IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Felsefe Felsefe hakkındaki tüm konulara bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

 
 
Seçenekler Stil
Alt 28 Nisan 2020, 15:45   #1
Felsefe.Net Sunucu Sahibi
EkinokS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Modern Felsefe

Modern Felsefe, Avrupa’da, on beşinci yüzyıldan başlayıp, 20. yüzyıla dek olan felsefe. Modernlik, bir çağın temel özelliklerini, kendisinden önceki çağ ile karşı karşıya getirerek, ortaya koymayı ifade ettiğinden. modern felsefenin temel özellikleri, Ortaçağ felsefesinin özellikleriyle karşı karşıya getirilerek şöyle ortaya konabilir:

1- Modern felsefe, her şeyden önce oldukça farklı bir siyasi ve toplumsal yapının felsefesidir. Çünkü, Ortaçağın birlikli feodal toplum yapısı, yerini çok uluslu bir yapıya, bağımsız devletler topluluğuna, ümmetçilikle, mutlakiyetçilik ve kollektivizm de yavaş yavaş yerlerini ulusçuluk, bireycilik ve düşünce, duygu ve eylemde özgürlüğe bırakır.

2- Ortaçağ felsefesinin eser verme tarzı, belli düşünürlerin, özellikle de t Aristoteles’in belli eserleri üzerine standart şerhler yazmaktan oluşurken, modern felsefede, filozoflar hiçbir şekilde şerh yazmayıp, özgün denemeler kaleme almışlardır.

3- Ortaçağ felsefesi kurumsallaşmış bir felsefe olup, tüm önemli filozoflar, üniversitede ders verme işiyle meşgul olmuşlardır. Oysa, modern dönemde, önemli filozoflardan hemen hiçbiri, en azından on dokuzuncu yüzyıla kadar, üniversitede çalışmamıştır.

4- Yine, Ortaçağda felsefe, dar bir çerçevede, kilise etrafında ve üniversite içinde gerçekleştirilen akademik bir uğraş iken olup, teknik bir felsefedir. Halk kitleleri bu bakımdan cahil addedilmiştir. Buna karşın, modern dönemde, felsefe, matbaanın da etkisiyle, geniş kitlelere ulaştırılmaya çalışılmış bir felsefedir. Filozofların hemen tümünde, halkı aydınlatma, bilinçlendirme gibi bir çaba söz konusu olmuştur.

5- Ortaçağda felsefenin geleneksel bir yapısı varken, modern felsefe, geleneği tümüyle yıkan bir felsefedir.

6- Ortaçağ felsefesinin dogmaya, kiliseye tabi olduğu yerde, modern felsefe, salt aklın ürünü olmak anlamında, özerk olan bir felsefedir. Başka bir deyişle, Ortaçağ felsefesi, teolojiye bağlı, teolojinin hizmetinde olan bir felsefe iken, modern felsefe teolojiden tümüyle bağımsız olmuştur.

7- Ortaçağ felsefesinin Tanrı merkezli olduğu yerde, modern felsefe İnsan merkezlidir. Nitekim, özellikle Rönesans ve Aydınlanma felsefesine damgasını vuran akım hümanizmdir.

8- Yine, Ortaçağ felsefesinde, doğa hiçbir zaman ayrı bir araştırma konusu olmamışken, modern felsefede, doğa, özellikle gelişen bilimin etkisiyle, felsefenin en önemli araştırma konusu haline gelir. Başka bir deyişle, Ortaçağ felsefesinde, doğa temel gerçekliğin uzak bir gölgesi olarak görülürken, modern felsefe doğanın, dünyanın niceliksel olarak belirlenebilir olan içkin yapısıyla ve dinamik süreciyle ilgilenir.

9- Ortaçağ felsefesinde, doğa tanrısal varlık alanının bir uzantısı ya da tezahürü olarak görüldüğü için, teleolojik bir doğa anlayışı hakim olmuştur. Oysa, modern felsefede, mekanik bir doğa anlayışı ön plana çıkar. Buna göre, modern felsefede, doğa, mekanik nedenlerin etkisiyle gelişen, toplam enerji ya da hareket miktarının sabit olduğu, kendi içine kapalı bir sistem haline gelir. Başka bir deyişle, Ortaçağın doğaüstücü varlık anlayışı, modern felsefede yerini doğalcılcılığa bırakır.

