IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


14Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 22 Aralık 2019, 03:29   #11
Standart

GÜLE AŞIK

Medine,de bir gül yatar,
O gül’ dür bu dünyaya gelişimizin sebebi,
O gül’ dür bütün acıları dindiren,
O gül medine de yatar

Ne garibtir ki...
Giden bir daha gitmek ister
Ne dersiniz? Varmıdır bunda bir hikmet?
Boşuna dememişler...
Alemlere rahmetsin Hz.Muhammed sav.

Gitmeyenler, gidip de görmelidir,
o manevi havayı, o tertemiz kaynaşmayı...

Onun aşkı ile yanıp tutulan
Bilir ne kadar mükemmel bir insan,
O dur insanı kırmayan
O dur zengin ile fakiri ayırt etmeyen

Muhammedül Emin dir onun ismi,
Budur onun herkese ideal olmanın sebebi
Cünkü hem kafir güvenir,
severdi o nur yüzlü rehberi

Ya Muhammed, tek rehber ve öndersin sen
Anlatmışsın islami en güzel dil ile sen
Ahlakın ile büyülendik hem düsman hem bizler
Ama kıymet bilmeyen yine bizler..

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:29   #12
Standart

GÜL yüzü buluşma yeridir,
En temel kavuşmalar GÜL yüzünden gerçekleşir.
Bakış ki,aşıkın maşuka dönüşüdür;
İlk tanışma ve son ayrılıktır.
Sonra mayelenir bakış,
Bakış aşk olur bakış vuslat olur.
Aşuk ve maşuk tanışmaktan öte geçerler.
Geri döner ve sanki birbirlerini hatırlamış olurlar.
İlk bakışma sonsuz beklemelerin durulduğu bir göl olur.
Güzellik GÜL yaprağında beklemiştir aşkı
Aşk GÜL yüzünden güzelle buluşur
Aşk GÜL tenlerde kılar kendini
Ve güzellik aşkın bakışıyla seyre dalar kendini.

..........

Meğer GÜL,yüzüne Nazar Eden olduğu için GÜLmüş.
Her şeyi ve herkesi Varedenin Teveccühüyle GÜLmüş.
Önce Teveccüh Eden varmış.
Yokluğa yönelmiş Ebedi Güzellik Sahibi.
Bilinmek dilemiş,sevilmek irade etmiş.
Gizliden açığa çıkmış''Mahfi Hazine''
Hiçlik şafağı kızıla boyanmış.
Varlık güzel yüzlü bir GÜL olmuş.
Varedilen her şey bir GÜL yüzünde taçlanmış.


...........

Biz dikenlerdik aslında.
Yalnızca bir GÜL hatırına bu bahçeye vardık.
GÜL-ü Muhammed'in(as) yüzünde buluştuk.
GÜL-ü Muhammed'in(as) yüzünde tanış olduk.
Sonra her şeyi ve herkesi yüreğimize çağırdık.
Her şeyi elimize aldık.Herkese elimizi verdik.
GÜLün yüzüne vardık.
GÜL yüzünden varolduk.

............

Sevgilinin teveccühünü yüzüne devşiren GÜL'e,
Yüzümüzü sevgilinin vechine çeviren GÜL'e,
GÜL'lerce salat,yüz'lerce selam ettik...

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:29   #13
Standart

Ey!. Münevver Medîne, Ey!. Gönüller beldesi,
Ey!. Devri cehâletin, mahkûmiyet beldesi.
Çınlıyor göklerinde, her an Muhammed sesi.

Gör ki, yine ehli şirk, zulmediyor bu dîne,
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

Susadım şefkatine, yine gönlümde serâb,
Sustu rahlede bülbül, bahçede güllür harâb,
Taşıyor sokaklardan, yine zillet ve şarâb;

Gör ki, nice âlemler, nifak soktu bu dîne,
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

Adâletin kendi yok, dillerde kaldı adı;
Yeryüzü bir toz duman, kim suçludur, kim kadı!.
Doğruyu Allah için, söyleyen kul kalmadı,


Hep,"İRTİCÂ" diyorlar, buralarda bu dîne,
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

O gözyaşlı kızların, başlarında peruklar,
Böyle fetvâ veriyor, ulemâda doruklar.
Suspus olmuş, tutulmuş, tüm nefesler soluklar?

