|
19 Mart 2021, 12:26 | #1 | |
Alıntı:
Benim açımdan ikiside faizdir . Vadeli olarak yanlızca bir ürünü birinden alabilirsen belki girmez faize onunda belirli oranları var . @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ın evi 100 bin bana 120 ye vadeli olarak verirse ödemeyi ona yaparsam bir ihtimal kurtarır . Ama finans kurumları devreye girince iş değişiyor işte . Katılım ve normal bankaların aynı olduğunu düşünüyorum . İkiside para satmış oluyor sonuçta . Günümüz ekonomi şartlarında küresel piyasaya ayak uydurmadan bir iş yapmak da bir hayli geriye atıyor lakin Allahın emri hepsinin üstündedir . Faiz haramdır sadece insanlar kendi vicdanlarını rahatlatıyorlar . ikisi aynı mantık benim görüşümce ...
________________
Sayonaraaa.. |
||
|
19 Mart 2021, 14:03 | #2 | |
Alıntı:
diyebilirsin ki, çalışarak çaba sarf ederek kazandığım para ile evi aldım o sebeple kiraya veriyorum, e diğer tarafta da çalışarak çaba sarf ederek kazandığın parayı bankaya kiraya veriyorsun o da senin paranı kullandığı için sana karşılığını veriyor. tıpkı evinde oturan kiracı gibi. üstelik senin paranla iş kuran, ev alan, araba alan, evlenen, yuva kuran insanlar da oluyor. dediğim gibi tamamaen nasıl baktığına bağlı olaya, diyanet kısmına gelince astronomik bir bütçeye sahip olup bu kadar işe yaramayan başka bir kurum yoktur herhalde. bu ülkenin üzerine çok büyük bir yük. Kiliseler, din kurumları uzaktaki fabrikalarında üretilen yalanları insanlara satan mağazalardır. bu tür oluşumlar parayı cebine atıyor ve dış dünya, boğaz tokluğuna ölümüne çalışırlarsa bir ruh kazanabileceklerine inanarak yetiştirilmiş, hizmetçilik, bahçıvanlık, bulaşıkçılık ve boyacılık yapan, dürüst müslümanlardan geçilmiyor. dini, devletin kontrolünde tutan, cuma hutbeleri hazırlamaktan başka hiçbir işe yaramıyor. devletin ağzına, devletin duruşuna, devletin düşüncesine bakan bir diyanet. gerçeği, hakikati söylemek yerine iktidarın söylenmesini istediği şeyleri söyleyen bir diyanet. iktidardan korktukları kadar allah'tan korkmuyorlar. ne şiş yansın ne kebap demeden, orta bir yol bulup geçiştirmek, nabza göre şerbet vermek yerine yalnızca hakkı, yalnızca doğru olanı korkmadan, çekinmeden, tereddüt etmeden haykırabilseydi ve bir konu hakkında allah'ın emirlerini açıklarken devlet erkanına "ne diyelim? haram mı diyelim, mekruh mu diyelim yoksa müstehap mı diyelim? diye sormak yerine hakkı söylemiş olsaydı eğer o zaman güvenilir bir yer olabilirdi.
________________
Kalabalıkta karşılaştılar. Sakin denizde yılgın ilerleyen gemiler gibi, yürüyen insanların arasında. Yan yana geldiklerinde gözler birleşti, zaman durdu. Sonra geçip gittiler, ardından uyandı. Zaman hâlâ duruyordu... Konu Ocean tarafından (19 Mart 2021 Saat 14:09 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|