10- Bu durum, modern felsefede, ahlak felsefesi açısından da bir değişime yol açmıştır. Ortaçağın etik anlayışı, Tanrı aşkıyla, ebedi bir saadetle belirlenen bir ahlak anlayışıyken, modern felsefede, kendi içine kapalı bir sistemde, İnsanın özgürlüğünü kurtarma ve yeni bir etik anlayışı, dini ya da teleolojik ahlaktan bağımsız, özerk bir etik geliştirme söz konusu olur.

11- Modern felsefede, felsefenin, Ortaçağ felsefesinin tersine, İnsan merkezli olmasına koşut olarak, İnsan psikolojisi de gelişir. Bu durum hemen tüm modern filozoflar, ama özellikle de Ada Avrupa’sı empirist filozofları için geçerlidir. Locke, Berkeley ve Hume gibi empirist düşünürler, yurttaşları Newton’un fiziki alem için yaptığını, ruhsal veya zihinsel alem için yapmaya çalışmışlardır.

12- Modern felsefe için, herhalde en belirleyici özellik, biraz da bilimsel devrimin etkisiyle, epistemolojinin düşünce tarihinde ilk kez ontolojinin önüne geçmesi, ve dolayısıyla varlık merkezli bir düşünce tarzından ben merkezli bir düşünce tarzına geçiştir. Buna göre, Ortaçağ felsefesinde, tıpkı ilkçağ felsefesinde olduğu gibi, ontoloji önce gelir ve düşünürler, hiçbir istisna olmadan, realist bir tavırla, zihinden bağımsız bir gerçekliğin varolduğunu öne sürerken, nesneden özneye geçişte, dış gerçekliğin zihin tarafından bilinmesi sürecinde problematik bir şey olmadığını düşünürler. Oysa, modern felsefede, filozoflar, zihinden ya da özneden hareket ederler, ve zihinden maddeye geçişte, öznenin varlığın bilgisine ulaşmasında birtakım güçlükler bulunduğunu teslim ederler. Bu tavrın doruk noktası, eleştirel felsefesi ve İnsan bilgisinin sınırlılığına ilişkin görüşleriyle Kant’tır.

13- Ortaçağda, tek geçerli varlık görüşü olan birciliğin yanında, ikicilik meşru olmayan, yasak bir öğretiyken, modern felsefede, ön plana çıkan anlayış düalizmdir. Başka bir deyişle, madde-form, beden-ruh analizine tabi tutulabilmekle birlikte, gerek İlkçağ ve gerekse Ortaçağ felsefesinde, birlikli, bütünlüklü ve düzenli tek bir töz olan İnsandan, modern felsefede iki ayrı töz ortaya çıkarılmıştır. Bu ise, bütün bir modern kültüre damgasını vuran ikiciliği gündeme getirirken, zihin felsefesinin, ayrı bir felsefe dalı olarak doğuşuna işaret eder.

14- Ortaçağ felsefesinin göksel devlet yeryüzü devleti arasında kurduğu karşıtlıktan, ve kiliseyle devlet ilişkisinde, kiliseyi temele alan, siyasete en küçük bir değer vermeyen yaklaşımından sonra, modern felsefede, değişen siyasi ve toplumsal yapıyla birlikte, siyaset felsefesi de önem kazanmıştır.

15- Ortaçağ felsefesinde, düşünürler tarafından geliştirilen öğretiler bağlamında da, tam bir monizm söz konusu olup, resmi görüşe uygun olmayan öğretilere hiçbir şekilde izin verilmezken, modern felsefede bir sistemler çokluğu söz konusudur.

16- Modern felsefe, yöntem açısından da temelli bir değişime tanık olmuştur. Buna göre, Ortaçağından tümdengelimsel tasım mantığından, Skolastik yönteminden sonra, modern felsefenin, yalnız tümdengelimden değil, fakat aynı zamanda tümevarımdan meydana gelen yeni yöntemi bir senteze işaret eder. Modern felsefede yöntemin tümevarımsal öğesi Ada Avrupa’sı düşünürleri tarafından savunulurken, tümdengelimsel öğesi daha çok, Kıta Avrupa’sı rasyonalistler tarafından temsil edilmiştir.. Pipo'sunu yakar...
________________

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Konu EkinokS tarafından (28 Nisan 2020 Saat 15:47 ) değiştirilmiştir..
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:54.