Çok zoruma gidiyor, yapılanlar bu dîne,
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

Bir yanda din tâciri, arkadan vurur beni,
Bir yanda zorbaların, hiç kızarmayan teni.
Elden ele geziyor, dinde reform bülteni;

Yeter artık!. Bu cür'et, revâ değil bu dîne,
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

Çöktü insan fıtratı, payandalar yetmiyor,
Ekranlarda çığlıklar, kulağımdan gitmiyor,
Soygun, talan, cinâyet, çağdaşlıkla (!) bitmiyor;

Nesiller küstürüldü, çağlar üstü bu dîne;
Hicret etsem beni de, alır mısın MEDÎNE?..

Ey!. Mübârek Medîne, Fahri Âlem beldesi,
Kardeşliğin, barışın, adâletin simgesi,
Çınlasın göklerinde, salât üs selâm sesi.

Ben ki; kâlû belâda, teslim oldum bu dîne,
O yemyeşil kubbene, beni de al MEDÎNE...

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #14
Standart

Aleme ervah, bugün bizimle beraberdiniz
Meleği ala beraberdir bizimle
Ve şimdi biz meleklerle diz dize

Rebiüevvel ayının onikinci gecesi, yer Mekke
Ebu Tâlib mahallesi Leyl çarşısı
Bir ev Abdulmuttalib’den oğlu Abdullah’a kalan
Bir hane şimdi Abdullah ‘da yok,karanlık ve Hz. Amine
Üflesen sönecek gibi yıldızlar
Ve beklenen bir var, O ...

Rebiüevvel ayının onikinci gecesi yıl 571
Nisan ayının yirmisi,günlerden Pazartesi
Ebu Talib mahallesinde saadetli bir ev, saadetli bir oda
Abdimenaf kızlarını andıran huriler dolaşıyor oda da
Birinin elinde cam bir kase var içi şerbet dolu ama sanki kar
Hadi al, bu içecek cennet tavıdır ,al ve iç

Bu sana Allah’ın ikramıdır.
Ve yudumlanıyor şerbet
Allah’ın adıyla
O anda beyaz bir kuş bembeyaz kanadıyla Hz Amine’nin sırtını sıvazlıyor
Ve beklenen biri var , O...

Rebiüevvel ayının onikinci gecesi
Vakit seher vakti, yıldızlara uzansan tutacaksın
Hele biri var ki küçücük bir dolunay sanki
Bu onun yıldızı, ve bir nur denizi, O’nun denizi
Semave vadisi sular altında
Çünkü O geliyor
Çekilen ve kuruyan Save gölü , sönen Mecusi ateşi
Çünkü O geliyor
Zincire vurulan şeytan göklerden kovuluyor
Kisra saraylarından çatırdılar geliyor, çünkü dünyaya O geliyor
Ve gökten inen üç melek ellerinde üç bayrak
Biri güneşin doğduğu yerde,biri battığı yerde güneşin
Diğeri Kabe’nin üzerinde müjdesini veriyor kainat güneşinin...
Bu muştunun ardından kat be kat semalardan boşalıyor melekler
Allah’ın rahmeti üzerine olsun ey Nebi...

Ve bir nur doğdu ayın ondördü gibi
O doğdu, kalplere sürur doğdu
Gerçek oldu annesinin rüyası
Hz.İbrahim’in duası kabul oldu
Yer de ve gökte övülecek şan doğdu
Ümmetinin göz nuru habibi zişan doğdu
Şimdi kaplasın onu bir ak bulut
Ve dolaştırsın melekler, doğuyu ve batıyı
Varlıklar onu birde suretiyle tanısın
Yusuf’u görüpte parmağını kesenler baksın bir kez O’na da yürekleri doğransın

Hoş geldin ey ledün ilminin sultanı
Kabe’nin canı,
Dertlilerin dermanı,
Hoş geldin ey cihanın padişahı !
Kur’an’nın sırrı
İrfan ehlinin şahı
Hoş geldin ey enbiyalar sultanı !
Cemal bahçesinin bülbülü
Kainatın nazlı gülü,
Hoş geldin...

Rebiüevvel ayının onikinci gecesi
Yirmibirinci yüzyıl
Olanca genişliği ile yeryüzü
Ve efendiler efendisi gönüllerde doğmaya devam ediyor...

Ey Nebi
Alemlere rahmet geldi
Sana sâlat ve selam
Efendimiz
Hoş geldin....

