bir ailenin 4 kız evladdan sonra 5.erkek evladı idi..Varlıklı bir ailenin özlemle bekleyip sonunda kavuştuğu bir evlat olmanın bütün avantajlarıyla yetişmiş ve daha o üniversiteye başlamadan geleceği planlanmış, aile şirketindeki odası bile hazırlanmıştı...
Şirkette çalışmak yerine sahada olmak isteyen Semih aileye inat mühendislik fakultesine girmiş ve son sınıfa kadar da gelmeyi başarmıştı...Esmer yanık teni, simsiyah saçları, zeytin gibi kara gözleriyle, boyuyla posuyla, girdiği ilk ortamda direk dikkatleri üzerinde toplayan yakışıklı bir gençti...Nur onu ilk defa geçen senenin başında fakültenin kantininde iki grup arasındaki hararetli bir tartışmada farketmişti...Süregelen Tıplılar mı Mühendislikler mi bu kantinin asıl sahibi mevzusunda,karşılıklı birbirlerinin tezlerini çürütmeye çalışırken yakınlaşmış ve aralarında güzel bir aşk doğmuştu...

Sare içinde kaybolup gitmekten korktuğu İstanbul ‘a , yurduna , okuluna Nur ve Semih sayesinde çok çabuk uyum sağlamıştı..İkisi de onu adeta küçük kız kardeşleriymiş gibi kabul etmişti..Onların dersi bitmiş dahi olsa, Sare’nin dersinin bitmesini kantinde bekliyor ,onu almadan kampusden ayrılmıyorlardı..
Ders dışında kalan zamanlarda birlikte İstanbul’u gezip görüyor ,hep birlikte zaman geçiriyorlardı..
 
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:46.