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #15
Standart

Sagdan geliyorlardı soldan....
önden ve arkadan...
sanki arı kovanından boşalıyorlardı...
hiçkimse kalmamıştı Sultanın yanında...
bir er vardı arslanlar kıskanır yüregini
bir er...
kurban bir gönül...
verdiği sözde duran bir arslan....
TALHA........r.a

yer Uhud meydanı ....
ter içinde TALHA....
canını hiçe sayıyor...
yarına (s.a.v.)kıyamıyor...
döne döne çarpişmakta TALHA.....
azrail sırayı şaşırmakta...
her inen kılıç...
bir ölüm fermanı yazdırmakta....

bir ok atıLmış...
hedefte GÜLLERİN EFENDİSİ...!
bir el açılıyor.....
perde Nurun ala nura...s.a.v.
el parçalanıyor,sinirler dagılmakta...
hiç haberi yok...
kendinde değilki TALHA...
tek derdi aman birşey olmasın...
kılına Efendimin kimse dokunmasın...!

GÜL SULTAN S.A.V. ANLATIYOR...
"o gün sagımda cebrail solumda TALHA...
başka hiçkimse yoktu arasamda..."

Heryeri kılıç darbesi TALHANIN....
kan musluğu yaralar...
altmışaltı büyük,sayısız küçük yara...
bayılınca bir ara aşkla savaşırken...
kuşuverdi EBUBEKİR kardeşinin yardımına...
su serpti yüzüne başını kaldırırken...
ayılınca TALHA...
soruverdi...
RASÜLULLAH NASIL?
iyidir deyince EBUBEKİR...
O iyiyse bizde iyiyiz deyiverdi...

görünce ayıldığını TALHA'nın...
Rasülullah geldi yanına...
öpülesi eller mesh etti,sıvazladı...
ellerine açıp RABBİNE AGLADI..
"ALLAHIM TALHA'MA ŞİFA VER"

takipteydi nasipsiz bir kafir bu ara...
yılan gibi Rasüle sokulmakta...
Bir kılıç darbesi vurdu Peygambere...s.a.v.
düşüverdi Gül sultan çukura.
düşerken migferinin demirleri yüzüne battı...
yüzü yaralandı...
çok kötüydü durum...
DURULMAMALIYDI BU MEKANDA..
Yetmişten ziyade kılıç darbesi almıştı Peygamber...
ayakta duramıyor yürüyemiyordu...
bir şey yapmalıydı TALHA.....r.a
sırtlayı verdi kendi yaralarını unutup SULTANI...
ta kayaların başına taşıdı...
öldü öldü derlerken RASULE...
BASINIZ EFENDİM SIRTIMA...
ÇIKINIZ ŞU KAYAYA...
GÖRSÜNLERDE ANLASINLAR...
BİZ ÖLMEDİK DEYİVERDİ...
VE ÇIKTI GÜLLERİN EFENDİSİ...s.a.v.
ÜMMETİN SEVGİLİSİ...

O zaman Resûlullah efendimiz buyurdu....
"TALHA bana yardım ettiği zaman
Cennet ona vacib oldu"

SELAM OLSUN...
UHUD EHLİ....
SELAM OLSUN TALHA R.A..
SAYISIZ SALAT SAYISIZ SELAM OLSUN
EY GÜZEL PAYGAMBERİM...S.A.V.

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #16
Standart

Arş'ın kubbelerine, adı nûrla yazılan,
İsmi; semâda ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan,
Yedi katlı göklerde, Hâk Cemâli'ni bulan,
Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed.
Sağnak nûr yağmurları, inerken yedi kattan,
O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk'tan;
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Güneşler, o gecenin, nûruna secd ederken,
Yıldızlar, meşk içinde, kâinat vecd ederken,
Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken,
O gece sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Kâbe'de şirk taşları, putlar yere dönerken,
Cehâlet bayrakları, birer birer inerken,
Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken,
Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken,
Arz'dan Arş'a , Âlemler, rahmetini bulurken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen,
Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen,
Alnında, âlemlere rahmet tâcı görülen,
Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen,
Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
Beşeri şüpheleri, Kur'ân ilmîyle silen,
Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi,
Sen ki; Kur'ân şâhidi, Allah'ın son elçisi,
Kurtuluş habercisi, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren,
Zulüm sancılarını, şefkâtiyle dindiren,
İnkâr yangınlarını, irfânıyla söndüren,
Âlimlerin sultanı, Yâ Hazreti Muhammed.

Sen ki; güzel huyların, ahlâkın meş'alesi,
Sabır doruklarında, beşerin en yücesi,
Senin Cennet mekânın, fakirlerin hânesi,
Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.

Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan,
Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan,
Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed.

Sana şâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
Sana şâhid, âyetler, her zerre ve her mekân,
Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can?
Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed.

Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler,
Seni selamlıyorken, her katta peygamberler,
Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
Hâkk' a yalnız yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed.

Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin,
Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin,
Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed.

Hâkk ile, kul vuslatı, o îlahi düğünde,
Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
Hasatları, has tartan, o terazi önünde,
Noksanları bağışlat, Yâ Hazreti Muhammed.

Bu îman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak,
Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak,
Gönül tortularımız, nûr'unla paklanacak,
Andımıza şâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed.

Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin,
Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin,
Cennetler şâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed

(SALLALLAHÜ ALEYHİ VE SELLEM)

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #17
Standart

GUL DESEM

Sahte güneşlerde kavrulan gönlümün çatlayan vadilerine, pırıl pırıl gülümseyen bulutlar, gül kokan yağmurlarını usul usul indirse..Mevsimleri alsam kollarımın arasına.. Kışta kalan bütün tohumlar gecelerinde, gülün kırmızı düşünü görse..İçimden kopup toprağa titreyerek düşen her yaprak,hazanımı güle açılan bir yol bilse..

Bu dünyanın kızgın dalgalarının dehşeti ile parçalanan kıyılarım,bir gül vaktinde Ay’ın yüreğime vuran gölgesinde yetim başlarını okşayan o şefkatli elin merhametiyle onarılsa..Gecenin siyah perçemine karışan yalnızlığımın solgun yüzü, bütün sessizlikleri sızlatan bir sedayla gönül aynalarıma çarpıp kırılsa..Kırılan her parça, yeni bir yüz olup bir gülün sesine dost olsa..

Gül desem..

Bu dünyaya dair ne varsa yeni bildiğim, hepsi eskise bir bir içimde.Soğuk bir hançer gibi damarlarımı yırtan isyanlarımı çekip çıkarsam kalbimden..Kanayan yaralarımın sancısını bir gül yaprağının sıcaklığıyla dindirsem..Sıcak, buhar buhar yükselirken semaya,ufkun ince çizgisine doğru aşkı soluyarak savrulan mahzun bir kum zerresi olsam..Gülün ayağını kaldırdığı yere, ben bıraksam yüreğimi.. Uzun yolların yorgunluğuna sükut eden bir çehreyle,kafesinden kurtulan bir güvercin misali, tutsaklığı ruhumda elesem,ömrümün bir ucundan diğer ucuna dek koşar adım gülün ateş kırmızısı izini sürsem…

Gül desem..

Yalanın ve riyanın gökte yıldızların ışığını söndürdüğü,mum ışığına sürgün düştüğüm vakitleri unutsam..Karanlık zincire vurulsa önce yedi yerinden, sonra eriyip aksa gözlerimden.Gül gölgelerinde oluk oluk kandiller yansa mehtabın titreyen gamzesinde..

Puslu çöllerin susuz feryadına bulansam içimin sessiz çığlıklarını..Bir akşam yıldızı duysa iniltilerimi de İnse, göklerden simleri dökülmüş gecenin gerdanına..Gül adında bir ışık saçsa ruhumun girdabına..
Artık hüzün şarkılarını söylemekten vazgeçse iklim..Şiir şiir bir özlemi taşısa ellerim.Her ıslandığında bir gülü büyütse içinde gözlerim..

Gül desem..

Taif’e gitsem.Atılan taşlara bir perde olup gerilsem.Sevr mağarasında kanatlanmayan kuşun kanadında bir tüye dönsem..Mağarayı kapatan örümceğin ağındaki bir ilmeğe ersem.

Gül desem..

İntizarımda kapanmayan gözlerime gül tozundan sürmeler çekilse,kalbimin surları gül yaprağından örülse.Gönlümün kabuk bağlayan yanıklarına gül adında bir merhem sürülse.

Çehrelerin engebeli yollarına gülden bahçeler döşense..Her bahçede güle tutkun bir bülbül ötse.Kuş yavruları sımsıcak gülden hikayelerle ısınsa..

Gül taşıyan çağlayanlar süzülse parmaklarımdan, topraktan gül devşiren düşlerime..sokaklar,solgun ışıklar,yakamozlar gül koksa..Caddelerde ağaçlar,pencerelerde saksılar gül koksa..Demir parmaklıklar gül dalından yapılsa,onlar da baharda gül diye açsa..

Ayaz gecelerin kuytusunda,uykuyu bekleyen dertli gözlere, gül yudumlayan ninniler asude uykular taşısa.

Gül desem..

Gül renginde katmer katmer açılan guruptan ruhuma dökülse melekler.demet demet gül rayihasında sallansa bütün beşikler…Bir kuşluk vakti gül adında bir sızı düşse yüreğime..Kabaran denizler gül diye çıldırsa..Silkelense gök maviliğinden.Gül yağınca semadan ızdırabım inşiraha dönüşse..

Gül desem..

Hasretinin soğuğunda kırağı vuran çiçeklerim dirilip gürbüzleşse.Günahlarımın karasına boyanan kanım, gül renginde temizlense…Ağır aksak yürüyen vicdanıma can gelse..Ruhumun viran olmuş bağları bir tutam bahar ışığı ile tazelense..Gülün şefkati ile süslense boynu bükük fidanlarım..

Buket buket gülle doldurup heybemi, uzak diyarlara ömrünü adayan bir seyyah olsam.Her ülkenin açılmamış paslı kapılarına taze bir gül dalı bıraksam.Gözlerini yazmaya adamış bir hattat olsam.Her harfime bir gül düşürsem.
Ellerini nakışlarına adayan bir nakkaş olsam..Her nakışıma bir gül sığdırsam.

Gül desem..

Güle yazılan bütün yazıları ben okusam.

Bütün şiirleri ben ezberlesem. Güle adanan nefeslerim tükenene dek, bir gül destanını içinde ömür sürsem. Bütün şakıyan bülbüller sussa.. Güle aşkımı ben söylesem, ben anlatsam..

Dökülse kanlı pasları gözkapaklarının.Kırılsa kapıları gülsüz geçen yıllarımın.İçimi yakıp yıkan rüzgarlar gül sularında durulsa..

Gül desem..!

Beni bir gül sevse..!
Beni bir gül anlasa..!

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #18
Standart

NURUNDANDIR BÜTÜN NURLAR

“Beni seven cennette benimle beraber olur”

Mihrabım!

Mihrabıma uğra saba yeli,huzuruna varıp edeple, selamımı ilet, heceler yarım yamalak, heyecanlar salkım saçak….

“Ant olsun kuşluk vaktinde…” O’nun saçlarını kıskanmaktan gecenin bağrı yanık; gece yarısı hasretle uyanıktır.

“Güneşe ant olsun …” O’ndan daha kutlu bir faniyi hiç izlemedi ve ondan daha kıymetli bir hazineyi hiç gizleyemedi.

Ahmed (S.A.V.) !… Gönüller gıdası ruhlar şifası… Gözlerin feri, şerefin zaferi…

Dudağının değdiği bir güle bin can feda Ahmed (S.A.V.), eline değişmiş bir ele cihanca cihan feda !

Işığım!

Göz kırpasıya Burakınla vardığın yere bin yılda varamazken berk uran melekler, nasıl aşkına dönmesin zeminler ve zamanlar, nasıl tutulmasın burçlar ve felekler. Sen var iken kıblem, gök ile yerin hangi varlığa adansın ya emekler, ya hangi renk iltica etsin dallarına çiçekler ?

Cemalini gören aşık iken nurum,gamzene rüyada olsun ermesin mi tennure kelebekler ?

Günaydınım !

Tohum versen de bize mahsul olabilseydik, kanat olsan da bize katına varabilseydik.
Şarkıların ürperdiği şebnem avuçlarında Medine rüzgarlarının ışıltılı kumlarınca yanabilseydik, Sana kanabilseydik.

Bir kez olsun aşkınla döktüğümüz gözyaşlarından abdest alabilse ve denizine bir kez olsun dalabilseydik, ya denizinde kalabilseydik.

Himalayalar kadar kara yüzümüzü kara yerlere sarabilseydik; bağrından raziye ve marziye ilhamlar alabilseydik.

Sevgilim!

Kutlu gelişine yüz bin selam olsun, sen aydınlık içinde aydınlık,sen açıklık içinde açıklıktın.
Seninle sevgiler sevgili olur, seninle muhalimiz hâle dururdu.
Mühürleri kaldırmada son idin sen, can kilitlerini açmada sonuncu, gülümsesen.
Seni görenlerin güneş düşerdi gözünden, seni sevenlerin ışık yayılırdı yüzünden.
Birer efsaneydi iki yanağın; hayal ile hatıra eleğim sağmalarıyla karanın ve ağın.

Sultanım !

Adına altınlar bastıran sultanlar şehirler alırdı, şimdi şehirleri düşüyor adınsız sultanların, adını gizli anıyor aşık-ı nalanların.

Kulluk prangaları çözülünce ayağımızdan, azat oldu zülfünün zinciri solumuzdan ve sağımızdan…

Ashabının kara kerpiçte gözsüz gördüğünü , biz cilalı aynalarda yitirdik de yaptık düğünü.
Tedavisinde hayat bulmuş hekime düşman hasta gibiyiz, mürebbisine kin güden çocuklara yasta gibiyiz.
İnsanlık güneşe nispet zulmete döndü, balıklar suya öfkelendi, kuzgun ete döndü, bahtımız hasrete döndü…

Hasretim !

Gümüş tenli Yusuf’u arayanlar gül teninde Yusuflar Ülkesine girdiler;cennet peşinde koşanlar gül cemalinde cennetlere erdiler…

“Körün elinden tutana Hak’tan yüzlerce ecir vardır!” buyurmuştun.

Kıyam et, tut körlerin elinden ve İsrafilleyin kıyametten evvel bir kıyamet kopar.
Yıllar yılı kendi yatağını öpen nehirlerce ak ezeli özlemlerimizin yokuşlarına ve öğüt, yine öğüt , yine öğüt aşk tanelerimizi değirmenlerinin nakışlarına…

Övüncüm!

Ruhlarımızdan kuşluklar geçti, gün geçti…
Akşam oldu, düğün geçti… ve gece olmadan, Yesrib’in güneşi, kerem kıl, tüllenen hayallerimize bir huzme bıraksın himmetin ve artık getirdiğin kutsal emanetin kaybolacağından korkmasın ümmetin!
Kalbimizi kaydırmadan, bize onu haşre dek baki kılma ruhsatı ver ve yalın unutuşların poyrazında bırakıp bizi bir başımıza, belleklerimizin tereddüt dolu zembereklerinde kıvrandırma yeter.

Gel son kez ilk baharımız ol!

Bu mevsim güller incitilmesin, gamküsarımız ol!

Ömrüm!

Tâhâ ve Yâsin aşkına…

Öncesinde Sen’in aşkın yoksa neye yarar ölüm !

Selam ve duâ ile..

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #19
Standart

Aşkı arzulayıp erişmek lazım,
Ağla gönül ağla hu diye diye...
Hakk'ı destekleyip savaşmak lazım,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Şu sendeki kibri atıver hele,
Gaflete, zillete çatıver hele,
Dünyayı ukbaya katıver hele,
Ağla gönül ağla hu diye diye..

Görüneni görmek hüner değildir,
Kahkahayla gülmek huzur değildir,
Zikretmeyen kalp özgür değildir,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Nefsini ateşte yak ta uslansın,
Seherlere kadar amansız yansın,
Ruhun bu kazanda güzel arınsın,
Ağla gönül ağla hu diye diye...

Hayat seni hiçe itmeden evvel,
Güz gelip te sana çatmadan evvel,
Can teninden uçup gitmeden evvel,
Ağla gönül ağla hu diye diye..


________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 
Alt 22 Aralık 2019, 03:30   #20
Standart

Bizleri de Mahrum Eyleme

Durmaz yanar vücudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah
Sensin benim maksudum Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Gül bülbülün ormanı Allah
Ver derdime dermanı Allah
Şükür erdik bugüne Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Halas eyle narından Allah
Ayırma didarından Allah
Cennette cemalinden Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

Kandiller yana yana Allah
Dervişler döne döne Allah
Son nefeste imanından Allah
Bizleri de mahrum eyleme Allah

________________

“çirkinsiniz ve bu fiziksel değil.”
- Sanalı bıraktım arkadaşlar, Allah'a emanet olsun.
Hoşçakalın.
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:48.